Seni canlı götürmem söylendi ama Böyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | قيل لي ان اقوم بجلبك حيا لكن هذا لن يحدث |
Olanlar konuşulmayacak derecede korkunç ama burada bir daha Böyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | ما حدث أمرٌ مريع ولا يوصف لكن لن يحدث أمراً مشابهاً له مجدداً |
Hayatımın üç yılını geri istiyorum. Ama Öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | ثلاث سنوات من حياتي مرة أخرى , ولكن هذا لن يحدث |
Bana bunun bir daha olmayacağını söylediğini sanıyordum, öyle değil mi? | Open Subtitles | أنا متأكد من أنكِ قلت بأن هذا لن يحدث مرة أخرى |
Rahatla bu sadece bir simülatör. Ters bir şey olamaz. | Open Subtitles | استرخي ، إنها فقط محاطاة ، لن يحدث شيء خطير |
Böyle birşey olmayacak... Oraya gideceğim, kızı alacağım ve oradan çıkacağım. | Open Subtitles | . هذا لن يحدث , سوف اذهب الي هناك . لأحصل علي الفتاة , واخرجها |
Sanırım "Beni bırak, yoksa seni öldürürüm" diyorsunuz. asla olmaz. | Open Subtitles | أظن أنك ستقول "دعني أخرج وإلا سأقتلك" هذا لن يحدث |
Eğer Dünya'ya ait teknolojileri kastediyorsanız, bu mümkün değil. | Open Subtitles | إن كنت تسأل عن معلومات عن تقنيات الارض هذا لن يحدث |
- Paranın birazını bağışla bari. - Hayatta olmaz. | Open Subtitles | من الأفضل أن تتبرع ببعض النقود هذا لن يحدث |
- Dikkatim dağıldı efendim, bir daha Böyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | سيدي، لقد فقدت تركيزي لن يحدث مرة أخرى لا لن يحدث |
Ama ilgilenmekten vazgeçeceğimi sanma çünkü asla Böyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لكن لا تتوقعي أن أتوقف عن الأهتمام بك , لإنه لن يحدث |
Öyle bir şey olmayacak, tamam mı milyonlarca yıl da geçse, ne kadar çok aransa da fark etmez. | Open Subtitles | حسناً، وهذا لن يحدث حسناً؟ ليس في مليون سنه لعينة، لايهم كم أنتِ سيأة أو أي شخص يريد ذلك |
Öyle bir şey olmayacak, kardeşim. | Open Subtitles | لا تقلق .. لن يحدث ذلك الشيء يا أخي الصغير |
Ta ki bunun asla olmayacağını söylemeye hazır olana kadar. | Open Subtitles | إلا إذا كنت ستقول الأن بأن ذلك لن يحدث أبدا |
Bir daha bunun asla olmayacağını ve ondan uzak duracağımı söyler misin? | Open Subtitles | أيمكنك أن تخبرها فقط ان هذا لن يحدث مجدداً أبداً وسأبقى بعــيداً |
Ancak sen Adalet Takımı'na hak ettikleri dersi verene kadar bunların hiçbiri olamaz. | Open Subtitles | ولكن أيا من هذا لن يحدث لك عندما تعطي فرقة العدالة ما يستحقون |
Hepimiz bu odada iken ona bir şey olamaz. | Open Subtitles | لن يحدث لها شيئاً إذا بقينا جميعاً فى هذه الغرفة |
Seni rahat bırakırsa birşey olmayacak. | Open Subtitles | لا أعلم لو تركتك وحدك لن يحدث لها شيء لا شيء جيد |
Eğer bu iki sözcüğü söylersen korkunç hiç birşey olmayacak. | Open Subtitles | إذا قُلت تلك الثلاثة كلمات، لن يحدث شيء مريع. |
asla olmaz. Kodese filan gitmiyoruz. Tamam mı? | Open Subtitles | لن يحدث هذا , من المستحيل أن نذهب للسجن , حسنـاً ؟ |
Seni mecbur etmenin bir yolu olduğunu bilsem ama mümkün değil. | Open Subtitles | لو أعتقدت أنه توجد فرصة من أجل إجباركِ،لكن بالطبع هذا لن يحدث. |
Ah, evet asla Hayatta olmaz. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين أين تجديني. أجل، لن يحدث أبداً. |
- Burada da bir doktora gorünmeni istiyorum -Bu asla olmayacak | Open Subtitles | . أريد أن يراكى الطبيب . حسناً ، هذا لن يحدث |
Bazı ünlü yapay zekâ araştırmacıları, Rodney Brooks gibi, bunun yüzlerce yıl daha gerçekleşmeyeceğini düşünüyor. | TED | بعض باحثي الذكاء الاصطناعي المشاهير مثل رودني بروكس يعتقدون بأن هذا لن يحدث لمئات السنين. |
Bahsettiklerim yarın olmayacak fakat beyinlerimizin şeffaflaştığı bir dünyaya doğru ilerliyoruz | TED | لن يحدث ذلك غدًا، ولكننا نتجه إلى عالم شفافية الدماغ. |