"لإثبات" - Translation from Arabic to Turkish

    • kanıtlamanın
        
    • kanıtlayacak
        
    • kanıtlamaya
        
    • kanıtlama
        
    • ispatlamak
        
    • ispat
        
    • kanıtlamam
        
    • kanıt
        
    • ispatlama
        
    • kanıtlaman
        
    • göstermek için
        
    • kanıtlayan
        
    • ispatlayacak
        
    • kanıta
        
    • kanıtlaması
        
    Size bunun çok kolay olduğunu söyleyebilirim, fakat bunu gerçekten kanıtlamanın en iyi yolunun ikinci bir taneyi kaparak, onu havalandırmak olduğunu düşünüyorum. TED الآن، بإمكاني أن أؤكد لكم بأنه سهل جدًا، ولكني أعتقد أن الوسيلة الجيدة حقًا لإثبات ذلك هو أخذ واحدة أخرى وتطييرها.
    Bunu biliyorum.Masumiyetini kanıtlayacak ve seni buradan çıkaracak kadar çok delil topladım. Open Subtitles أعرف هذا. أظن بأني جمعت أدلة كافية لإثبات براءتك وإخراجك من هنا.
    O gece ve diğer bir sürü gece, sadece birbirleri için değil, kendilerinden sonra gelecekler için kendilerini kanıtlamaya çıktılar. TED خلال تلك الليلة والليالي السابقة، هرع الكثير منهم لإثبات أنفسهم ليس بينهم فقط ، بل لكل الآتين بعدهم.
    Bir şeyleri değişime zorluyordum çünkü kendimi kanıtlama ve başarı ihtiyacı beni tüketmişti. TED كنت أجبر الأشياء على التغيير لأنني استهلكت للحاجة إلى النجاح أو لإثبات نفسي.
    İki buçuk sene boyunca, mahkeme salonlarında masumiyetimi ispatlamak için savaştım. TED وخلال عامين ونصف، من الوجود داخل وخارج المحاكم، ساعية لإثبات براءتي.
    Şimdi söyle, her halde tekrar ispat etmemi istemezsin, değil mi ? Open Subtitles أخبرنى أنك لن تضطرنى لإثبات هذا لك ثانية ، أليس كذلك ؟
    Kendimi kanıtlamam için son şansımdı ve başarısız olacağımı sandı. Open Subtitles كانت هذه فرصتي الأخيرة لإثبات نفسي وافترض هو أنني سأفشل
    Öyle olmadığımı kanıtlamanın en kolay yolu ise randevuya gelmemekti. Open Subtitles ولكن ذلك ليس بالامر المهم أبسط طريقة لإثبات ذلك . كانت عدم مقابلتك
    Suçsuzluğunu kanıtlamanın yolları var. Open Subtitles هناك طرق لإثبات برائتك. هذه ليست واحدة منهم بالتأكيد.
    Senin yasal varisin olmamı kanıtlamanın, tek yolunun, ...güç ile mücadele edebilmek, olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعرف أن الوسيلة الوحيدة لإثبات أني وريثك الشرعي هي التعامل من موقع قوة
    Linnet'i öldürmüş olamayacağımı kanıtlayacak çok tanığım var. Open Subtitles أنت حقا جعلت من نفسك معتوها هذه المره , وبدون خطأ أعني، لقد حصلت على الكثير من الشهود لإثبات أنه لا يمكن أنا اقتل لينيت
    10. Kuvvet de işte bunu kanıtlayacak. Open Subtitles و ما كانت فرقة القوة 10 هنا إلا لإثبات ذلك
    Bu gerçeği kanıtlamaya yeterli delil sunulursa, sizin düşünceniz onları... Open Subtitles إن كان هناك دليل كافي لإثبات ...هذه الحقائق، أتظنون أنكم
    Hala tam olarak bir şey kanıtlamaya yetmiyor. Open Subtitles ما زال ليس كافي لإثبات أيّ شئ بشكل حاسم.
    İşvereninizin masumiyetini kanıtlama şansını kullanmak istemiyorsunuz yani? - İtiraz ediyorum. Open Subtitles إذا أنت لا تُريدُين ِإسْتِغْلال هذه الفرصة لإثبات براءة ربّ عملكِ؟
    karton ve alüminyum folyoyla kavram kanıtlama için üç gün geçirerek başladık. TED بدأنا بصناعة نموذج لإثبات صحة الفكرة بني في ثلاثة أيام، مصنوع من الورق المقوى وصفيحة ألمونيوم.
    İşimi iyi yaptığımı ispatlamak için ilk sayfa fotolarına ihtiyacım yok. Open Subtitles أنا لست بحاجة إلى باقة صور الصفحة الأولى لإثبات أعمل شغلي.
    Şimdi söyle, her halde tekrar ispat etmemi istemezsin, değil mi ? Open Subtitles أخبرنى أنك لن تضطرنى لإثبات هذا لك ثانية ، أليس كذلك ؟
    Ve kendi ailemden bunu kanıtlamam için fırsat alamazsam ne anlamı var? Open Subtitles وإن لم أستطع إقناع عائلتي لتمنحني فرصة لإثبات هذا، فما هي الغاية؟
    İşin aslı, ikinizin varlığınızı onaylamak için tek bir kanıt bile bulamıyorum. Open Subtitles في الحقيقة لا استطيع ايجاد سجل واحد لإثبات ان أحدكما موجود حتى
    Yakında dünyadaki en iyi dövüşçü olduğunuzu ispatlama şansınız olacak. Open Subtitles وستحصل أيضاً على فرصة لإثبات إنك أفضل مقاتل فى العالم
    Bilmeni isterim ki, kendini kanıtlaman için seni hiç bir şey yapmaya zorlamazdım. Open Subtitles فقط للمعلومية، أنا لن أجبرك لعمل أيّ شئ لا تريدهـ لإثبات نفسك لي.
    Kendini yüce ve dimdik göstermek... diğerlerini değersiz ve bitik göstermek için. Open Subtitles لإثبات أنك موجود و عظيم و الآخرين هم أموات و تافهين
    Zaten onun makinesi de tam çalışmıyor ki. Bunu kanıtlayan bir parmağımız bile var. Open Subtitles حسناً، جهازه أيضاً لم يكن يعمل بكامل طاقته، ولدينا إصبع لإثبات ذلك
    Kimsenin böyle bir direktif vermediği, benim elimde bunu ispatlayacak bir belge olmadığı ve bu suçlamalardan zararlı çıkacağım tarzında bir cevap vereceksiniz. Open Subtitles سوف تجيب، لم يستلم أحد مثل هذه التعليمات وأنه لا يوجد معي أوراق لإثبات هذا التعارض وأن كل هذا سوف ينقلب ضدي
    Rahatlayıp biraz beklersen doğruca o aradığın kanıta götürüleceğiz. Open Subtitles هل لديكَ دليل؟ الإسترخاء ، والإنتظار لبعض الوقت وسنأخذه قريباً بشكل مباشر لإثبات دليلكِ
    İnsanoğlunun kendini kanıtlaması için savaşa ve kan dökmeye ihtiyacı yok. Open Subtitles أقر أن البشر لا يحتاجون للحروب وسفك الدماء لإثبات أنفسهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more