"ليس مثل" - Translation from Arabic to Turkish

    • kadar değil
        
    • gibi değildi
        
    • gibi değildir
        
    • gibi değilsin
        
    • gibi degil
        
    • gibi değiller
        
    • gibi olmayacak
        
    • aksine
        
    • gibi değilim
        
    • hiç benzemiyor
        
    • gibi olmaz
        
    • aynı değil
        
    • öyle değil
        
    • gibi değil yani
        
    • değiliz
        
    - Birçok insan hastaneleri sevmez. - Ames kadar değil. Open Subtitles العديد من الناس تكرة المستشفيات ليس مثل ايمز
    Ayakkabı işi kadar değil ama yine de epey ilginç bir alan. Open Subtitles إنها ليس مثل تجارة الأحذية لكنه ميدان جدّ ممتع
    Gerçek ve samimiydi. Bildiğim başka hastalar gibi değildi. Open Subtitles كان صادق ونظيف ليس مثل بعض المرضى الذين أعرفهم
    Başka insanların da kutladığı diğer bayram günleri gibi değildir. Open Subtitles إنه ليس مثل الأعياد الأخرى حيث يحتفل كل الناس
    Sen de onun gibi çok çalışıyorsun ama onun gibi değilsin. Open Subtitles أنتِ تعملين وتكدين مثله تماما ولكن طبعك ليس مثل طبعه
    Kesinlikle Asa veya eSi gibi degil. çok sessiz ve sevimli biri. Open Subtitles إنه ليس مثل آسا أو زوجته إنه هادئ ولطيف جداً
    Bölüm'ü terk edenler peşinde olduğumuz diğer kaçaklar gibi değiller. Open Subtitles العملاء اللذين غادروا ليس مثل العملاء الهاربين الذي كنا نطاردهم.
    Aşkının çaresizce tükenmesine izin vermeyeceğim, benimki gibi olmayacak. Open Subtitles لن أسمح بأن يكون حبك غير متبادل. ليس مثل حبي.
    Lena'nın duvar sergisinde yaptığı kadar değil. Open Subtitles ليس حقاً اعني , ليس مثل ما فعلت لينا مع جدار العرض الخاص بها
    - Tertipliydi ama bu kadar değil. Open Subtitles -لقد كانت تقوم تبعثر اشيائها قليلا ، ولكن ليس مثل هذا
    Benim seni beklediğim kadar değil. Open Subtitles ليس مثل الوقت الذي كنت انا انتظرك فيه
    Ama bugün burada olanlar onlar gibi değildi. Open Subtitles ولكن ما حدث هنا اليوم ليس مثل تلك الأشياء
    herşey gibi değildi, çünkü o eğlenceli değildi. Open Subtitles ليس مثل ذلك بالمرة لأن ذلك لم يكن مضحكاً
    Orası akşam olduğunda eve doğru gittiğiniz... ve sonra pillerinizi şarj edip, sabah olduğunda dostlarınızla birlikte olduğunuz, harika vakit geçirdiğiniz ofisiniz gibi değildir. Open Subtitles ذلك هو ما أقوله إنه ليس مثل إمكانك الذهاب إلى المنزل وإعادة شحن بطارياتك
    Senin kaya gibi sağlam olduğunu bilirim Penguen, diğer herif gibi değilsin. Open Subtitles كنت أعرف أنك صلب أيها البطريق و ليس مثل الشخص الآخر
    Hayir, Selamet ordusu gibi degil. Open Subtitles لا، ليس مثل إنقاذ الجيش
    Geçen gün ara sokakta bulduğumuz iki piyon gibi değiller. Open Subtitles لكن ليس مثل هذين الرجلين بالزقاق اليوم السابق
    Bugün gördüğüm öldürülen dört insan gibi olmayacak. Open Subtitles ليس مثل الأربعه أشخاص الذين رأيتهم يقتلون اليوم
    Besinsel olarak uygunlar, Doritos'un aksine. TED ملائمة من الناحية التغذوية، ليس مثل مقرمش دوريتوس.
    Para ve evler için modası geçmiş filmler çeken o yönetmenler gibi değilim. Open Subtitles ليس مثل باقي المخرجين الذين يصنعون أفلامهم من أجل النقود والمنازل
    Diğerlerine hiç benzemiyor. Open Subtitles و انك سوف ترضين باخيارها, انه ليس مثل الآخرين
    Yaşlı Çayır Köpeği'nin haritası gibi olmaz. Open Subtitles ليس مثل تلك الخريطة القديمة التى كان يحملها كلب المراعى
    Çocuk sistemi yetişkin sistemiyle aynı değil. Open Subtitles ماذا أفعل ؟ نظام الأحداث ليس مثل نظام الأشخاص البالغين
    Pekala, öyle değil, şekerci dükkanında olmak gibi değil. Open Subtitles مثل أن تكون فى متجر حلوى حسنا,انه ليس كذلك ليس مثل متجر حلوى
    Ama uzaylılar trafından kaçırılmak gibi değil, Yani İsa'dan gelen bir ışık. Open Subtitles ليس مثل الضوء في عمليات الخطف التي تقوم بها المخلوقات الفضائية، بل مثل ضوي يسوع
    Birinci kuşaktan falan değiliz. Open Subtitles حسناً هو ليس مثل نحن أول أبناء العم أَو أيّ شئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more