"لأجل" - Translation from Arabic to Turkish

• için
• aşkına
• yüzden
• uğruna
• yüzünden
• bir
• adına
• içindi
• hatırına
• almaya
• diye
• dolayı
• a
• ya
• ilgili

Şubat 2015'te, çete üyeleri karantinaya alınmak için Ebola karantina birimimize geldi.
في فبراير 2015 وصل أفراد الإعصابات لأجل العزلة في وحدتنا العزل لإيبولا.

Hayata tutunan bu insanlar, tanımadıkları başka insanlar ve diğer işçiler için, adil bir dünya umudu için mücadele ediyor.
هؤلاء الناجين يقاتلون من أجل أناس لا يعرفونهم حتى الآن، من أجل عمال آخرين، فقط لأجل خلق عالم يسعنا جميعا.

Buna bir şeyler yapıyoruz, fakat bunun için bir şeyler yapmamız gerek.
نحن نفعل أشياء لهذا الغرض؛ علينا أن نفعل أشياء لأجل هذا الغرض،

30 dakika için? 2= dakika için? bir insanın hayatı için?
، فقط 30 دقيقه فقط 20 دقيقه لأجل حياه رجل ؟

Et için bakılan inek ve içerde bakılıp güzelce beslenen inek işe yarar.
يربُّون الماشية لأجل لحومها ويضعونها في مزارع ويطعمونها ، هذا ما يحصل الآن

Bu arada, benzin için senden borç almalıyım, tüm bu yolculuk depoyu kuruttu.
. إسمع, عليك إعاراتي بعض المال لأجل الوقود كل قيادتنا تلك أفرغَتْ الخزان

- Kazanç için kasabada sattılar. - Bulun onu. Cezalandırılacak.
لقد باعها فى السوق لأجل الربح ابحث عنه ، سيشنق

Anladım ama bunun için onu giyotine gönderemeyiz, değil mi?
حسناً ، ولكن لا يمكننا إرساله للمقصلة . لأجل ذلك

Şimdi kilise için dua edin Müfettiş, iç huzurunuz için dua edin.
، الآن لتصلى لأجل الكنيسة أيها المفتش . صلّى لأجل راحة بالك

Marie'nin tatilleri için satın aldım. Annesiyle birlikte Rennes'de yaşıyor.
.اشتريتها لأجل عطلات ماري هي تعيش في رين مع والدتها

Sana bir klip gerekiyordu, bana da film için bu sahne.
كنتَ بحاجة لفيديو كليب ,و أنا بحاجة لهذا المشهد لأجل الفلم

Para için ya da kızının silahlı soygun suçundan hapishaneye gönderilmemesi gibi.
مثل بأن لا تُرسل إبنتها للجيش بسبب أنها سرقّت أو لأجل المال

Hepsinden öte, bunun için yataklık eden biri. bu, onu suç ortağı yapar. Hapishanenin neye benzediğini biliyor musun?
بعد كل ذلك ، هي الوحيدة التي دفعت لأجل ذلك ذلك يجعلها شريكة ، تعرفين كيف تبدو بالسجن ؟

Ben feminist oyları için buradaysam, sen hangi kesimi temsil ediyorsun?
إن كنت هنا لأجل التصويت النسائي، أية فئة من السكان تمثل؟

Bak, hayaların için üzgünüm. Şanslı bir vuruştu, hepsi bu.
أنظر,أنا أسف لأجل خصيتيك لقد كانت ضربة خطا,هذا كل شئ

Babamın mutluluğu için, böyle küçük bir fedakarlığı nasıl yapmam!
لأجل سعادته، هل أنا لا يمكنني تقديم هذه التضحية الصغيرة؟

Babamın mutluluğu için, böyle küçük bir fedakarlığı nasıl yapmam!
و لأجل سعادته لماذا لا يمكنني تقديم هذه التضحية البسيطة؟

Öğrencilerin dikkatine. Gelecek dönem ki spor dersi seçimi için kayıt zamanı.
انتباه أيها الطلبة ، حان وقت إختيار فصل رياضي لأجل الترم القادم

Onu aklınızdan çıkarın. Tanrı aşkına, bu sadece bir kazaydı.
إطرديه من رأسك ، لأجل الرب ، كان الأمر حادث فحسب

O senin ağabeyin. Seni seviyor. Bu yüzden böyle yaptı.
،إنه شقيقك , هو يحبك لأجل هذا هو فعل ذلك

Çok iyi şanslar. Ve hayatımızın her iki uğruna, bu berbat yok.
إذن ، حظا سعيدا و لأجل سلامة حياتينا ، لا تفسد الأمر

Şu tırnaklarına bak. Keman yüzünden onları kesmen gerekiyor. Defalarca söyledim.
من المفترض أن تقصيها لأجل الكمان أخبرتك بهذا , توقفو توقفو

En aşağısı ise yakanızı bir araya getirmekte zorlanıyorsunuz demek.
وحين تكون في الأسفل يعني أنك تناضل لأجل تلبية الاحتياجات.

Tanrılarımızın adına, gemiler yapılacak ve savaşçılarımızı yıldızların ötesine taşıyacak.
بإسم آلهتي السفن ستبنى لأجل حمل المحاربين فيما بين النجوم

- Tabii ki yok. - Merhaba. The Telegraph içindi!
بالطبع ليس لديك أدنى فكرة لقد كانت لأجل الـ تيليغراف

Sevdim demiştim. Terry, sana bir kez kibarca soracağım. - Eski günlerin hatırına.
ـ لقد أخبرتكِ أنه يعجبني ـ سأسألك بلطف مرة آخرى، لأجل أيام الخوالي

Polis dostlarım da benden bir 50.000 daha almaya çalıştı.
لذلك أصدقائي الشرطة حاولوا التخلص مني لأجل خمسين ألف إضافية.

Sadece laf olsun diye soruyorum, varsayımsal olarak hangisini vermek isterdin?
حسنا، تعرف، لأجل الجدال فقط، إفتراضيا. أي منهم كنت ستتخلى عنه

Benimle olumlu sebepten dolayı ilgilenen birinin olması beni iyi hissettiriyordu ve beraber gittikçe daha çok vakit geçirmeye başladık.
إنه لمن المريح أن يكون لديك شخص يركّز إنتباهه عليّ لأجل سبب إيجابي وشرعنا في قضاء المزيد من الوقت سوية

Bu skandala bir bayanın gözünden bakmak için Leslie Knope'a dönüyoruz.
لأجل وجهة نظر أنثوية حول هذه الفضيحة نقابل امرأة، ليزلي نوب

Vali Bey internet sitemize koyabilmek için tabletlerle ilgili zaman aralığı istiyor.
المحافظ يريد عمل فيلم عن حواسيبك اللوحية لأجل وضعه على موقعنا الإلكتروني