| Al bakalım aç dostum. Büyük bir balık ve biraz daha şarap. | Open Subtitles | ها هو , ايها الرفيق الجوعان سمكه كبيره من اجلك وخمر اكثر |
| Ben bir generalim. Bak ödeneğime Bak, sadece biraz toz. | Open Subtitles | أنا جنرالا أنظر أنظر ها هو أجرى قليل من الغبار |
| İç çamaşırları almaya gelen şoför olmalı bu. İşte orada. | Open Subtitles | لابد وأنّه السائق جاء ليأخذ الملابس الداخليّة، ها هي هناك |
| Hadi bakalım, şampanyadan bir damla alalım, biraz daha, ve kim mutlu olacak? | Open Subtitles | ها انت، دعنا نأخذ بعضا من الشمبانيا، أكثر بعض الشيء، ومن سيكون سعيد؟ |
| İşte buradasın! Pekala. Alkışa gerek yok, onu tamir ettim. | Open Subtitles | ها أنت ذي، لا بأس، لا حاجة للتصفيق، لقد أصلحتها |
| Patron kaşkollu, güneş gözlüklü ve şapkalı bir adam geldi. | Open Subtitles | ها نحن ايها الرئيس, لدينا رجل بوشاح ونظارة شمسية وقبعة |
| - İyi, here we go again. - Dikkat et, Tamam ? | Open Subtitles | ـ حسناً , ها نحن ذا مجدداً ـ سهل للغاية , اتفقنا؟ |
| Sana diyorum, ne kadar uzak görünse de, söylediklerim oğuldan, İsa'dan geliyor! | Open Subtitles | ها انا اخبرك ان كل هذا هو ان الخزان لم يمتلئ بعد |
| Bakın Şimdi Büyük Kral Knut'a, bin yıl öncesinin kralı. | TED | الآن ، ها هو الملك كنوت، ملك الف سنة مضت. |
| Buyurun! Bunu kaçırmayın! Sadece bir sente inanılmaz devin şovunu izleyin! | Open Subtitles | ها أنت مجدداً ، فلتخجل من نفسك العرض توقف أيها الوحش |
| - Seni gördüğüme sevindim. - Hey, there's the man! | Open Subtitles | حسناً , من الجيد رؤيتك مرحباً , ها هو الرجل |
| Al bakalım. Pekâlâ, Şimdi benim için bir şey yapabilir misin? | Open Subtitles | ها انت ذا حسنا,الان هل يمكنك ان تفعلي شيئا لي ؟ |
| Şimdiyse Bak şu haline, benim yardımım olmadan bir imparatorluk kuruyorsun. | Open Subtitles | الآن أنظر لحالك ها أنت تبني إمبراطورية خاصة بك بدون مساعدتي |
| Bak, gelin orada. Tıpkı bir prenses gibi, değil mi? | Open Subtitles | ها هي العروس, أنظري إنها تلبس مثل الأميره، هل تري؟ |
| orada süvari gibi haykırıyordu her yer kan olmuştu, yardımcı aşçı kadın bağırıyordu, | Open Subtitles | ها هي ، تتكلم ببذاءة دم في كل مكان والقابلة زوجة الطباخ تصرخ |
| Senin ayağı görelim madem. İşte böyle, Hadi Koca Ayak. Göster. | Open Subtitles | حسناً هل يمكننا أن نرى القدم ها هو صاحب القدم الكبيرة.هيا |
| Benim duyulmaya hakkım var! İşte buradasın. Ben de seni arıyordum. | Open Subtitles | لدي الحق أن يتم سماعي ها انت لقد كنت أبحث عنك |
| Hah, geldi. Anne Bak son kez söylüyorum, iş konusunu açmıyorsunuz. | Open Subtitles | ها قد أتت، امي ساقولها لاخر مرة لا تتكلمي عن العمل |
| - Çuf çuf tren geliyor. - Tamam bebecik, Tamam. | Open Subtitles | ها قد اتى قطار التشوتشو انت بخير عزيزي لا تخف |
| - Sadece kendi elindekileri oynuyor. - Evet. İşte geliyor. | Open Subtitles | ــ إنه يلعب لعبته المفضلة ــ نعم، ها هو يأتي |
| "Ve işte, Şimdi burada, konuşulan dili bile anlamadığım bir yerdeyim." | Open Subtitles | ها أنا ذا الآن في مكانٍ لا أفهمُ حتى لغة حديثهم |
| Kusura bakmayın küçük bir hata oldu. Buyurun teknenizi geri getirdik. | Open Subtitles | القليل من الخطاء , آسف ها نحن سوف نعود الى قاربك |
| işte benimkiler burada! Hey. bu arada belki bunu görmek istersin... bulmuşsun! | Open Subtitles | ها هما فتياي ..أوه على كل حال, أعتقد أنك تود أن ترى |
| Doktorla konuştum ve organ nakli gerekiyor. Oh,Tanrım. Tommy,sen iyimisin? | Open Subtitles | ها أنتم لقد تحدثت تواً للطبيب وسوف تحتاج لعمليه الزرع |
| burada, yeniden evinde aynı hastanede, 12 yıl sonra biraz daha gelişmiş olarak çocuklardan yaşlılara bütün hastalarda kullanılıyor. | TED | ها هي في نفس المكان في نفس المستشفى، تطورت قليلا بعد 12 سنة، تخدم المرضى من الأطفال إلى الشيوخ. |
| Demek bir şey değişmemiş, ha? Ben veriyorum, sen hep alıyor ve alıyorsun. | Open Subtitles | . ها لذلك مامن شىء تغير . انا اعطى وانت تاخذ وتاخذ وتاخذ |
| iste, kazanc parasi. Simdi gidip kilo vermek icin kusacagim. | Open Subtitles | ها هي نقود التبرعات والآن سأذهب للتقيؤ لإبقاء وزني منخفضاً |