"غداء" - Translation from Arabic to Turkish

    • yemek
        
    • öğle
        
    • öğlen
        
    • brunch
        
    • Yemeğe
        
    • yemeğim
        
    • yemekti
        
    • beslenme
        
    • yemekleri
        
    • yemekler
        
    • Akşam yemeği
        
    Oraya gittiğimden beri bir tane bile yemek ücreti ödememe izin vermedi. Open Subtitles لم يدعني أدفع حساب أية وجبة غداء منذ أن بدأت أقصد مطعمه
    Seninle kız kıza yemek yiyeceğiz ve herkes hakkında dedikodu yapacağız. Open Subtitles نحن سَيكونُ عِنْدَنا غداء بناتِ منتظماتِ ونتحدث سويا عن كل الناس
    Yani dedim kızımın aile birliği toplantısına gitmek ve okul yemek programındaki okul sütünde ne olduğunu açıklamak istesem, açıklayamaz mıyım? Open Subtitles وأشرح لهم ما بالحليب المدرسي في برنامج غداء المدرسة أنا لا أستطيع؟ لا يمكنك أبدا الكلام عن هذا في أي مكان.
    Merhaba arkadaşlar, bu haftaki öğle yemeği anketini kontrol etmeye geldim. Open Subtitles مرحبا، رجال، جئت للفحص على غداء هذا إسبوع موضوع الإستطلاع المرة.
    Burada olmaktansa öğle yemeğini tercih edersin gibi mi hissediyorsun? Open Subtitles هل ترغب في أن تعدّ لنا غداء بدلًا عن ذلك؟
    Her öğlen yemeği saatinde, Brick'in gözü önünde BlueBell'in güzel insanlarıyla sohbet edeceğim. Open Subtitles كل فترة غداء اقوم بالتحدث مع سكان بلوبيل الطيبين في مجال رؤية بيرك
    Bir çok ölümden sorumlu bir avcıyı yeni kızlarım için yemek yapmak. Open Subtitles الامساك بصياد مسؤول عن الكثير من جرائم القتل و سأجعلك غداء لابنتيّ
    Yani kısacası, bazen elinde bir bavulla bazende bir yemek kutusu yeterli olur. Open Subtitles إذاً, ما يظهر على أنه شنطة سفر في الحقيقة ليس إلا صندوق غداء
    Bunu getirdim. Dışarıdan güzel bir yemek söyleriz diye düşündüm. Open Subtitles لقد أحضرت هذه وفكرت بمقودري أن أطلب وجبة غداء لكِ.
    Bu sayede bedava yemek yedik, değil mi? Söylenen yok. Open Subtitles ،لكننا حصلنا على غداء مجاني بسبب ذلك هل أتذمّر ؟
    yemek pişirmelerine izin verin. Bugün harika öğle yemeği, aşçılık işleri yapmalarına izin verin. TED دعهم يطبخون. غداء عظيم اليوم، دعهم يؤدون مهام مطبخية.
    Aron'a yemek hazırlıyorum. İstersen bundan böyle sana da hazırlarım. Open Subtitles أنا أحضّر غداء آرون سأحضّر غداء لك، أيضاً، إذا شئت، بعد ذلك
    Ofise uğrayıp seni erken bir öğle yemeğine çıkarmama ne dersin? Open Subtitles ما رأيك ، سأمر على المكتب ثم أصحبك في غداء مبكر؟
    Hapishanedeki suçlulara bile bir saatlik öğle tatili verildiğini biliyor musunuz? Open Subtitles هل تدركون أن حتى المجرمين في السجن يأخذون ساعة غداء ؟
    Bu da öğle tatilinden erken dönüp, masasına oturması anlamına geliyordu. Open Subtitles وهذا يعني أنها عادت أبكر للمكتب خلال ساعة غداء ذلك اليوم
    Ondan sonra da, Bay Moray bize öğle yemeği verecek. Open Subtitles وبعد ذلك , السيد موراي قد أعدّ لنا مأدبة غداء
    Umarım hakim bir an önce gelir. öğle yemeğim var. Open Subtitles اتمنى أن تأتي القاضيه إلى هنا قريباً لدي موعد غداء
    Zor olur. öğle vakti olacak. Çok çıkış kapısı var. Open Subtitles سأكون مُقيدة ، إنه وقت غداء هُناك الكثير من المخارج
    O da bana başka bir öğlen yemeği verip veremeyeceğimi sordu. Open Subtitles لذا سئل عمّا إذا كان بوسعي أن أقيم حفل غداء آخر
    Pazar brunch'ı hazırlardı. Open Subtitles لقد كانت تُعدّ وجبة غداء وعشاء يوم الأحد.
    En iyisi Yemeğe erken çıkmanız için 10 bin diyelim. Open Subtitles ماذا عن عشرة آلاف تأخذك لاستراحة غداء سريعة اتفقنا ؟
    Dört martinili bir yemekti. Open Subtitles لقد كان غداء مع اربعة كئوس مارتيني
    Seni beslenme çantandan yerken gördüm ve o sessiz film yıldızı tarzı bıyığınla ne yapmaya çalıştığını hiç bilmiyorum ama oldukça sefil gibi gösteriyor. Open Subtitles رايتك, رايتك تأكل من حقيبة غداء وهل تعرف, لا أعرف ما الذي يحدث مع كل هذا الصمت في فيلم الشارب
    İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra hükümet okul yemekleri işine girmiş. Open Subtitles الحكومة دخلت في مجال غداء المدرسة بعد الحرب العالمية الثانية
    Turistik bir şey sanmayın, yemekler harikadır. Open Subtitles يالها من خسارة يبدو أنه غداء عمل، لكن الطعام شهى
    Damarlarından akan kanın kokusunu alabiliyorum. Akşam yemeği gibi kokuyor. Open Subtitles يمكنني أن أشم الدماء تجري بعروقكَ، تبدو رائحتها مثل غداء.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more