Olağanüstüydü ve bize bu kadar çok güvendiği için... ...kendimizi minnettar hissettik. | TED | وكان امراً استثنائيا .. شعرنا بالامتنان انها تثق فينا كل هذا الحد |
Banka bu kadar parayı tutmak için yeterince güvenli mi? | Open Subtitles | تعتقد ان المصرف آمن كفاية لدرجة يحتوي كل هذا المبلغ |
Tüm Bunları gördükten sonra, benimkinin de, seninkinin de yok. | Open Subtitles | ولا حياتى أو حياتك أيضاً بالمقارنة بما وراء كل هذا |
Tüm Bunları unut ve kocam dediğin o katırı da unut... | Open Subtitles | ارمي كل هذا وراء ظهرك وانسي ذلك الجحش الذي تسمينه بزوجك |
Her şey senin suçun, çok ciddi bir sorunun var? | Open Subtitles | بأن كل هذا خطؤك, بأن هنالك شيء خطير قد أصابك؟ |
Baştan söylemeyip, niye O kadar sıkıntıya soktun lan kendini? | Open Subtitles | لم لم تقل هذا منذ البداية؟ لم كل هذا العناء؟ |
Öğrencileri bu kadar erken sahaya götürmek... senin o kötü fikirlerinden birine benziyor. | Open Subtitles | أخذ الطلاب إلى مجال العمل يعتبر مبكراً جدا كل هذا بسبب أفكارك الرديئة |
Ama bu kisi Amerikan olursa bu kadar parayi isviçre'ye transfer edemez. | Open Subtitles | و لكن مخبأ أموال أمريكي لن يصل لسويسرا مع كل هذا المال |
bu kadar paran varken, neden sürekli bir kayalıktan atlamak istermiş gibi duruyorsun? | Open Subtitles | مع كل هذا المال, لماذا دائما يبدو عليك كانك ستقذف بنفسك من المنحدر |
Bunu bu kadar geç fark ettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا اسف ان اخذ منى كل هذا الوقت لادراك ذلك. |
Bir hediye için bu kadar uğraştığına göre merak ettiğim birşey var. | Open Subtitles | و إن كنت مستعدا لتحمل كل هذا لأجل هدية هذا يجعلني أتسائل |
bu kadar dans eden biri için hiç şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | حسناً ، لا غرابة في ذلك بعد كل هذا الرقص |
Manzara pek net gözükmüyor 26 yaşında Bunları yaptığın için | Open Subtitles | المنظر ليس واضحاً بالضبط تشعرين بالعار لأنكِ فعلتي كل هذا |
Şimdi, her kimsen, söyleyebilir misin bana neden tüm Bunları yapalım? | Open Subtitles | ايا كنت هلا اخبرتنى لم علينا تحمل كل هذا العناء ؟ |
Bir oda yüzünden tüm Bunları bir kenara mı atmak istiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تريدان فعلاً أن تخسرا كل هذا من أجل غرفة ؟ |
Eğer Bunları ben yapıyorsam, neden kendimi senin hayatının ortasına sokayım ki? | Open Subtitles | اذا كنت انا سبب كل هذا لماذا اضع نفسي في منتصف حياتك |
Eğer Bunları ben yapıyorsam, neden kendimi senin hayatının ortasına sokayım ki? | Open Subtitles | اذا كنت انا سبب كل هذا لماذا اضع نفسي في منتصف حياتك |
Sanki Her şey kontrolden çıkmış dönüp duruyor, tıpkı şey gibi hız kazanan... | Open Subtitles | وكأن كل شيء يفقد السيطرة الحصول على كل هذا الزخم من الاشياء مثل.. |
Belki sen O kadar zamanı yaşayabilirsin, ama ben yapamam. | Open Subtitles | ربما يمكنك تحمل البحث كل هذا الوقت، لكن انا لا |
Çocuklar ve gıdayla ilgili tüm bu örneklemi gerçekten değiştirmemiz gerekiyor. | TED | نحن حقا بحاجة الى التغيير كل هذا النموذج مع الأطفال والغذاء |
tüm bunlar sayesinde galakside hayat var mı, yoksa sadece biz miyiz sorularına yanıt verebileceğiz. Cevap ne olursa olsun | TED | كل هذا سيساعدنا لفهم سواء كان الكون زاخرا بالحياة أو سواء، بالطبع، نحن فقط من نعيش فيه. كلا الجوابين، بخصوصيتيهما، |
bütün bunlar yakında son bulacak ve törene devam edeceğiz. | Open Subtitles | يجب ان ينتهى كل هذا قريبا ثم نعود إلى الطقوس |
Hergün yararlandığımız bütün bu harika plastikler önce plastiği moleküllerine ayırıp daha sonra da özel yöntemlerle geri birleştirilerek yapılıyor. | TED | حيث تقوم بتفكيك الجزيئات وإعادة تركيبها بطريقة محددة للغاية لصنع كل هذا البلاستيك الرائع الذي نتمتع به في كل يوم |
Ne hissettiğini anlıyorum ama gerçek değişmedi, bunların hepsi senin. | Open Subtitles | أتفهم شعورك لكن الواقع يظل وهو أن كل هذا لك |
Tabii tüm bunların anlamlı olması için sürekli öğrenim görmeleri gerekiyor. | TED | ولكن كل هذا سيكون عديم الفائدة إذا كان أطفالنا لا يتعلمون. |
bütün bunların tamamlanması için müzeye 1 milyon dolar bağışlayabilir. | Open Subtitles | والتى قد تتبرع بمليون دولار إلى المتحف لإتمام كل هذا |
Ve birleştirirsek, bunun sonucu 2 milyon çocuk her sene daha az ölücek, geçen sene, yani 2000 senesine göre. | TED | و كل هذا معًا سوف ينتج في تخفيض رقم وفايات الأطفال بمليونين كل سنة، في السنة الماضية، عن سنة 2000. |
Ve bir kısmı da, bunların hepsini saldırı olarak değerlendiriyor. | TED | وهناك الجزء الآخر من الدماغ والذي يعتبر كل هذا كتهديد. |
Bir şeyi kafasına taktı mı gerçekten pislik olabilir ama tüm bunlara rağmen iyi bir kalbi olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | في الحقيقة عندما يضع اي شئ في تفكيره .. لاكن مع كل هذا استطيع القول بأن له قلب طيب |
Zararsız bir dadıyı kaçırmak için neden bunca zahmete girsinler ki? | Open Subtitles | هذه نعن, ولكن,لماذا يتكبّدون كل هذا العناء ليخطفوا مُدرّسة مسالمة ؟ |