"محقّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • haklı
        
    • haklısın
        
    • Doğru
        
    • haklıydın
        
    • haklıyım
        
    • Haksız
        
    • Haklısınız
        
    • haklıydı
        
    • haklıymış
        
    • haklıdır
        
    • hakli
        
    • haklısındır
        
    Ve haklı olduğum bir şey daha, katil mutlaka burada. Open Subtitles وإذا أنا محقّ بشأن شيء واحد، القاتل هنا.
    - Bay Holabird haklı. Open Subtitles من قبل المحكمة العليا بواسطة معجزة ما فإن السيد هولبيرد محقّ
    Belki Malloy, birimizin polis olmadığı konusunda haklı. Open Subtitles ربّما مالوي كان محقّ فى ان أحدنا ليس شرطيا.
    haklısın, biraz erkek olup, güçlü kalmalı ve bu ayrılık denemesinde hayatta kalmalıyım. Open Subtitles أنت محقّ يجب أن أسترجل وأكون قويّا كي أنجو من تجربة الفراق هذه
    haklısın aslında böyle bir trajedi ile ilgili dalga geçmemeliyim. Open Subtitles إنك محقّ بالرغم من ذلك لا يجب أن نسخر من مأساة
    Ona sağlıkçı konusunda haklı olduğumu söyle. Open Subtitles أخبرْها أنا كُنْتُ محقّ بشأن موظّفِ الإسعاف.
    Profil çıkarma, pozitif bir bilim değildir. Fakat, haklı olduğumu umuyorum. Open Subtitles أتعلم ، التشخيص ليس علماً دقيقاً ولكن آمل أنني محقّ
    Birinci tiptekiler haklı olduklarını öğrenmek isterler ikinci tiptekiler yanıldıklarını öğrenmek isterler. Open Subtitles النوع الأول يريد أن يثبت أنّه محقّ والثاني يريد أن يثبت أنّه مخطئ
    Dördüncü yataktaki moruk herif konusunda tamamen haklı çıktınız. Open Subtitles كنت محقّ تماماً بشأن ذلك المسنّ في سرير 4
    haklı biliyor musun? Dünya'nın yeni bir kahramana ihtiyacı var. Open Subtitles إنّه محقّ, كما تعلم، الأرض تحتاج بطل جديد.
    Ama bu defa sırf haklı olduğunu kanıtlamak için sürekli geliştirdiğin senaryolarla karşıma çıkıyorsun. Open Subtitles أنّكَ قادم مع سيناريوهات أكثر وأكثر تفصيلاً فقط لإثبات أنّكَ محقّ
    haklı olduğumu biliyorsun ve onu yakalayınca da bırakmamı mı istiyorsun? Open Subtitles تَعْرفُ أَنني محقّ وأنت تُريدُني التوقف عن اتهامه عندما أنا محقّ بشانه ؟
    Sadece olumlu bir tavır takınman lazım. Yapamam dersen haklı çıkarsın. Open Subtitles لو تظنُّ أنّه لا يمكنكَ فعل ذلك، فأنتَ محقّ.
    Sanırım bu konuda haklısın. Bütün kesişen yerler yakılmış mı? Open Subtitles ــ أظنّ أنك محقّ بهذا الشأن ــ هل أشعلت الأمكنة كلّها حتى الآن؟
    Tatlım, haklısın. Ne düşünüyorduk ki? Bu kadar yetenekli bir aktrisin önünde hem de. Open Subtitles إنّه محقّ يا عزيزتي, ما الذي نفكر به, نتكلّم عن الأفلام في حضرة ممثّلة موهوبة؟
    Aman Tanrım, haklısın. Hatta hiç doktora ihtiyacım yok. Open Subtitles يا إلهي، أنتَ محقّ لستُ بحاجة لأطباء على الإطلاق
    - haklısın. Benim hatam. Komisyoncuya ne demeliydim... Open Subtitles أنت محقّ ، هذا خطأي .. كان عليّ إخبار سمسار العقارات
    Biliyor musun? Cevap Doğru. Şimdiden 1,000 rupi kazandın. Open Subtitles إحزر ماذا ، أنت محقّ لقد ربحت للتو 1000 روبية
    En azından burada birşey olduğu konusunda haklıydın. Open Subtitles على الأقل أنت كُنْتَ محقّ بشأن وجود شيءَ هنا
    Kuşatmanın ne kadar sürecegi konusunda haklıydım, ve bunda da haklıyım. Open Subtitles كنتُ محقاً بشأن وقت دوام الحصار، وأنا محقّ بهذا الشأن.
    Onlar sanki, yapmayacak gibidirler. Aptal kediler. Haksız mıyım millet? Open Subtitles القطط لا ترغب بفعل ذلك قطط غبية ، هل أنا محقّ يا شباب؟
    Eğer biri sizin günlüğünüzü ele alacak olursa ve onu bir itiraf gibi değerlendirirse çok Haklısınız. Open Subtitles إذا أخذنا مفكرتك في الاعتبار كاعتراف قمتَ به لنفسك, فأنت محقّ جداً.
    Yapmadığını söylemiyorum, ama uyuşturucu konusunda haklıydı. Open Subtitles لا أَقُولُ بأنّه غير ذلك لَكنَّه كَانَ محقّ بشأن المخدّراتِ.
    Telefondaki adam haklıymış. Open Subtitles وزوجات كأس لا يعمل ذلك. هل تعرف ما؟ الرجل على الهاتف كان محقّ.
    Belkide benim için söylediklerinde haklıdır. Open Subtitles انه من المحتمل محقّ بشأني، كما تَعْرفُين
    Benim için pek de ugrak bir durak sayilmaz ancak bu yavsak herif bir konuda hakli. Open Subtitles ليس ما أفضل حضوره عادة، لكن حقيبة الدم المتبجحة هذا محقّ.
    Belki de haklısındır. Onun hakkında düşünüyorum. Open Subtitles حسناً، ربّما أنت محقّ كنت أفكّر به

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more