"غضب" - Translation from Arabic to Turkish

    • öfkesi
        
    • gazabı
        
    • sinir
        
    • kızgın
        
    • sinirlendi
        
    • öfkesini
        
    • kızdı
        
    • öfkeyle
        
    • öfkeli
        
    • Hiddeti
        
    • gazabından
        
    • gazabını
        
    • sinirli
        
    • kızgınlık
        
    • öfkesinden
        
    Halkın öfkesi büyürken polis krizin en büyüğüyle karşı karşıya... Open Subtitles ومع إزدياد غضب الرأي العام , فالشرطة تواجه أكبر أزمه
    Batıdan gelen insanların demografik değişimlerine baktığımız zaman öyle görünüyor ki şimdi şahit olduğumuz şey üzümlerin gazabı. TED عندما ننظر إلى التغيرات في الإحصائيات الديموغرافية للأشخاص القادمين من الغرب، يتبين أنه ما نراه الآن هو غضب العناقيد.
    Fırında makarna yeterince peynirli olmadığı için Kenny sinir krizi geçirdi. Open Subtitles كينى جاتله نوبة غضب عشان المكرونة بالجبنة ماكانش فيها جبنة كفاية
    Düşünebiliyor musun, öyle güçlü bir varlık kızgın olduğunda neler yapabilir? Open Subtitles هل تتصور كيف ستكون نتيجة غضب شيء بمثل تلك القوة الرهيبة؟
    Senin gibi birine asla bakmaz dedim ve sinirlendi ve bana vurmaya başladı. Open Subtitles أخبرته أنّها لن تنظر إلى شخص مثله فأصابته نوبة غضب ، وقام بضربي
    Çılgın hareketlerin yırtıcı bir hayvanın bilinçsiz öfkesini hatırlatıyor! Open Subtitles ان أفعالك المتوحشة تدل على غضب و حش غير معقول
    Ama birgün köpek kızdı ve adamın ilk tekmesinden sonra onu ısırmaya başaladı. Open Subtitles ,ولكن يوماً ما, اشتد غضب الكلب وبعد الركلة الأولى له بدأ يعض
    Dün gece yemekte bir beyefendinin yanında oturdum ve bana öfkeyle neden şehrimizin bu kendilerine yardımı olmayanlara yardım etmesi gerektiğini sordu. Open Subtitles الليلة الماضية، جلست بجانب رجل وسيم في العشاء و سألني في غضب لماذا يجب على مدينتنا أن تساعد الذين لا يساعدون أنفسهم.
    Çatışma sonrası durumlarda, durumun tekrar çatışmaya yönelmesinin sebebi yaşlı kadınlar öfkeli olduğu için değildir. TED في حالات مابعد الحرب بسبب أنهم عادةً يرجعون الى الحرب ليس بسبب غضب النساء العجائز
    Yaşamım boyunca annemin öfkesi küçük evimizi bir mayın tarlasına dönüştürürdü. TED طوال حياتي، حوّل غضب أمي منزلنا إلى حقل ألغام.
    Bizde beklenti öfkesi var ve bunu her bir gün kadın ve marjinal insanların dirençli öfkesinde görüyoruz. TED ‫لدينا غضب من الأمل، ونحن نراه كل يوم‬ ‫في الغضب المقاوم للنساء والمهمَّشين.‬
    Aksi takdirde, Piper gazabı ile uğraşmak zorunda olacak. Open Subtitles خلاف ذالك, نحن علينا التعامل مع غضب بايبر
    Tanrı'nın gazabı uyanınca, en güçlüler bile karşı gelemez. Open Subtitles , عندما يزداد غضب الإله حتى المُستبِدون يجب أن يقعوا
    Ve bir tanesini kaçırırsam koca adam sinir krizi geçiririm. Open Subtitles أنا شخص بالغ وإذا فوت واحد ستنتابني نوبة غضب بالغة
    sinir veya acıma mı, 25 yıllık savaş hakkında ilk defa bir şey duyduğum için hissettiğim suçluluk muydu, bilmiyordum. TED لم أعرف ما إذا كان غضب أم شفقة، إن كان شعور بالذنب فلأنها أول مرة أسمع فيها عن حرب امتدت 25 سنة.
    Ağır bir şekilde silahlanmış sivil bir nüfusun bunların olmasına neden izin verildi diye gittikçe daha kızgın hale gelmesinin sizin kişisel güvenliğiniz için ne anlama geldiğini hayal edin. TED تخيلوا ما يعنيه لأمنكم الخاص وشعب مدجج بالسلاح يزداد غضبا على غضب حول السبب الذي سمح لهذا بالحصول.
    Beynimize bu muhteşem fikir için teşekkür ederiz, bunu deneriz ve kızgın ya da mutsuz olduğumuzda çikolata ya da dondurma yersek iyi hissettiğimizi öğreniriz. TED نشكرُ عقولنا لهذه الفكرة الرائعة، حاولوا هذا وستتعلموا بسرعة انه إذا تناولنا شوكولاتة أو آيس كريم عندما نكون في حالة غضب أو حزن، نشعرُ بتحسن.
    İkimiz de aynı şeyi hissetmedik diye sinirlendi ve çekip gitti. Open Subtitles فقط لأننا لم يكن لدينا نفس التجربة بالضبط غضب وذهب بعيداً
    Frollo'nun öfkesini daha da uyandırmak akıllıca olmaz. Open Subtitles لن يكون من الحكمة ان تثيري غضب فرولو اكثر من ذلك
    Dün beni odun alırken gördü ve çok kızdı. Open Subtitles لقد رآني أشتري حطب للنار بالأمس و غضب بشدة
    Bu öfkeyle yazılmış bir şey. Biraz durur musun? Open Subtitles لقد كتبت هذا فى لحظة غضب ،تحملّى من فضلك
    Radikal bir mimarın klişesi bir kuruma karşı savaş veren öfkeli genç bir adam gibidir. TED إبتذال المعمارية الراديكالية هونوع من غضب الشاب المنتقض ضد المؤسسة
    Gece Hiddeti'ni bu adadan göndermediğimiz müddetçe Thor'un ateşi başımızdan yağmaya devam edecek. Open Subtitles حتى لو أبعدنا غضب الليل عن هذه الجزيره نيران ثــــور ستستمر بالسقوط علينا.
    Eğer onun gazabından korkuyorsan ismini yayınlamayız, ama raporlaman da kurmacan kadar iyiyse sana başka bir iş daha vereceğim. Open Subtitles إذا كنت خائفا من غضب الرجل سوف لن نطبع اسمك ولكن اذا كانت تقاريرك جيده كـما هي خيالاتك سأعرض لك مقالة اخرى
    Dawn'ın gazabını ben hak ediyorum ama sana neden ters davranıyor? Open Subtitles حسناً , أنا استحق غضب داون ولكن لماذا تصب غضبها عليكِ؟
    - Çok sinirli. - Olmak zorunda. Open Subtitles ـ أنه ينم عن غضب هائل ـ حسناً، من المفترض أن يكون
    Bu beni onca kızgınlıktan arındırdı, beni öldürebilirdi o kızgınlık. Open Subtitles حررني ذلك من غضب شديد كان من المحتمل أن يقتلني
    Kış fırtınalarının öfkesinden evvel, sürüklendiğinde, denizdeki başıboş buz kütleleri, kıyıya sabit buz kütleleriyle çarpışıyor; Open Subtitles منقادةً بفعل غضب عواصف الشتاء، تصطدم الأطواف الجليدية في البحر بالحواف الجليدية الثابتة على الشاطئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more