sert bir şey demedim. Reçetesiz bir şey var mı diyorum. | Open Subtitles | لا, ليس شيئاً قوياً أنا أتحدث عن دواء من دون وصفة |
Pekâlâ, ne isterseniz, ama lütfen fazla sert olmasın. | Open Subtitles | ,حسناً, كما تريد, و لكن ليس شيئاً قوياً من فضلك |
Umarım odur. Ona ihtiyacımız var. Yeşil eleman bu sefer oldukça güçlüydü. | Open Subtitles | أتمنى ذلك, نحتاجه بشدة المغامر الأخضر كان قوياً |
Dinle, bu adam üzerinde sağlam bir dayanağın yoksa, ona inanmaya karar vereceğim.* | Open Subtitles | إسمع، ما لم تكن تملك شيئاً قوياً ضد هذا الرجل، فسأعتبره من الأخيار. |
Hayır, karın için yapacağın son şeyi yapmak için onun adına kuvvetli olmalısın. Bu senin ona vereceğin son hediye olacak. | Open Subtitles | هو أن تكون قوياً لأجلها تلك آخر هدية ستقدمها لها |
35 yaşını gören... sert bir silahşora hiç rastlamadım. | Open Subtitles | لم أرى قاتلاً قوياً يعيش حتى يتم ال35 عاماً |
Yaşlı bastardo koktuğu kadar sert değilmiş anlaşılan. | Open Subtitles | فالرجل العجوز الردئ لم يعد قوياً مثل قوة رائحته الكريهة. |
sert bir şey alın. Kendinize getirir. | Open Subtitles | يجب أن تتناولي مشروباً قوياً . لتستعيدي نشاطكِ |
Gevezelik yapamam. Ve sert bir yüz ifadem olmalı. | Open Subtitles | لا يجب أن أثرثر معكما ويجب أن يكون وجهى قوياً |
- İşte aşkı bu kadar güçlüydü. - Çocukların şimdi nerede? | Open Subtitles | ذاك كيف كان حبها قوياً أين أولادك الآن ؟ |
Bu adam göründüğünden daha güçlüydü. | Open Subtitles | هذا المخمور كان قوياً , برغم ما كان عليه |
Ve geriye baktığımda Çok uzaklaşmıştın ve akıntı Çok güçlüydü. | Open Subtitles | وعندما نظرت خلفي كنتي بعيدة عني وكان التيار قوياً |
Çok sağlam bir küçük çocuktun. Yedi ya da sekiz yaşındaydın. | Open Subtitles | كنت ولداً صغيراً قوياً كان عمرك سبع أو ثمان سنوات تقريباً |
Yeni perçinledim. Çok da sağlam değil. | Open Subtitles | لقد رقّعت التـابوت فقط إنـه ليس قوياً بشكل كـاف |
Evlat, Bay Zargana'yı yakalamaya yetecek kadar sağlam bir iğne yoktur. | Open Subtitles | الخطّاف ليس قوياً بما فيه الكفاية لصيد ثعبان البحر |
"Yan kafa kemiğine alınan darbe saldırganın üst vücudunun Çok kuvvetli olduğunu göstermektedir." | Open Subtitles | لكسر الذي على فص الجمجمة الأيمن أن الفاعل يملك جسداً قوياً |
Şampiyon gibi nasıl büyük ve güçlü olacağını söyleyeyim mi? | Open Subtitles | أتريد أن تعرف كيف تنمو لتصبح قوياً و كبيراً مثلي؟ |
Eğer risk almaktan korkmayan, düşünmekten korkmayan ve bir kahramanı olan çocuklarımız olsaydı, dünyamız ne kadar güçlü olurdu? | TED | تخيل كيف سيكون العالم قوياً لو كان لدينا طلاباً لا يخافون أن يجازفوا لا يخافون أن يفكروا ولديهم بطل؟ |
Bunu aşmak için Çok büyük bir güç gerekir. | Open Subtitles | وعلى أحدهم أن يكون قوياً بما يكفي لفعلها |
Ama ben senin anlattıklarına dikkat etmeliyim ve sen Çok güçIü duygulardan bahsettin, sana şunu söylemeliyim eğer sana bir şey söylesem beni dinlemek istemeyeceksin ve şu odadan çıkıp gidebilirsin. | Open Subtitles | لكن من المفترض علي أن أنتبه لمشاعرك ويجب علي أن أقول، لقد أعطيتني إحساساً قوياً أني إن قلتُ لك شيئاً لا تريد سماعه |
güçlüsün ve açıkça belli ki acıya da aşinasın. | Open Subtitles | أنتقويللغاية.. وبالتأكيد لست قوياً على المعاناة. |
Fakat o gece Charlemagne o kadar güçlüymüş ki koruma kalkanını delmiş. | Open Subtitles | ولكن في تلك الليلة شارلمان كان قوياً جداً فقد إخترق درعه الواقي |
güçlüydün, kendini koruyabiliyordun. | Open Subtitles | لقد كُنت قوياً ، كُنت تستطيع الدفاع عن نفسك |
Fizik gücünden Çok beyin gücü. | Open Subtitles | ليس قوياً جسدياً, اكثر من كونه محباً للمشاجره. |
Artık yaşamaya gücüm var mı onu da bilmiyorum. | Open Subtitles | حسناً, اذا كان انعكس الوضع لا اعرف كيف كنت سأصبح قوياً كفاية لفعلها لك |
- Bu meyve aromalı şampuan Çok güçlüdür. | Open Subtitles | -لآن هذا علاج لبصيلات الشعر يمكن أن يكون قوياً بعض الشيء |