Birinde bir yaz geçirdin. Bu benden daha fazla bildiğin anlamına gelir. | Open Subtitles | لقد قضيت صيفا ً فى احداها مما يعني أنك تعرف أكثر مني |
-Bütün bir hayatini kafeste geçirdin. -Kim oldugunu kabul ederek... | Open Subtitles | قضيت حياتك محتجزة في قفص عبر قبولك ما أنت عليه |
Bütün gün insanları, bunun bir çıkma olmadığına ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد قضيت معظم اليوم أحاول إقناع الناس أن هذا ليس موعداً |
Güney Sudan'ın Nil nehri kıyısında bu sığır kampında yaklaşık bir hafta geçirdim. | TED | قضيت حوالي أسبوع في مخيم دينكا للماشية. على ضفاف النيل في جنوب السودان. |
Tüm çocukluğum onu bu tarz şeyleri konuşurken dinlemekle geçti. | Open Subtitles | قضيت طفولتي في الاستماع إليها وهي تتحدث عن هذه الأشياء. |
Ben de yıllarımı kayıp ikiz kardeşlerimi aramak için harcadım-- | Open Subtitles | أنا عن نفسي قضيت سنوات في البحث عن توأمي المفقود |
Senin için üç yıl yattım ruh hastası paranoyak herif! | Open Subtitles | لقد قضيت 3 سنوات من أجلك أيها المُصاب بالأرتياب مفهوم؟ |
Dün çok güzel bir gece geçirdiğimi söylemek için aradım. | Open Subtitles | أنظري لقد إتصلت فقط لأقول أنني قضيت وقت ممتعا بالأمس |
Bu geçtiğimiz birkaç ay, biraz tatil yaptın, dış dünyada biraz zaman geçirdin, | Open Subtitles | لقد حصلت على أجازة قصيرة الأشهر القليلة الماضية قضيت بعض الوقت في العالم |
En Son orda yediğinde alışveriş merkezinin hapishanesinde üç gece geçirdin! | Open Subtitles | آخر مرة أكلت هناك قضيت ثلاثة ليالي في سجن المجمع التجاري |
Bu koridorda onunla içeride geçirdiğinden daha fazla zaman geçirdin. | Open Subtitles | لقد قضيت وقتاً فى هذه القاعه أكثر مما قضيته معها |
İnsanların senin hakkındaki düşüncelerine fazla önem verdiğin için hayatının yarısı saklanarak geçirdin. | Open Subtitles | إنكِ قضيت معظم حياتك بخزنة لأنك تكترثين بشأن عمّا سيفكر به الآخرون عنك. |
Bütün günüm Emmy ödüllerini temizlemeye ve... yemek yapmaya ayırdım. | Open Subtitles | لقد قضيت طوال اليوم في تنظيف جوائزك و اعداد الطعام |
Tüm günümü onun öğrenmek istediği, tabur şarkısını söyleyerek geçirdim. | Open Subtitles | قضيت اليوم أتنصت على أغنية الكتيبة والتي طلب منّي تعلمها. |
Ömrüm geleneksel bilgeliğin sürekli olarak sıra dışılıkla sınandığı bir sektörde geçti. | Open Subtitles | قضيت حياتي بأكملها في نشاط صناعي حيث الحكمة العرفية تنافس المستحدثة باستمرار |
Milan'da iç çamaşırı mankenleriyle çıkarak bir mevsim geçirdim Ben. | Open Subtitles | أرجوك,دوايت, لقد قضيت موسما في ميلان أواعد عارضات الألبسة الداخلية |
Dört buçuk sene yattım hapiste. Cezamı çektim. Senden hiç bahsetmedim. | Open Subtitles | قضيت أربعة سنوات ونصف ، قضيت المدة ، ولم أذكر اسمك |
İyi zaman geçirdiğimi ve arayacağımı söyledim kim bunu ciddiye alır ki? | Open Subtitles | قلت إني قضيت وقتاً طيباً وإني سأتصل، ولكن من يأخذ ذلك بالمعنى الحرفي؟ |
Bunu yapmak istediğimi mi sanıyorsun? İşte berbat bir gün geçirdiğini biliyorum. | Open Subtitles | هل تعتقدينَ أني أريد القيامَ بِذلك؟ أعلم أنك قضيت يوماً قاسٍ بالعمل |
Sen onurlu bir polissin ve hayatını da onurlu polis olmak için harcadın ama sonunda bunu elde ettin! | Open Subtitles | أنت شرطي شريف وقد قضيت حياتك شرطيا شريفا وقد حصلت على ذلك ، وهذا ما كل ما ستحصل عليه |
O zamandan beri, aradan geçen 40 sene boyunca, yaklaşık 3.000 saat sualtında kaldım. Bunun 500 saati denizaltı araçlarındaydı. | TED | ومنذ ذلك الوقت وخلال 40 عام قضيت 3000 ساعة تحت الماء 500 ساعة منها في الغواصات |
Biliyor musun, okulun yarısını cezalı geçirmiştim. | Open Subtitles | أتعرفين، لقد قضيت نصف فترة المدرسة معاقب |
Geçen Son 14 yılı bu olayı arkamda bırakmak için uğraşmakla geçirdim. | Open Subtitles | لقد قضيت 14 سنة الأخيرة محاولة نسيان ما حدث في ذلك اليوم |
Onunla sorgu odasında ne kadar zaman geçirdiniz umurumda değil. | Open Subtitles | لا آبه كم من الوقت قضيت في غرفة الاستجواب معه |
İnsanlarla çok fazla vakit geçirdiğin için mi bu hale geldin? | Open Subtitles | هل قضيت الكثير من الوقت مع البشر لذا أصبحت تتصرف مثلهم؟ |
Böylece iki sene boyunca, hükümlü teröristlerle, cihatçılarla ve eski aşırıcılarla görüşme yaptım. | TED | لذلك قضيت السنتين التاليتين في إجراء مقابلات مع إرهابيين مدانين، المجاهدين والمتطرفين السابقين. |