"لكنّهم" - Translation from Arabic to Turkish

• Fakat
• Ancak
• - Ama
• ama onlar
• ama çok
• ama her
• ama hepsi

- Fakat David'in cesedini buldular. - Sanırım Willis David'i öldürdü.
ـ لكنّهم وجدوا جثة ديفيد ـ أعتقد أن ويليس قتل ديفيد

Fakat daha sonra yayınladıkları açıklamada, tarafsız kalmaya çabaladıklarını söylediler.
‫لكنّهم أصدروا لاحقا تقريرا فحواه أنّهم حاولوا اتّخاذ موقف محايد

Fakat bizi burada asla bulamazlar. Ha, Natchez?
لكنّهم لن يجدونا هنا . اليس كذلك , ناتشيز ؟

Yine de gelecekler, Ancak gecekondularda, favelalarda ve kanunsuz yerleşimlerde yaşayacaklar.
إذْ سيقومون بذلك بأيِّ شكلٍ، لكنّهم سيعيشون في الأحياء الفقيرة وأحياء الصّفيح والبنايات العشوائية.

Ancak insanlara acı çekermiş gibi görünmek istiyorlar.
لكنّهم يريدون أن يرى الآخرون بأنّهم يعانون

- Ama evine gittiğini söylediler. - Aynı şey canım.
لكنّهم قالوا بأنّه ذهب إلى البيت حسنا هذا نفس الشيء

Kameralarımız var ama onlar bilgisayarı besleyen dijital sisteme yönlendiriyorlar.
لدينَا كاميرات لكنّهم يغيرونها إلى النِظام الرقمي الذي يُغذّي الكمبيُوتر.

Fakat beni takip ediyorlar. Orada arkada.
لكنّهم يستّمرون بالقدوم فحسب، يستّمرون بالقدوم فحسب.

Fakat onlar onların üzerinde savaşan askelere sıkıca bağlıydılar, geri dönmeye cesaret edenlere.
لكنّهم أحكموا قبضتهم على الجنود الذين أرادوا مواصلة كفاحهم ، وعلى أولئك الذين تجاسروا على العودة

Kobranın bu uzak kuzeni This distant cousin of the cobra zehiriyle bir insanı dakikalar içinde öldürebilir Fakat insanları çok nadir sokarlar.
هذا إبن العم البعيد للكوبرا يمكن أن يقتل شخص في ظرف دقائق لكنّهم نادرا يعضّون البشر

Fakat onlar uzman dalgıçlar ve çok az bilinen bölgeleri araştırarak öğrenecek çok şey var.
لكنّهم غوّاصين خبراء وهناك كثير للتعلّم بإستكشاف المناطق

Köpek balıklarının favori mekanlarını aradık Fakat yerlerinde görünmüyorlardı.
نفتّش أماكن إستراحة القرش المفضّلة لكنّهم لم يعتقد أن يكونوا في البيت

Bütün mahalleyi savaşmaya ikna etmeye çalıştım, Fakat onlar çok korkuyorlar.
أحاول تحرّيض الحيّ على القتال لكنّهم خائفون

Ancak bu arada ne tür ödüllerin sizi beklediğini de gösteriyorlar.
لكنّهم يتأكّدون أيضا ليرونك أيّ نوع من الجوائز ينتظرك

Ancak hepsi, Almanların Yahudilerden ne kadar nefret ettiğini çok iyi biliyordu.
لكنّهم جميعاً عرفوا جيداً كم كره النازيون اليهود

Kraliyet tacı için savaşanlar her şeyi elde edebilirlerdi Ancak kaybetme olasılığı da vardı.
بأنّ أولئك الذين كافحوا من أجل التاج يمكن أن يكسبوا لكثير، لكنّهم يمكن أن يفقدوا كلّ شيء أيضا

Ancak yanlarında birçok şey ile birlikte bu dünyadan gittiler.
لكنّهم اختفوا مِن العالَم مع أشياء كثيرة أخرى

Bu kartları bir çeşit promosyon olarak dağıttıklarını söylediler Ancak bunun bir anlamı olmalı.
زعموا أنّهم يستخدمونها كنوع من الترويج، لكنّهم يفعلون بها شيئاً ما.

Oyuna sahip olan bir şahıs, şansını denemek için 50 Avcı'yı işe almış. Ancak birisi bile geri dönmemiş.
ذات يوم استئجر رجل 50 صيّادًا لخوض اللّعبة لكنّهم لم يعودوا منها.

- Ama şu anda evdeler. - Onlara bir bakabilir miyim?
لكنّهم في البيت هلّ بالإمكان أن أحصل عليهم؟

- Ama merhamete gelmediler. - Zavallı babam.
وبعد ذلك حاول أن يبدو مهماً لكنّهم لم يأخذوا أي شفقة علينا

Sen onları görebilirsin, ama onlar seni göremez.
الآن، لا تكن خائف فأنت تستطيع رؤيتهم لكنّهم لا يستطيعون رؤيتك

- Baş belası olabilirler ama çok tatlılar. - Evet.
حسنا، هم قد يكونون صعبوا المنال، لكنّهم لطفاء جدا

ama her zaman yine yaparlar belki ilk seferinde duymamışızdır diye.
لكنّهم يحاولون دائما ثانية , في حالة انك لم تستطيعين سماعهم.

- Bak. Genelde objektifimdir ama hepsi bana suçlu geliyor.
إسمعي، أنا موضوعي في العادة، لكنّهم يبدون لي مذنبين جميعا.