| mürekkepbalığının umrunda değil. Çünkü kumun içinde uyuyor. Gün içinde, geriye kalan bakteriler bölünerek | TED | ولكن بالطبع هذا لايهم الحبار. لانه نائم في الرمل وبخلال مرور اليوم تتضاعف البكتيريا |
| - Biri uyuyor, derin nefes alıyor. - Eve gider, uyurdum. | Open Subtitles | و شخص ما نائم يتنفس ببطىء سوف أعود الى المنزل و أنام |
| uyuyor. Sonsuza kadar sürmez umarım. | Open Subtitles | ــ أنه نائم ــ ليس إلي الأبد, علي ما أعتقد |
| Bütün gece uyanık kalıp, birisini uyurken izlemekten daha uyarıcı bir şey olamaz. | Open Subtitles | هناك دائماً حافز هنا أكثر من البقاء بأعلى وهو مراقبة شخص وهو نائم |
| Kendisi alış verişte, üstelik beni de odamda uyuyor zannediyor. | Open Subtitles | أمي ذهبت للتسوق وهي لا تزال تعتقد أني في غرفتي نائم |
| Telefon çaldığında uyuyor muydunuz Bay Fisher? | Open Subtitles | هل كنت نائم عندما رن الهاتف يا سيد فيشر؟ |
| Yardım edin. Lütfen, bir uçaktayım ve herkes uyuyor! | Open Subtitles | ساعدوني، من فضلكم، أنا علي متن الطائرة والجميع نائم |
| Yatak odasına tık. uyuyor deriz. | Open Subtitles | دعنا نحشره في غرفة النوم ونقول بأنه نائم |
| Gemi mürettebatı morgda uyuyor, onlar bulvarda dolaşıp... insanların boynunu emmiyor. | Open Subtitles | والان طاقم السفينة نائم ولكن فى المغربية لا يكونوا نائمين يمشوا فى الشوارع ويمتصون دماء الناس. |
| O kadar uzun zamandır uyuyor ki, unutup gitmişim. | Open Subtitles | لقد كان نائم لفتره طويله لقد نسيت هذا الامر |
| Fellig uyuyor. 4 saatten fazla süredir hareket etmedi. | Open Subtitles | فيليج نائم. أنا ما رأيت يتحرّك في أكثر من أربع ساعات. |
| Beyaz ışıklınız gerçekten iş esnasında uyuyor olmalı. | Open Subtitles | لابدَّ أنَّ مُضيئكم نائم أثناء عمله بالفعل |
| Herşey halloldu. Hipopotan uyuyor. Shane'i Docky'nin yerine götürüyorum. | Open Subtitles | لقد أتممت التنظيف وهيبو نائم وسآخذ شاني إلى دوكي |
| Buna göre 3 kişinin Sanderson kanepede uyurken yanından geçip gitmesi lazım. | Open Subtitles | نعم , لكن ذلك يعني ان ثلاث اشخاص تخطوا ساندرسن وهو نائم |
| Burada Alaska'ya giden uçakta uyuyorum. | TED | أنا هنا نائم فى الطائرة متجها الى ألاسكا. |
| uyudu Fazla birşey hatırlamıyor | Open Subtitles | إنه نائم لا يبدو أنه يتذكر شيئاً |
| Eğer uyuyan bir çocuğun bezini değiştirmeniz gerekiyorsa, eliniz çabuk olmalı. | Open Subtitles | إذا كان عليك تغيير حفاض لطفل نائم فيجب أن تكون فعال. |
| - En azından uyuduğunu sanıyorum. - Yetişkinler beraber eve gider. | Open Subtitles | ـ على الأقل أعتقد أنه نائم ـ البالغون يذهبون للمنزل معاً |
| Dışarıda işler sarpasardı ve sen hala uyuyorsun. | Open Subtitles | يوجد أشياء مُيبه كهذه خارجاً , وأنت نائم هُنا. |
| Bütün gece bu kanepede mi Uyudun? | Open Subtitles | هل كنت نائم على الاريكه طوال الليل؟ |
| Oğlum 7 yaşında, şu an uykuda olduğu için onu arayamıyorum. | Open Subtitles | أبني عمره 7 سنوات وهو نائم الآن ولا استطيع الاتصال به |
| Yatağımda uyuyordum, ve odamda bir ışık belirip beni aldı. | Open Subtitles | كنت نائم فى سريرى و ظهر ضوء فى غرتى وأخذنى |
| uykusunda koşan bir köpek kadar değil ama idare ederim. | Open Subtitles | ،ليس مثل كلباً يركض وهو نائم لكنني على ما يرام |
| Dün uykumda çiftlik hayvanları ya da Brian Williams hakkında sayıkladım mı? | Open Subtitles | جيف هل قلت شيئا وانا نائم عن عن حيوانات المزرعةاو براين ويليامز؟ |
| Adamı dışarı çıkar. İş başında uyumuş gibi görünsün. | Open Subtitles | خُذاه إلى الخارج إجعلاه يبدو وكأنه نائم أثناء العمل |
| Çok geç oldu. uyuyordur. | Open Subtitles | إنها ساعة متأخرة من الليل لابد وإنه نائم |
| İlaç zamanı geldi ama o kadar rahat uyuyordu ki onu uyandırmak istemedim. | Open Subtitles | لقد حان وقت القرص لكنه نائم بشكل طيب ولم أرغب فى ايقاظه |