"فكل" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek
        
    • herkes
        
    • tüm
        
    • bütün
        
    • herşey
        
    • yani
        
    • her şey
        
    • hepsi
        
    • her bir
        
    Diyoruz ki, yapmamız gereken tek şey bu güçlü lideri seçmek ve bizim sorumlarımızı bizim yerimize de çözecek. TED فكل ما نقوله، كل ماعليك فعله هو أن تنتخب هذا الزعيم القوي وسيقوم هو أو هي بحل كل مشاكلنا.
    Onu teselli edecek tek kişi sen olmayacaksın. bütün sevgilileri içeride. Open Subtitles فلن تكون أنت الوحيد القادر على إرضائها , فكل عشاقها بالداخل
    Uyumaya iznim olan tek yer paçavranın üstü, seni küçük sıçan! Open Subtitles فكل ما لدي لأنام عليه هو سجادة في الزاوية أيها الفأر
    herkes aynı hayal ürününe inandığı sürece herkes aynı kurallara uyar ve itaat eder, aynı kalıplar ve aynı değerlere. TED وطالما آمن كل واحدٍ بنفس الخيال، فكل واحدٍ عندها سيذعن ويتبع نفس الأحكام، نفس السنن، ونفس القيم.
    Şimdiye kadar, ne kadar eğitimli olursa olsun, görüştüğüm hemen herkes, mercanların nereden geldiğinden veya tam olarak ne olduğundan emin değil. TED ورغم ذلك، فكل شخص ألقاه تقريبًا، وأيًا كان مستوى تعليمه، لا يعرف ما هو المرجان ولا من أين يأتي.
    Artık 45 saniyede bir yapıyoruz ve tüm gün yapıyoruz. TED أما الآن فكل 45 ثانية بل ونفعل ذلك طوال اليوم.
    Bu sebeple, bütün bunlar, içeriğin yaratılması, uygunluğu ve temel insan ifadesindedir. TED إذاً فكل ذلك في إنشاء المحتوى ، ذا الصلة، تعبيرات بشرية أساسية.
    yani, yeni olan herşey yararlıdır, beni iyice eski kafalı yaptın. Open Subtitles إذاً فكل شيء جديد يكون نافع، إنك تجعلينني أشعر إني قديم.
    O zaman yapmamız gereken tek şey, Zuko'yu sinirlendirmek. Yeterince kolay. Open Subtitles إذاً فكل ما نحتاجه هو جعل زوكو يغضب الأمر سهل جداً
    Hoşlandığın bir kız varsa, yapman gereken tek şey gidip sormaktır. Open Subtitles إن كانت هناك فتاة تعجبك، فكل ما عليك فعله هو سؤالها.
    Herhangi biriniz burada kalmayı tercih ederse, tek yapması gereken zili çalmak. Open Subtitles لأنه إن فضل أحدكم البقاء هنا فكل ماعليه هو دق هذا الجرس
    yani tek yapmamız gereken, bunu takanın beyin gücünü yükseltmek. Open Subtitles فكل ما نحتاجه هو تعزيز القوة الدماغية لشخص يرتدي هذا.
    tek yapman gereken onunla oynamak, biraz değiştirmek ve işe yarayan, başarılı olan başka bir tane yaratmak. TED فكل ما علي كان القيام به .. تغيرها قليلاً وتعديلها قليلاً وان انتج شيئاً يفيد حقاً من ذلك التغير .. وينجح فعلاً
    yani ihtiyacımız olan bütün gereçler var ve bizi sınırlayan tek şey ise hayal gücümüz. TED فكل الأدوات موجودة حولنا ولا يقيدنا سوى خيالنا
    Ve ayrıca 15 yaşında bir çocuğum olduğu için tek yaptığım şey yemek pişirmek, yemek pişirmek ve yemek pişirmek. TED وبما أنه لدي ابنٌ في الـ ١٥ من العمر ، فكل ما أفعله هو الطبخ ، والطبخ ، والطبخ.
    Bu yüzden devlet - en önemli kuruluşlardan birisi - zayıf ve sağlıksız olduğunda, herkes ve her şey acı çeker. TED لذلك عندما تكون الحكومة وأحد أهم هيئاتها الحيوية ضعيفة أو غير معافى، فكل شخص وكل شيء يعاني.
    herkes farklı yöne yürüyor, herkes farklı yöne bakıyor fakat hepsi 45 derece hareket yönüne bakıyor. TED فكل منهم يتحرك في اتجاهاتٍ مختلفةٍ، وكل منهم ينظر من اتجاهاتٍ مختلفةٍ، ولكن جميعهم ينظر إلى وجهة النظر بزاوية 45 درجة.
    herkes bir mektup yazabilir, sen bile. Madero'nun bakışlarını sevdim. Open Subtitles لا فكل شخص يمكنه كتابة خطاب وحتى أنت أريدأنأنظرفىعين" ماديرو"
    Bu yüzden bana karşı geliştireceğin tüm duygular karşılıksız kalacaktır. Open Subtitles مهما يكن الشعور الذي حصلتي عليه فكل هذا يعتمد عليكِ
    Bulabileceğimiz tüm izler sıvı bir temizlik maddesiyle oldukça iyi bir şekilde temizlenmiş. Open Subtitles مع ذلك فكل ما وجدناه هنا هو آثار تنظيف سائل .. الكثير منها
    Cephane fabrikasında bir iş buldum. O zamanlar tüm kızlar o işteydi. Open Subtitles حصلت على وظيفة في مصنع ذخيرة، فكل الفتيات كانت تفعل هذا حينها.
    Kivilerin aşağısında yolculuk etmeye alıştım bu yüzden herşey ters yönde. Open Subtitles كنت معتاداً على الإبحار في القسم الجنوبي للأرض فكل شيء معكوس
    yani sistemin İngilizce hakkında bildiği her şey, aslında motora kodlanmış durumda. TED فكل ما يعرفه النظام عن اللغة الإنجليزية في الواقع مشفر داخل المحرك.
    Hindistan, Birleşik Devletler, Endonezya, Brezilya, hepsi çok-ırklı. TED مثل الهند , الولايات المتحدة الامريكية اندونيسيا , البرازيل فكل هذه الدول تتكون من خليط اعراق
    İngiltere'de bugün tükettiğimiz her bir kalorilik yiyeceğin üretilmesinde 10 kalori harcanıyor. TED فكل كالوري نستهلكه من الطعام في بريطانيا اليوم، يتطلب 10 كالوري لأنتاجه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more