"فوت" - Translation from Arabic to Turkish

• kaçırdım
• kaçırdın
• kaçırdığım
• kaçırmış
• Foote
• kaçırdı
• kaçırmışım
• kaçırdığını
• kaçırdığıma
• Foot
• kocaayak
• kaçırdığı
• kaçırdınız
• kaçırırsam
• kaçırdığımı

- Kusura bakma, doğum gününü kaçırdım. - Doğum günümü kaçırmana sevindim aslında.
ـ أسف لأني فوت عيد ميلادك ـ حسناً , يسرني أنك فوت ولادتي

Yemeği kaçırdım, dışarıdan bir şeyler almaya gittim. Niye?
لقد فوت الغداء, لذا قررت أن أخذ وجبه سريعة, لماذا؟

Orada olmalıydın tüm tantanayı kaçırdın.
كان حري بك التواجد هناك لقد فوت كل الإثارة

Pudge Fisk'in sayısını kaçırdın mı? hiç tanımadığın bir kızla içki içmek için mi?
هل فوت إكمال دورة بادج فيسك من أجل أن تحظى بشراب مع سيدة لم تقابلها من قبل ؟

- İrlanda çete savaşlarını kaçırdığım için hep üzülmüşümdür. - Üzülme.
دائما ما يحزنني اني فوت جرائم الحروب الإيرلندية

Polis memuruna ise yalnızca, çok ilginç bir deneyi maalesef az evvel kaçırmış olduklarını söyler.
قال للشرطي من المؤسف انك فوت علي نفسك تجربه مثيره

Evet, yani, Bay Henry Foote görevinden uzaklaştırılmıştı..
نعم , حسنا , السيد هنري فوت أعفى من منصبه

-Babam gene mi yemeği kaçırdı?
هل فوت ابي العشاء مرة اخرى ؟ اوه انه لا شي ..

Atılmadım, teşekkür ederim, sadece sınavları kaçırdım, bir kümes hayvanları çiftliği işletirken.
لم اطرد منها , فقد فوت بعض الامتحانات بينما كنا نحن نحتل مزارع الدجاج

kaçırdım sanırım.
يبدو إنني فوت ذلك ، اعتقد كنت متفاجأة من الوصول هنا في الساعه 11:

Yarı finalde, o serbest atışları bilerek kaçırdım ve yarınki basın toplantısını düzenlemeden evvel... bunları benden duy istiyorum.
لقد فوت ثلاث رميات بالنهائي بشكل مقصود ورغبت بأن تسمع ذلك مني قبل أن أعلنه باالمؤتمر غداّ

En son oturup konuştuğumuzdan beri sadece üç seans kaçırdım.
لقد فوت ثلاث جلسات فقط, منذ ذلك الحديث من القلب للقلب

Kusura bakma, bu sabahki dramayı kaçırdım.
اسف , لقد فوت الدراما هذا الصباح كنت اري احد العباقره هنا

Resmen elimden kaçırdım. Tam yanıma gelmişti. Onu öpmeliydim ama donakaldım.
لقد فوت الفرصة و لقد اتت إليّ و كان يجب أن أقبّلها ولكن فقط تجمدت

Büyük bir tren izleme gününü kaçırdın.
لقد فوت عليك يوماً جميلاً من مشاهدة القطارات

Cuma günkü turnuvayı kaçırdın, değil mi? Ama pazar gününe kadar eve dönmedin.
لقد فوت البطولة عليك يوم الجمعة، أليس كذلك؟

Plazma donörlerinin izini sürerken öğle yemeğini kaçırdın.
لقد فوت الغداء و انت تبحث عن المتبرعين بالبلازما

Noel gösterini kaçırdığım için çok özür dilerim.
أنا متأسفة حقا لأنني فوت عرض الكريسماس الخاص بك

İşin aslı, kendi filminin galasını bile kaçırmış.
والحقيقة هى أنة فوت أول عرض لأفتتاحية أفلامة

Sanırım, Foote Cone, Ted Bates, D'arcy.
حسنًا يبدو أنّهم، شركات "فوت كون"، "تيد بيتس"، "دارسي".

Birçok testi kaçırdı, tam olarak istekli değil.
لقد فوت العديد من الفحوص من الواضح بأنه غير ملتزم

O kadar çok şey kaçırmışım ki. Çok. Sonsuza kadar burada olmayacağım.
ولقد فوت الكثير أنا لن أكن بالجوار للأبد

Hiç her şeyi kaçırdığını sandığın güçlü hislere kapıldın mı?
هل إنتابك ذات مرة شعور غامر -أنكِ فوت كل شئ؟

Bunca yıldır bunu kaçırdığıma inanamıyorum. Oyununuz nasıldı? Harikaydı!
انا لا أستطيع ان أفكر في كل السنين التي فوت فيها الرقص كيف كان البوكر ؟

Bu tramvay problemi, 1967 yılında Philippa Foot adlı filozofun kurguladığı bir etik ikilemdir.
هذه هي معضلة عربة السكة الحديديّة، والتي تعد نسخة لمعضلة أخلاقية ابتكرتها الفيلسوفة فيليبا فوت في عام 1967.

kocaayak filminin gördüğü en çılgın şey olduğunu söyledi.
و لقد قال: برنامج بيغ فوت كان البرنامج الأشد جنوناً

- Onu konuşmaya zorlama kahvaltıyı kaçırdığı için biraz huysuz.
لاتقلق في حديثك - هو فقط غاضب لأنه فوت الفطور

Performansta ise, eğer kaçırdıysanız, sadece anısı var veya birinin size anlattığı bir hikâye, ama aslında bütününü kaçırdınız.
إذا فوت عرضا، ستكون لديك مجرد ذكرى، أو القصة التي سمعتها من شخص آخر، ولكنك في الحقيقة فوت العرض بأكمله.

Ve bir tanesini kaçırırsam koca adam sinir krizi geçiririm.
أنا شخص بالغ وإذا فوت واحد ستنتابني نوبة غضب بالغة

Bak, öğleden sonraki antrenmanı kaçırdığımı biliyorum.
انظر اعلم انني فوت تدريب بعد الظهر