Şimdi, bu gerçek bir teklif ve gerçekten bu yatırımı sunan şirketler var, ama beni ilgilendiren tarafı çok farklı. | TED | الآن، هذا اقتراح جدِّي، وهناك العديد من الشركات التي تقدم مثل هذا الإستثمار، ولكن ما يثير اهتمامي بالأمر مختلف تمامًا. |
- Sinirlerimi bozuyor. - Biliyorum, ama bu beni rahatlatıyor. | Open Subtitles | ـ إنه يثير أعصابي ـ أعرف ، لكنه يبقيني هادئاً |
Bu muhtemelen seni ilgilendirmez ama.., ...çok kederli bir kuzenim var orada. | Open Subtitles | هذا قد لا يثير اهتمامك ولكن عندي قريبة هناك تعاني أشد المعاناة. |
Benim ilgimi çeken şeyler hakkında konuşmayı çok isterim, fakat sanırım, benim ilgimi çeken şeyler diğer insanların ilgisini pek çekmiyor. | TED | وأود فعلاً الحديث عن أشياء تثير اهتمامي ولكن، لسوء الحظ، أشك أن ما يثير اهتمامي لن يثير اهتمام الآخرين. |
Sıradaki sanatçıyı yıllardır takip ediyor, toplumu anatomiye karşı meraklandırmasını izliyorum. | TED | الآن لقد تابعت الفنان التالي لسنوات عدَة، ورأيته يثير حماس العامة حول التشريح. |
Ve ilginç olan da, benim resimler ve reklam arasındaki ince çizgimdir. | TED | ومما يثير الاهتمام ان هذا الخط الذي انتهجه في الصور والاعلانات. |
Ichimonji'ler birbirine düşüp, kendi içlerinde savaşırken o tereyağından kıl çeker gibi bütün topraklara sahip çıkacak. | Open Subtitles | وأخيرا من سموكم لنفسه ثم يثير الحرب ما بين عشيرتكم المنقسمة ويستولي على ملككم بينما تخوض المعارك خارجا |
Buranın en eski sakinlerinden biri olarak niçin beni ilgilendirmiyormuş? | Open Subtitles | إننى لا ارى لماذا لا يثير اهتمام المقيمين القدامى ؟ |
Ama beni en çok kızdıran şey onun haklı oluşu. | Open Subtitles | نعم لكني أعتقد أن ما يثير جنوني، أنه على حق |
Miles Jackson sevgilini kaçırdı ama bu beni alakadar etmez | Open Subtitles | حقيقة أن مايلز جاكسون يختطف صديقتك هذا لا يثير اهتمامي |
beni gıcık eden şey gerçekten ona yardım etmeye çalışmamdı. | Open Subtitles | أتعلم، الشئ الذي يثير حنقي أنني كنت أحاول مساعدتها فعلاً |
Çünkü sadece burada oturup saatlerce izlemesi bile beni afallatıyor. | Open Subtitles | لأنه يثير دهشتي بمكوثه هنا لساعات و يواصل .. التحديق. |
Öğretmenlerim beni merak ettiğim şeyleri keşfetmeye, farklı yollarla kendimi zorlamaya ve beni en çok etkileyen konuları daha derinden anlamaya teşvik ettiler. | TED | كان أساتذتي يدفعونني لأسكتشف ما يثير فضولي. لأتحدى نفسي بطرق أخرى وأن أقوي من فهمي للمواد التي تثير اهتمامي. |
Bu seni ilgilendirmiyorsa, geri çekilip kendine bir hamburger satın al. | Open Subtitles | ولكن إن كان ذلك لا يثير اهتمامك وترغب بالعودة لضواحي المدينة |
Bebekler ilgilerini çeken bir şey gördüklerinde ne yaparlar? | TED | ما الذي يفعله الأطفال حين يرون شيئا يثير انتباههم؟ |
Şaşırtıcı olan şey, bu eğilimin girişimci dünyasında bile devam ediyor olması. | TED | الشيء الذي قد يثير دهشتك هو أن هذا التوجّه مستفحل حتى في مجال ريادة الأعمال. |
Yani, normal bir koyun, muflon hücresi ile gebe bırakıldı. Aslında bu durum ilginç bir biyolojik problem ortaya çıkartıyor. | TED | تم تحميلها في جسد خروف عادي، والذي يثير في الواقع مشكلة حيوية مثيرة للاهتمام. |
Bu ilginizi çeker. Burada bir arsam var. | Open Subtitles | إن هذا قد يثير اهتمامك فانا لدى قطعة أرض هنا |
Davana göz attım ve senin ilgini son derece çekecek birşey buldum. | Open Subtitles | واكتشفت الشيء الذي من شأنه أن يثير اهتمامك بشكل كبير |
Dışarı çıkmak için kolay yolu seçmeleri acınacak bir durum. | Open Subtitles | أمر يثير الشفقة. اختيار الطريق السهل للخروج هكذا. |
Bilmiyoruz. Bütün bunları tartışıyo olmamız garip. Ama kömürü düşünürseniz, yanmış buğday taneleride böyle gözüküyor. Kömürden tamamen farklı değil. | TED | والذي يثير الفضول ونحن نناقش هذه الأمور. لكن مثلما تفكرون في الفحم، هكذا ستبدوا حبات القمح. ليس مخالفة تماما للفحم. |
Terörizm öyle bir şey ki insanların normal zamanda vermeyecekleri tepkileri onları tahrik ederek verdirtiyor, güç kullanımını ve bu programları mantıksal hale getiriyor. | TED | الإرهاب هو شيء يثير تجاوب عاطفي يسمح للناس بتسويغ السماح بسلطات وبرامج لن يسمحوا بها في اية حالة أخرى. |
Bu durumda, sadece senin ilgini çekebilecek bir şeyim var. | Open Subtitles | عندي شيء يتعلق بذلك هذا شيء ربما يثير أهتمامك |
Kyle, en çok takdir ettiğim yönün insanlara olan inancın. | Open Subtitles | كايل , الشئ الذي يثير اعجابي بك هو ايمانك بالناس |
Ne tür danslar ilgini çekiyor? Pek çok türümüz var. | Open Subtitles | إذن أي نوع من الرقص يثير اهتمامك، لدينا أنواع كثيرة |
İşe yarar tek kaynağımız buyken nasıl olacak da... tahrik edici türdeki hikâyelerinizden ilham alacağız? Bu onlardan beklediğimiz şeydir. | Open Subtitles | وإلا قصصك سوف لا يثير لنا بما فيه الكفاية. |