| Vavra onu kurtardığın için teşekkür ediyor. Artık onun oğlusun. | Open Subtitles | شكراً لك يا فارفا لإنقاذك حياته انت تـُعتبر ابنه الآن |
| Bugünkü tarih dersinde beni kurtardığın için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أشكرك لإنقاذك لي في فصل التاريخ اليوم |
| Arkadaşların seni kurtarmak için bekliyor. | Open Subtitles | أصدقائك ينتظرون لإنقاذك دعينا لا نخيب أملهم |
| Seni kurtarmak için hayatımı riske attıktan hemen sonra ölmene izin vermem, benim açımdan çok aptalca olurdu. | Open Subtitles | ان أدعك تموت بعد أن خاطرت بحياتي لإنقاذك |
| Eğer arkadaşın burada olsaydı, Eminim ki oda Seni kurtarmaya gelirdi. | Open Subtitles | أنا واثقةّ من أنّ صديقك كان ليأتي لإنقاذك إن كان هنا |
| Ajan yapısı seni kurtarmanın tek yoluydu. | Open Subtitles | البنية الهندسية لدماغك كان المسلك الوحيد لإنقاذك |
| Teşekkür etmek istiyorum her şey ve hayatımı kurtardığın için. | Open Subtitles | أنا فقط أردت أن أقول شكرا لك لإنقاذك حياتي وعلى كل شيء فعلتيه |
| - Hayatımı kurtardığın için sağ ol. - Çok eğlenceliydi. | Open Subtitles | ـ شكراً لإنقاذك حياتي ـ لقد كان مرحاً جدا |
| Um,hayatımı kurtardığın için sana minnettarım. Arkadaşlarımı özgür bırakmak için bana... ..yardım etmek isteyip istemediğini... | Open Subtitles | أنا ممتن لك لإنقاذك حياتى وكذلكلمساعدتكلىلتحريرأصدقائى.. |
| Beni orada kurtardığın için teşekkür olarak sana içki ısmarlamak isterim. | Open Subtitles | فأنا أرغب في شراء شراب لك كشكر لك لإنقاذك لي في النادي |
| Şu: "Teşekkür ederim. Hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim, Beth." | Open Subtitles | ما رأيك فى شكرا لك يا "بيث" لإنقاذك حياتى ثانية؟ |
| Eğer yüzemezsen, seni kurtarmak için dalar. | Open Subtitles | تستطيع القول أنها ستقفز لإنقاذك إذا لم تستطع السباحة |
| Sanırım başına bela açmayı bırakman lazım, ...çünkü günün birinde kıçını kurtarmak için yanında olmayabilirim. | Open Subtitles | أرى أنّ عليك التوقّف عن مثل هذه التصرفات الرعناء لأنّه وفي يوم ما، قد لا أكون موجوداً لإنقاذك |
| Seni kurtarmak için orada olmayacağımı bil. | Open Subtitles | لكن اعلم أني قد لا أكون موجوداً لإنقاذك. |
| Seni kurtarmaya geldiğimde, onları arabada bıraktım. Tehlikede olduğunu sandım. | Open Subtitles | لقد تركتها في السيارة عندما ذهبت لإنقاذك |
| Birinin Seni kurtarmaya gelmesini umut etsen daha iyi olur. | Open Subtitles | أنت أمل أفضل الذي شخص ما المجيئ لإنقاذك. |
| Dünyaya Seni kurtarmaya gelmedik, Max. Senin Drool Gezegeni'ni kurtarmana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لم نأتى للأرض لإنقاذك ياماكس إننا نحتاجك لتنقذ الكوكب درول |
| Ellerin ve kafan bağlı olduğu için seni kurtarmanın tek yoluydu bu. | Open Subtitles | لقد كانت تلك الوسيلة الوحيدة لإنقاذك بما أنك كنت مقيدا و مغطى الرأس |
| ..."Beni kurtardığınız için teşekkür ederim", ...de ve bu konuyu kapat. | Open Subtitles | لذا قل شكرا لإنقاذك لي وسنكون انهينا المناقشة |
| İnsanlarınıza bir kurtarma operasyonu düzenleyecek vakti vermek umuduyla işleri geciktirmenizi anlıyorum. | Open Subtitles | أفهم رغبتك للتأخير على أمل أن تعطي قومك الوقت الكافي لإنقاذك |
| Arabalarını kullanıyor. Sizi korumak için onlardan birini öldürdü. | Open Subtitles | قاد أحد هم السيارات وهو قتل إحدى ملكه لإنقاذك. |
| Kendini tehlikeye atarsan, seni kurtaracağımı falan sanıyordu. | Open Subtitles | لقد ظنت أن لو أنت أذيت نفسك أنا سأذهب لإنقاذك أو شيء ما |
| Üstüne isnat edilen suçlamalar hatalı araç kullanmak özel mülke zarar vermek ve seni uçurum kenarındaki Ferrari'den kurtarması için... | Open Subtitles | إنّك تواجه إتهامات قيادة مركبة بطريقة غير صحيحة، تدمير لملكيات خاصّة، وتكليف المقاطعة مبلغاً مُقدراً بمئات الآلاف لإنقاذك من سيّارة فيراري على جانب منحدر. |
| Gelecek sefere Seni kurtaracak bir kurşun geçirmez cam olmayabilir. | Open Subtitles | في المرة القادمة ربما لن يكون هنالك زجاج مصفح لإنقاذك |