| Neden bu kadar çok bozulmuş bir bedene dönmek isteyeyim ki? | TED | لم أريد العودة إلى ذلك الجسم الذي تحطم لهذا الحد ؟ |
| bu kadar nefret etmen için, ne yaptım ben sana? | Open Subtitles | لماذا تكرهينى ؟ ماذا فعلت لكِ لتكرهينى لهذا الحد ؟ |
| Elli yıl önce, beş dakikalığına ona bu kadar yaklaştınız. | Open Subtitles | قبل خمسين عاماً، لمدة خمس دقائق، أنت اقتربت لهذا الحد. |
| Ne olursa olsun. Hey. O kadar da iyi değildim. | Open Subtitles | مهما كان لم أكن جيداً لهذا الحد ، أليس كذلك؟ |
| Yani, ben O kadar abartmazdım ama sunum on numara olmuş. | Open Subtitles | لم أكن لأذهب لهذا الحد لكن أمنحك العلامة الكاملة في التقديم |
| Vay canına anne, bu kadar zahmete girmene gerek yoktu. | Open Subtitles | رائع ياأمي، لم يكن عليك أن تتعبي نفسك لهذا الحد |
| bu kadar yakın olmak bebeği ne kadar istediğimi hatırlatıyor. | Open Subtitles | ان اكون قريبة لهذا الحد يجعلنى ادرك كم اريد طفلاً |
| Cha Dae Woong denen insanı bu kadar çok mu seviyorsun? | Open Subtitles | لكن أنتٍ تحبين ذلك الانسان تشا داي وونغ لهذا الحد ؟ |
| Ticari zekamın karnını bu kadar ağrıtacağı hiç aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أن براعتي في العمل تخيفك لهذا الحد |
| Ticari zekamın karnını bu kadar ağrıtacağı hiç aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أن براعتي في العمل تخيفك لهذا الحد |
| Beraber büyüdüğüm insanları bu kadar acı çekerken görmek kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل رؤية الناس الذين كبرت معهم يعانون لهذا الحد |
| Bu makinenin işe yarayacağından nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? | Open Subtitles | ماذا يجعلكِ متيقنة لهذا الحد أن هذه الآلة ستجدي نفعاً؟ |
| Bu işi bitirmeye bu kadar yaklaşmışken, Adalet Komisyonunca durdurulmasını görmek felaket olur. | Open Subtitles | سيكون من القاسي أن نقترب لهذا الحد فقط ليتم الممطالة في اللجنة القضائية |
| Elimizdeki adamlarla birlikte ikimiz, imkansız görülen şeyleri bu kadar ileriye götürebildik. | Open Subtitles | أنا وأنت أجبرنا رجالنا على أمور لا يمكن تصورها للوصول لهذا الحد |
| Ve siz gerçekten bu kadar iyi olan bir şeyi alıyorsunuz, onu amacından saptırarak güçsüzleştirmek suretiyle hepimizi daha az emniyetli bir hale getiriyorsunuz. | TED | ان تاخذ شئ جيدا لهذا الحد ثم تضعفه بغرض ما يجعلنا في الاخر غير امنين |
| Affedersin, Inigo. Onu O kadar sertçe dürtmeyi istememiştim. | Open Subtitles | أنا آسف يا إنيجو لم أقصد أن أنشطها لهذا الحد يا إنيجو ؟ |
| Biz aslanlar O kadar da kötü değiliz. | Open Subtitles | بالتأكيد نحن الأسود لسنا قبيحين لهذا الحد |
| O kadar da ağır değil de. Rol yapmayı kes artık. | Open Subtitles | حسنا, لم تقن ثقيلة لهذا الحد, توقف عن تهويل الأمر |
| O kadar ileri gitmedik. Yemekten sonra evine gitti. | Open Subtitles | لم نذهب لهذا الحد لقد رجع لمنزله بعد العشاء |
| buraya kadar geldiğime göre, artık düşmanın olmak için bir sebebim yok. | Open Subtitles | ، الآن بعد جئت لهذا الحد ليس لدي سبب لأن أكون عدوك |
| Bana bunu yaptığına inanamıyorum bu noktaya geldiğine sanki benim düşmanım. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أن الأمر وصل معها لهذا الحد لتقوم بمثل هذا العمل 0 هذا الأمر هزلي |
| Mesele oraya gelecek olursa diye, sol bileğimde fazladan bir silah var. | Open Subtitles | وضعت سلاح احتياطي في كاحلي الايسر يمكن ان تصل الامور لهذا الحد |