| Evet, çünkü erkek arkadaşının dili ağzında olmadan 10 dakika vakit geçiremiyor. | Open Subtitles | أجل، لأنّها لا تستطيع إمضاء عشر دقائق بدون لسان صديقها في فمها. |
| En sevdiğim yemekler; vogda kızartılmış zencefil ve tuzlu sığır dili. | Open Subtitles | طعامي المفضل هو شرائح الزنجبيل المقلي اللاذع مع لسان البقر المملّح |
| Ayrıca, kelimelerini telaffuz edebilmesi için anlaşılır bir dil yaratmamız gerekiyordu. | TED | وكان علينا خلق لسان يلفظ بسلاسة يسمح له بالتعبير عن كلماته. |
| Hangi dil koruyacak senin adını. | Open Subtitles | أى لسان سينطق باسمك اننى زوجتك لمدة ثلاث ساعات |
| Mülakat yaptığımız insanlardan biri Frank Jordan'dı, San Fransisco'nun eski belediye başkanı. Ve ondan önce de, San Fransisco Polis Şefi idi. | TED | أحد الناس الذين إلتقيناهم كان فرانك جوردان، العمدة السابق لسان فرانسيسكو. قبل ذلك كان رئيس الشرطة في سان فرانسيسكو. |
| Bu it heriflerin dilini kestikleri kişi siz misiniz, efendim? | Open Subtitles | أهو أنت يا سيدي، لسان من الذي قطعه هؤلاء الكِلاب؟ |
| Bu üç bitki: Areka palmiyesi, Kaynana dili ve Denizlahanası. | TED | الثلاث نباتات هي نخلة الأريقة لسان الحما ونبتة المال |
| Ve dedi ki: 'Bunlar bir kavimdirler ve hepsinin dili birdir. | Open Subtitles | و قال الرب: هوذا شعب واحد و لسان واحد لجميعهم و هذا ابتداؤهم بالعمل |
| Kör keler iğnesi, engereğin çatal dili kertenkele bacağı ve baykuş kanadı. | Open Subtitles | لسان مزدوج لأفعى سامة وإبرة دودة عمياء ساق سحلية وجناح بومة |
| Ağzının içinde erkek dili istemiyorsun ama onu yiyorsun? | Open Subtitles | أنت لا تقبلين لسان شاب في فمك و سوف تأكلين هذا ؟ |
| Düşüncelerin ağzı dili olmasın. Aşırı hiç bir düşüncenin ardına düşmek yok. | Open Subtitles | اجعل افكارك بدون لسان ولا تعجل بتنفيذ راي لم يتم نضجه |
| Zavallı efendim, üç saatlik karın bile kötüledikten sonra, hangi dil koruyacak senin adını? | Open Subtitles | مسكين يا حبيبي، أي لسان سيذكر إسمك بالخير عندما تذكره؟ من تزوجتها منذ ثلاث ساعات بالسوء؟ |
| Dua ederek tabutu açtığımda gümüş dil ağzından dışarı sarkıyordu bütün kariyerimi mahvedecek. | Open Subtitles | عندما فتحت النعش وجدته أمامي، لسان برّاق متدلي من فمه يحطم ما قدمته لوظيفتي .. ويحطم حياتي |
| Karşımda kocaman bir dil vardı. Adam kutuya keçi kellesi koymuş. | Open Subtitles | لسان ضخم , هذا الشخص وضع راس ماعز في الصندوق . |
| San Francisco hakkındaki iyi izlenimlerimi paylaşıyor musun? | Open Subtitles | أخبرني، أتشاركني في رأيي الرفيع لسان فرانسيسكو؟ |
| Ama San Francisco'ya dönen yoğun trafiğe yakalanacak. | Open Subtitles | ولكنها ستتوقف مع الازدحام في طريق العوده لسان فرانسيسكو |
| Ona dördüncü kurbanın tabaktaki dilini gösterdiğimizde bunun doğru olmadığını söylemedi. | Open Subtitles | عرضنا عليه صورة لسان الضحية الرابعة في الصحن لم يستنكر ذلك |
| dilim olmadığından bunu yapmak durumunda kaldım. | Open Subtitles | بدلاً من التكلم معك شخصياً سبب ذلك أنه ليس لدي لسان |
| dilin bir yılanınki gibi. | Open Subtitles | لديكِ لسان مثل الأفعى لديأعماليالتجاريةالخاصة. |
| Kardeşimin dilinin bir karış dışarıda olduğunu görebiliyorum. Yakında kendi dövüşünü yapabilir. | Open Subtitles | أرى لسان أخي يهتز ثانيةً في المستقبل يمكنه أن يقاتل بنفسه |
| Bu doğru. Gümüş dilli olarak bilinmesi iyi bir konuşmacı olmasından dolayıydı. | Open Subtitles | هذا صحيح ، سبب قولهم أنه يملك لسان فضي ، يرجع لبراعته في التحدث |
| Keşke dilsiz doğmuş olsaydım, böylece bir mazeretim olabilirdi. | Open Subtitles | أتمنى بأني كنت ولدت بلا لسان كي يكون عذرا لي |
| Bu yazılar, çok uzun zaman önce öğrendiğim kadim Büyücü dilinde yazılmış. | Open Subtitles | هذه النقوش كتبت عن لسان ساحر قديم واحدة تعلّمتها منذ عهد بعيد |
| Biliyor musun, ağzın benim oğlumdan bile daha bozuk. | Open Subtitles | أتعلمين أنكِ تملكين لسان أسوء من لسان ابني؟ |
| Yenidoğan bir bebeğin diline şekerli su damlatırsanız opioid beğenme sistemi adeta ateş çıkarır. | TED | لو سكب أحدكم ماء سكري المذاق على لسان رضيع مولود حديثًا، فيطلقُ نظام الرغبة الأفيوني ما يشبه الألعاب النارية. |
| O yüzden gördüğüm en ağzı bozuk çocuk. | Open Subtitles | لهذا السبب هو يملك أسلط لسان رأيته عند أي فتى |
| Bush'un bağnaz sözleri, bir defalığına ağzından kaçırıp sonra geri aldığı sözler değildi. | TED | تعصب بوش لم يكن خطأ غير مقصود.. زلة لسان تراجع عنها بعد ذلك. |