"فخور بك" - Translation from Arabic to Turkish

• Seninle gurur
• gurur duyuyorum
• Sizinle gurur
• gurur duyduğumu
• gurur duyuyor
• Senle gurur
• gurur duydum
• gurur duyardı

- Konuşmak manasındaysa, evet. - Seninle gurur duyuyorum, oğlum.
بطريقة ما نعم لقد فعلت أنا فخور بك يا إبني

Evlat, Seninle gurur duyuyorum. Bay başkan! Bay Başkan yardımcısı.
ولد , أنا فخور بك سيدي ألرئيس سيدي نائب ألرئيس

Uzun yollar kat ettin. Bunun için Seninle gurur duyuyorum.
انت جئت من مكان بعيد وانا فخور بك لاجل ذلك

Berbat bir karardı. Hakkını aradığın için Seninle gurur duyuyorum, evlat.
كان ذلك حكم مريع, وانا فخور بك بني لوقوفك بجانب العداله

Seninle gurur duyuyorum, Kurt. Kimin bildiği umurumda bile değil.
أنا فخور بك كورت لا تفكر في من يعرف الأمر

Dediğimin tam tersini yapmış olmana rağmen, Seninle gurur duyuyorum.
وعلى الرغم من أنك تجاهلتي طلبي تماما، أنا فخور بك

Konuşmak istiyorum. Babam da Seninle gurur duyuyor.
اجلس يا جونى , أريد ان أتكلم معك الدون أيضا فخور بك

Seninle gurur duyuyorum. Bu yaptığın doğru bir şeydi.
اسمع، أنا فخور بك جداً أقصد أن هذة هي خطوة جيدة

Patron, Bay Dempsey Seninle gurur duyacak.
الرئيس، السّيد ديمبسي يَجِبُ أَنْ يَكُونَ فخور بك جدا.

Seninle gurur duyuyorum.
حسنا لورانس , لقد كان عملك جيد أنا فخور بك

Seninle gurur duyuyorum. Bu para, senin gibi bir çocuk için çok fazla.
أنا فخور بك هذا الكثير من المال لفتى مثلك

çalışmak ahmaklar için evlat, Seninle gurur duyuyorum. ben bunu farkedebildiğimde senin iki katın yaşındaydım
أنا فخور بك يا بُنيّ، كنت بضعف عمرك عندما أدركت ذلك

Seninle gurur duyuyorum. Sayıları çok olduğu halde yüzleştin.
لكن لتعلم إني فخور بك لقد واجهتهم، و هم يفوقونك عدداً

- Hayır. Sona erene kadar eğlenceli olacak. - Seninle gurur duyuyorum, kovboy.
لا كل شئ سيكون ممتعا ما دام مستمر انا فخور بك يا راعى البقر

Angel'ın seni eğitmesi için gösterdiğin girişim, aldığın sorumluluk. Seninle gurur duyuyorum.
تتدربين مع آنجل، تتحملين المسئولية أنا فخور بك

Ama sen ayıyla gerçek bir adam gibi baş ettin. Seninle gurur duyuyorum, evlat.
لكنك استطعت التعامل مع ذلك الدب اني فخور بك يا ابني

Burada olsa Seninle gurur duyardı.
لقد أراد أن يكون فخور بك أنظر لنفسك ماتزال شاباً ..

Gerçekten Seninle gurur duyuyorum Jer. Biliyorsun ki, bu uçma işini iyi zaptettin
أنا فخور بك حقاً, يا جير أعتقد أنك تغلبت حقاً على هذا الشيء الطائر

Bunu küçümsüyor gibi gözükmeden nasıl söyleyebilirim bilmiyorum ama sizinle gurur duyuyorum.
اعتقد انه من الصعب قول ذلك دون ان ابدو ضعيفا لكن انا فخور بك

Galiba buraya sizinle ne kadar gurur duyduğumu söylemek için geldim.
أعتقد أني أتيت إلى هنا لأقول لك كم أنا فخور بك

Sen insanlar arasına karışmayı başardın, senle gurur duyuyorum.
و أنت انضممت إلى عالم البشر، و أنا فخور بك

Sizlerle her zaman gurur duydum çocuklar, ve ben sarhoş bir yargılayıcı ahmak olarak tasvir edilmeyeceğim.
أنا كُنْتُ دائماً فخور بك أولادِ، وأنا لَنْ أُصوّرُ كالبعض سكران , judgemental حمار.