"لأنه لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • çünkü
        
    • - Çünkü
        
    • Çünkü hiç
        
    • olmadığı için
        
    • diye
        
    • Çünkü o
        
    • yediremediği için
        
    "Keyif" aldım derken, ki orası için tuhaf bir kelime, çünkü hiç kimse başkasının acısı veya sıkıntısından keyif almayı düşünmez. TED وحين أقول أني استمعت إنها كلمة غريبة يمكن استخدامها لأنه لا أحد يريد التفكير في أي شخص وهو في ألم شديد
    Ya da ev ödevini araştırmayı bilmeyen bir çocuk çünkü bilgiye erişimi yok. TED وفي طفل لا يستطيع حل واجباته المنزلية، لأنه لا يستطيع الحصول على المعلومات.
    Bu bağlamda, fiziğin kanunları karanlık enerji miktarını gösteren sayıyı açıklayamaz, çünkü aslında tek bir sayı yok, pek çok sayı var. TED في هذا السياق قوانين الفيزياء لا تستطيع تفسير رقم واحد من الطاقة المظلمة لأنه لا يوجد رقم واحد هناك العديد من الارقام
    - çünkü evrende hiçbir şey sadece bir kez olmaz, Angela. Open Subtitles لأنه لا شيء يحدث لمرة واحدة في هذا الكون يا أنجيلا
    Belki insanlar beni görecek bir şey olmadığı için görmüyordur. Open Subtitles ربما لا يراني الناس لأنه لا يوجد هناك شيئاً يرونه
    İlk olarak, haklısınız bizler yaşlandıkça değişim sürecimiz yavaşlıyor, ikinci olarak ise, haksızsınız, çünkü bu yavaşlama düşündüğünüz oranda gerçekleşmiyor. TED أولًا، أنت محق، التغيير يتباطأ كلما كبرنا في العمر، ولكن ثانيًا، أنت مخطئ، لأنه لا يتباطأ بقدر ما نحن نعتقد.
    çünkü teknolojiyle ilgili yanlış bir şey yok, teknolojiye yaklaşımımız yanlış. TED لأنه لا يوجد خطأ بالتكنولوجيا، ولكن منهجنا المتعلق بالتكنولوجيا غير صحيح.
    Bu kadınların isimleri zihnimizden geçip gitti çünkü onları görebilmemiz için, hatırlamamız için ve unutmamamız için hiçbir çerçeve yok. TED أسماء هؤلاء النساء تسللت من خلال وعينا لأنه لا يوجد أُطر تُمكننا من رؤيتها، ولا حتى لنتذكرها، ولا للاحتفاظ بها.
    Ve bence yakalanırsın da çünkü o bunu örtbas edemez. TED وسيُقبض عليكِ على ما أعتقد، لأنه لا يمكن التغاضي عنه،
    Bu gerçekten önemli, çünkü teknolojinin geldiği bu seviyede fiziksel bir alete uyum sağlamamız için bir neden yok. TED وهذا هو المهم حقا ، لأنه لا يوجد أي سبب في أيامنا و عصرنا هذا أن نتقيد بجهاز مادي
    Parayı sağlamak zorunda değilim, çünkü artık sen bana hiçbir şey yapamazsın. Open Subtitles لست مضطرة للحصول عليه لأنه لا يمكنك فعل شيء لي بعد الآن
    Seni öldürmek bana acı vermez, çünkü ölüm aslında yok. Open Subtitles أنا لا أخشى من قتلك لأنه لا يوجد هناك موت
    Ama hiçbir şey karşılıksız değil, çünkü hiçbir güvence yok. Open Subtitles ماعدا أنه لا يوجد أحد حر لأنه لا توجد ضمانات
    Yapma çünkü - çünkü nefes alması için boşluk yarat dostum. Open Subtitles لأنه لا يتوجب عليك ، عليك إعطاؤها بعض الحرية لتتنفس ، يا صاح
    - çünkü o zaman konuşacak bir şeyimiz olmazdı ki ben bu ufak sohbetleri çok seviyorum Open Subtitles لأنه لا يوجد شيء يشتتنا ، ولأنني أكون مستمتعاً بحديثك معي
    - çünkü hiç bizimle geçirmemişti. - Ah, hiç şikayetim yok. Open Subtitles . لأنه لا يريدها ان تكون معنا . حسناً , لا يوجد تذمر هنا
    Böyle bir sıralanımda entropi düşüktür. çünkü hiç çeşitlilik yoktur. TED هذا التكرار له نسبة منخفضة من الانتروبيا لأنه لا يوجد فيه اختلاف على الإطلاق.
    çünkü hiç kimse bir barda önemsiz şeyler anlatmaz. Open Subtitles لأنه لا أحد يحضر شيئاًَ صغيراً إلى البار أبداً
    Biliyorum, çok fazla yarasa var, ama havalandırma olmadığı için. Open Subtitles أعني, بالتأكيد توجد بعض الصعوبات هناك لأنه لا يوجد تكييف
    Halayı öldürmeleri için bir delil yoktu diye onunla çıkabileceğin anlamına gelmez. Open Subtitles فقط لأنه لا يوجد دليل بأنها قتلت العمة لا يجعلها قابلة للمواعدة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more