Gerçek hayatta, müşteriler birden fazla yönden gelir ve işletmeler satış stratejileri ile rekabette serbesttir, ürün yelpazesini genişleterek ve indirim yaparak, ancak stratejilerinin merkezi olarak şirketler rakiplerini olabildiğince yakın tutmak isterler. | TED | في الحياة الواقعية ، الزبائن تأتي من أكثر من جهة والمشاريع لها الحق لكي تتنافس فيما بينا بالاستراتيجية التسويقية الأمثل لها عن طريق تميز منتجاتها و خدماتها واسعارها ولكن في لب أي استراتيجية تسويقية أو تنافسية جميع الشركات تفضل أن تبقي منافسيها تحت نظرها و على أقرب مسافة ممكنة |
- Burası her şeyin merkezi, John. | Open Subtitles | -هذا هو لب كل شيء يا (جون ) |
çekirdek örnekleri, Ayiana'nın Yıldız Geçidi ile aynı dönemden geldiğini gösteriyor. | Open Subtitles | عينات لب الثلج من مكان أيانا فيها نفس عرق بوابة النجوم |
Peki ya çekirdek peynirden yapılmış olsaydı? | Open Subtitles | نعم، نعم، نعم، نعم. وماذا لو كان لب الارض طري كالجبن |
Dünya'nın çekirdeği durmuş bulunuyor. | Open Subtitles | هذا المحرّك توقّف. لب الأرض توقّف عن الدوران. |
Yazılımın çekirdeğine girmeye, ama NRC bana asla izin vermez. | Open Subtitles | ماذا تحتاج؟ أن أصل إلى لب البرنامج ولكن هيئة الطاقة |
Güneş'in çekirdeğinde hidrojeni helyuma dönüştüren füzyon nükleer enerjiyi fotonlar halinde serbest bırakır. | Open Subtitles | في لب الشمس إندماج الهيدروجين الى الهيليوم يطلق طاقة نووية على شكل فوتونات |
Komplonun merkezi. | Open Subtitles | لب المؤامرة |
- Burası her şeyin merkezi, John. | Open Subtitles | -هذا هو لب كل شيء يا (جون ) |
Komplonun merkezi. | Open Subtitles | لب المؤامرة |
Elmanan çekirdek kısmını, ocağında ...sertleştirdi ve kilidi açmakta kullandı. | Open Subtitles | انه يصلب لب التفاح في تقريره الفرن ، ويستخدمه لاختيار القفل. |
Singer yediği elmanın çekirdek kısmını anahtar şeklinde kemirdi. | Open Subtitles | المغني يمضغ لب التفاح في شكل أساسي. |
Biliyorsunuz, bir hücre diğerinin,bu iki hücre daha fazlasının ilgisini çekecek, ve daha fazla ve daha fazla nanit hücreleri birleşip bir çekirdek oluşturacak,.. | Open Subtitles | أنت تعلم, خلية واحدة تجذب خلية اخرى, و هاتان الاثنتان يجذبان إثنتان اخريتان, و من ثم المزيد و المزيد من خلايا النانيت في لب المجموعة, سيصبحون أقوياء و أقوياء أكثر و أكثر قوة |
Güneş'in çekirdeği hiç olmadığı kadar sıcaktır artık. | Open Subtitles | لب الشمس أصبح الأن أكثر سخونة بكثير من ما كان عليه |
Süper dev bir yıldızın çekirdeği o kadar çok ışık yayar ki dışa doğru olan basınç, yıldızın kütleçekimini bastırabilir. | Open Subtitles | لب النجم الفائق الضخامة يصب ضوئاً بشكل كبير حتى أن الضغط الذي يندفع خارجاً يطغي على جاذبية النجم |
Muhtemelen çöp kutusunda yedikçe attığımız birkaç elma çekirdeği de vardır. | Open Subtitles | هناك اثنتان من لب التفاح ربّما اصبحت في صندوق القمامة الثاني بينما نحن نتحدث |
Tardis, onun çekirdeğine yerleşecek. | Open Subtitles | سيتم التخلص من التارديس إلى لب السفينة |
Güç santrallerinin çekirdeğine giriş izninde bulunacaktı. | Open Subtitles | وهو يطلب ق الدخول إلى لب |
- Gezegenin çekirdeğinde mi yoksa? | Open Subtitles | إنه في لب الكوكب |