| Sonia, Delhi'deki bağlantı kurduğum kişi, çekim yapacağımız buharlı treni bulmuş. | Open Subtitles | إذاً، سونيا, مراسلتي في دلهي وجدت قطار البخار حيث يمكننا التصوير |
| Bir modelin çekim öncesi hazırlığı ameliyata hazırlanan bir hastaya benzer. | Open Subtitles | قواعد عارضة الأزياء يوم التصوير كقواعد المرضى قبل يوم إجراء الجراحة |
| Üçüncü olarak memenizde kalıcı bir değişiklik fark ettiyseniz tekrar ya da başka çekim yaptırmak konusunda ısrarcı olun. | TED | والامر الثالث .. ان لاحظت اي تغير في حجم الثدي لديك اصري على ان تحصلي على تصوير ثدي اضافي |
| Bu aydınlık halka çekim kuvvetinin, ışığın dahi kaçamayacağı kadar büyük olduğu yerdeki kara deliğin çevresindeki sınırları açığa çıkarır. | TED | تكشف هذه الحلقة المشعة أفق الثقب الأسود، حيث تكون قوى الجاذبية كبيرة للغاية لدرجة أن حتى الضوء لا يستطيع الفرار. |
| Bilim insanlarının yer çekimini anlayışı günümüze kadar değişti ama Newton'un evrensel kütle çekim yasası çoğu durumda iyi bir yaklaşım. | TED | تطور فهم العلماء للجاذبية منذ ذلك الوقت، ولكن قانون نيوتن في الجذب العام لا يزال تقريبًا جيدًا في معضم الحالات. |
| Evet şimdi bu çekim için, kesinlikle bir 14 yansıtıcıya ihtiyacım var... | Open Subtitles | والآن من أجل هذه اللقطة أريد حتما عدسة 14 |
| Biri, diğerinin çekim gücünün etkisiyle ona doğru uzanmış ona doğru emiliyor. | Open Subtitles | فأحد النجمين يتوسع على حساب قوة جاذبية الآخر .و يتم إبتلاعه بلعاً |
| Ama çekim günü biterdi ve ben karışık, sıkıntılı benliğime geri dönerdim. | TED | ولكن يوم التصوير سرعان ما ينتهي، وأعود لذاتي الغريبة والمتطرفة. |
| Bu, nihai hızlı çekim görüntüsü olabilir: Dünya anatomisinin vücuda gelmiş hâli. | TED | قد تكون قمة التصوير بتقنية "الفاصل الزمني" أحياء التركيب البنيوي للكرة الأرضية. |
| Bunu inceleyerek üç gün geçirdik. Ama beni çekim günümüzde tanık olduklarıma hiçbir şey hazırlayamazdı. | TED | قضينا ثلاثة أيام على دراسته، ولم يكن هناك ما يهيؤني لما شهدته خلال يوم التصوير هناك. |
| Yarım saatlik çekim sürecinde tek bir yeni şırınga bile açılmadı. | TED | وخلال فترة النصف ساعة، في التصوير لم يتم تغيير أي حقنة منها. |
| Yüzüne çok yakın bir çekim istiyorum ve arkadan ışık vursun. | Open Subtitles | أريد تصوير قريب جدا و زووم على الطفل واضاءة خلفيه هنا. |
| Üçüncü ekibin dış çekim denilen şeyi yapması için buraya göndermişler. | Open Subtitles | هل تعرفون أنهم أرسلوا فريق تصوير لأخذ لقطات للمكان من الخارج؟ |
| Burada değil. Kara deliğin çekim gücü çok güçlü. Kapana sıkıştık. | Open Subtitles | ليس هنا, قوة الجاذبية من الثقب الأسود قوية للغاية, نحن محاصرون |
| çekim gücü, dev bir yıldızın çekirdeğini sıkıştırarak bu hâle getirmiş. | Open Subtitles | لا بد أن الجاذبية قد إعتصرت النجم الضخم ليصبح بهذا الحجم |
| Ayın çekim kuvveti, Dünya'nın ekvatorunun yakınında daha zayıftır. | Open Subtitles | هنا بالقرب من المنطقة الاستوائية، تكون قوة الجذب القمرية في أضعف صورها، |
| Sahne 7, bölüm 2, çekim 2. | Open Subtitles | المشهد السابع ، اللقطة الثانية ، ثاني مرة |
| Çok yakınlaşırsa gezegenin çekim gücü bir uyduyu parçalarına ayırır. | Open Subtitles | لو اقترب كثيرًا فستعمل جاذبية الكوكب على تمزيق القمر إربًا |
| Daha 4 gündür çekim yapıyoruz. Şimdiden 2 hafta geride kaldık. | Open Subtitles | لقد قمنا بالتصوير لمدة أربعة أيام وبالفعل مر إسبوعين على ذلك |
| Sahne sahne, çekim çekim ne yapmak istediğimi biliyordum, anlıyor musun? | Open Subtitles | مشهدا بعد مشهد، لقطة بعد لقطة. لقد عرفت ما أريده بالضبط |
| hızlandırılmış çekim ve renk kodlaması ile yeni bir kompütasyonel fotoğrafçılık da icra edebiliriz. | TED | بنموذج جديد للتصوير الحسابي مع تمرير الزمن والترميز اللوني |
| Güzel bir mezarlıktır. Orada çekim yapmak istiyorum. | Open Subtitles | هناك مقبرة جميلة و أريد الحصول على بعض اللقطات |
| Quahog Sigorta'dan geliyorum. Onun için bir çekim var. | Open Subtitles | انا من تأمينات مدينة كوهاغ لدي شيك مالي له |
| çekim gücü ayaklarımızın altından dışa doğru bu... kabarcığı çevreleyen sert kabuğa doğru etki yapar. | Open Subtitles | الجاذبيّة تحت أقدامنا تسحبنا نحو الخارج نحو القشرة الصلبة الموضوعة داخل فقاعة. |
| Ve bu çekim gerçek katılımcılarla çekildi; ne olduğunu bilmiyorlardı. | TED | وهذه لقطات مع مشاركين حقيقيين، لا يعرفون ما الذي يحدث. |
| çekim burda, ve, bebek, imzalamaya hazırım. | Open Subtitles | معي الشيك خاصتي ويا عزيزتي إني مستعداً للتوقيع |
| İdeal çekim değil. | TED | فهي لا تصور كل صغيرة وكبيرة تحصل بالقسم. |