"يحس" - Translation from Arabic to Turkish

    • hissediyor
        
    • hisseden
        
    • hissedebiliyor
        
    • hissedip
        
    • hissetsin
        
    • hissedemez
        
    • hissedebilir
        
    Kafamda bir yerde takılıp kalmış gibiyim ve bir parçam görüyor ve hissediyor... Open Subtitles أن هذا مسجل فى رأسى فى مكان ما وجزء مني يحس و يشعر
    Ama olanları hissediyor, çocuklar hayret vericidir. Open Subtitles انه يعرف كل شيء و يحس بكل شيء الاطفال مذهلون
    Fakat Darcy ayrılık acısını güçlü bir şekilde hissediyor gibiydi. Open Subtitles ولكن يبدو ان دارسي يحس بالأسف لمغادرته بحدة
    Bu ölü bir beden değil. Burada gördüğümüz, gücü hisseden ve kafasını korumaya çalışan bir vücut. TED هذه ليست جثة. هذا جسم يمكنه في الأساس في هذه الحالة بالذات ، أن يحس بمصدر القوة ، ويحاول حماية نفسه
    Ne konuşabiliyor,ne duyabiliyor ne de anlayıp hissedebiliyor. Open Subtitles لا يتكلم أو يسمع ولا يفهم أو يحس بأي شيء
    Belki nihayet üzerindeki baskıyı hissedip tepki vermeye başladı. Open Subtitles ربما أخيرا أصبح يحس بالضغط كما أنه تفاعلي
    Will kendini kötü hissetsin diye, olduğundan daha kötü havası veriyorum. Open Subtitles كنت فقط أجعله أمرا مروعاً لكي أجعله يحس بالذنب
    Bir insan bütün bunları hissedemez. Open Subtitles شخص واحد لا يحس بكل هذا. إنهم سينفجرون غيضا
    Fazla uzun sürmez. Enerji kaynaklarını hissedebilir. Open Subtitles لن ياخذ مدة طويلة في البحث , لكنه ذكر أنه يحس بأمتداد الطاقة
    Micheal kendinden sonra birşey olduğunu onu öldürmek istediğini hissediyor. Open Subtitles و مايكل يحس بان شىء يسعى وراءه محاولا قتله.
    Anlatsana, eşin takım hakkında neler hissediyor? Open Subtitles لنبتعد عن الشباب، كما تعلمين إذن أخبريني، كيف يحس زوجك بشأن الفريق ؟
    Adam, kızı yalnız bırakabilecek kadar güvende hissediyor. Open Subtitles فيمكانتحسفيه بالراحة. وأنه يحس بمأمن لكييتركهابمفردها.
    Canavar karnındaki minik hareketlerimi hissediyor. Open Subtitles والوحش يحس بحركاتي الصغيرة داخلة
    Bilmiyorum ama bence o da hissediyor. Open Subtitles ...... ولكنِ لا أعلم ، اعتقد أنه يحس نفس الأحساس
    Çünkü bana göre kendini mekanın bir parçası olarak hisseden bir beden ile sadece bir resmin önündeki bir beden olmak arasında büyük bir fark var. TED لأنني أعتقد أنها ستحدث فرقاً سواء كان لديك جسم يحس بكونه جزء من مكان بدلاً عن أن لديك جسم يقف فقط أمام صورة.
    Yalnız hissediyorum sanki, dünyada bu şekilde hisseden tek ben varmışım gibi ve artık bir önemi yok. Open Subtitles أشعر و كأنى وحيداً أشعر و كأنى الشخص الوحيد فى العالم الذى يحس بذلك و هذا لا يهم اطلاقاً
    Yakınında olunca beni hissedebiliyor. Open Subtitles ويسطيع أن يحس حين أكون قريباً.
    Dengenin bozulduğunu hissedebiliyor. Open Subtitles بامكانه ان يحس انكي لست متوازنة
    Bütün bina varlığımızı hissedip hayata geçiyor. Open Subtitles -استرح،الرائد . انه يحس بحضورنا ويعود إلى الحياة.
    Herkes kendini bu işin bir parçasıymış gibi hissetsin diye okuldan "gönüllü olan var mı" diye soruldu ama kimi kandırıyorlar ki? Open Subtitles . وتطوعت لذلك المدرسة سألت عن المتطوعين لكي يحس الجميع أنهم تحت ذلك المعنى
    İnsan hayranın bunu hissedemez ama ben mükemmel etinin kokusunu alabilirim gerçekte ne olduğunun! Open Subtitles ومعجبك الانساني قد لا يحس به ولكني استطيع ان ...اشتم الرائحة الكريهة الرائعه التي هي حقيقتك
    Sadece müziği için acı hissedebilir. Open Subtitles هو يستطيع فقط بأن يحس الألم لموسيقاه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more