Ama şuna bak.Harvey Amcamın koltuğunun altında bir tabancası varmış. | Open Subtitles | ولكن ننظر في هذا. أبقى عمه هارفي مسدس تحت المقعد. |
Sen şu yola bak, ben de bu yola bakacağım. | Open Subtitles | أنت تبدو بهذه الطريقة و ل سوف ننظر بهذه الطريقة. |
Hadi Pantheon'a ve onun önündeki Piazza della Rotonda'ya bakalım. | TED | دعونا ننظر إلى البانثيون و ساحة ديلا روتوندا التي أمامه. |
Peki, şimdi buna daha yakından bakmak istersek ne olacak? | TED | الآن، ماذا إذا أردنا أن ننظر إلى ذلك نظرة أقرب؟ |
Bu rakamlarda mantıksız bir durum olduğunu fark ettik. Şimdi ilk ölçümlere bir göz atalım, kışın hayatta kalanlara. | TED | هناك حدس موجه لاحظناه في هذه الأرقام . لذا دعونا ننظر إلى أول الأرقام هنا، الناجون من البيات الشتوي |
Buna inanmakta zorlanabilirsin ama biz melekler bazen aşağıya bakıp, siz insanları kıskanırız. | Open Subtitles | ربما تجد ذلك صعب التصديق ولكن احيانآ نحن الملائكة ننظر الى البشر ونحسدهم |
Nüfusun artışına arabalar açısından baktığımızda, daha da açık bir hale geliyor. | TED | عندما ننظر لهذا النمو السكاني من زاوية السيارات سوف يكون اكثر وضوحا |
Bu cihazın nasıl çalıştığını anlamak için, beyinlerimize bakmamız gerekecek. | TED | ولفهم كيفية عمل هذا الجهاز، علينا أن ننظر داخل أدمغتنا. |
Her şeyi bildiğimizi sanıyorduk ama birkez daha, çok karmaşık bir duruma bakıyorduk. | Open Subtitles | إعتقدنا بأنّنا عرفناه كلهّ لكن ثانية ، كنّا ننظر في حالة معقّدة جدا |
! Olaya biraz geniş bakın. Bütün bu şeylerin bir sebebi var. | Open Subtitles | تعالوا ننظر من المنظور الآخر هذا الإنفصال قد يحدث لأي سبب آخر |
bak. Ne kadar istesek de kafamızı başka yöne çeviremeyiz. | Open Subtitles | انطرِ بقدر ما نريد هذا لا نستطيع ان ننظر بعيدا |
O zaman gözlerimin içine bak ona yardım edebilecek kişinin ben olduğumu göreceksin. | Open Subtitles | ثم عليك أن ننظر إلى عيني، وسترى أنا الشخص الوحيد الذي يستطيع مساعدته. |
- Sana bizim fikrimizi söyleyeyim. - bak, kesin artık zırvalamayı. | Open Subtitles | دعني أقول لك كيف ننظر إلى الأمر توقف عن هذا الهراء، حسناً؟ |
Şu ödeme programına bir bak. | Open Subtitles | ولكن أريد منك أن ننظر إلى أن الدفع الشهري المنخفض. |
Gerçekten olmamız gereken noktaya bir gelelim ve sonra ara ürüne bakalım. | TED | حسناً، لنذهب الى حيث ينبغي حقاً أن نذهب، ثم ننظر الى الوسيط. |
Zihinsel hastalıklar insan hayatı için gerçekten çok zarar verici, ancak hastalık yükünün ötesinde bir de kesin rakamlara bakalım. | TED | والواقع أن الأمراض النفسية أيضا مدمرة جداً لحياة الناس، لكن ما وراء مجرد عبء المرض، دعونا ننظر في الأرقام. |
Çünkü eğer biz çevreysek, o zaman tek yapmamız gereken etrafımıza bakmak ve görmek kendimize nasıl davranıyoruz ve birbirimize nasıl davranıyoruz. | TED | لأنه إذا كنا نحن نمثل البيئة، فإنه علينا جميعا أن ننظر حولنا لنرى كيف نعامل أنفسنا و كيف نتعامل مع بعضنا البعض. |
Tek köprü gerçektir, biz göz göze bakarken benden sana geçen köprü. | TED | الجسر الوحيد هو الحقيقة، يمر عبري وعبرك ونحن ننظر في أعين بعض. |
Hiç bir zaman birbirimizin gözüne bakıp, tekrar birlikte olma şansımızın olmadığını söylemedik.. | Open Subtitles | لم ننظر أبداً لبعضنا ولم نقل أنه من المستحيل أن نعود سوية أبداً |
dış uzaydan dünyamıza baktığımızda, sadece kendimizin değil hayatın nekadar değerli olduğunu anlayacağız fakat gerçek şu ki dünyevi uygarlaşma faydalı olacak. | Open Subtitles | عندما ننظر من الفضاء على كوكب الأرض إلا أننا سندرك كيف أن الحياة ثمينة ولكن الحقيقة أننا ننتمي إلى حضارة كوكبية بحق |
Yapmamız gereken ikinci şey ise çok kısa bir süre zarfında ne kadar yol kat etdiğimize geri donüp bakmamız gerekiyor. | TED | الامر الثاني للذي علينا فعله هو علينا فقط ان ننظر الى الخلف الى اي مدى وصلنا في هكذا فترة زمنية قصيرة. |
Yüz yıl önce kömüre bakıyorduk balina yağına bakıyorduk ve ham petrole odaklanmıştık. | TED | قبل 100 سنة كنا ننظر إلى الفحم، بالطبع، وقد كنا ننظر إلى زيت الحوت وقد كنا ننظر إلى زيت النفط الخام. |
İtiraf etmeliyim ki yanlışlar oldu, fakat başardıklarımıza bir bakın. | Open Subtitles | وكانت هناك عثرات، أمنح لك، ولكن ننظر في كل حققناه. |
Yani bu demektir ki tesadüfi sonuçlara farklı bir bakış açısıyla bakmalıyız. | TED | اذا هذا يعني انه علينا ان ننظر بصورة مغايرة للعواقب الغير مقصودة |
Bu aletlerin kalitesiyle ilgili hiçbir bilgimiz yoktur gene de TV - DVD karışımı olalara bakarız ve "Hıh!" | TED | وليس لدينا اية معرفة اياً كانت عن جودة تلك الاشياء ولكننا ننظر الى التليفزيون المشتمل على دي في دي ونقول |
Yani, biz bilgi-işlemin fiziksel dünya ile birleşeceği bir çağ arıyoruz. | TED | بذلك،نحن الآن ننظر إلى عصر حيث البرمجة تندمج مع العالم الملموس. |
Nauls sen benimle geliyorsun. Dışarıya bakacağız. | Open Subtitles | نيلز ,لماذا لا تأتى معى و ننظر فى الخارج |
Şu an derisi yüzülmüş... ...bu aslan pençesine bakıyoruz. Bana korkutucu bir şekilde... ...bir insan elini hatırlatıyor. İroniktir ki onların kaderi bizim ellerimizdedir. | TED | وطبعاً عندما ننظر الى كف اسد .. تم سلخه .. يذكرنا ذلك .. بكف الانسان .. وهذا مثير للسخرية .. لان مصيرهم بين أيدينا |
Şu posterlerin asılma düzenine baksana. | Open Subtitles | الآن ننظر في الأمر أن الملصقات كانت معلقة. |