"ödemek" - Translation from Turkish to Arabic

    • دفع
        
    • تدفع
        
    • يدفع
        
    • الدفع
        
    • ادفع
        
    • ندفع
        
    • يدفعوا
        
    • تسديد
        
    • تدفعي
        
    • للدفع
        
    • بدفع
        
    • لأدفع
        
    • دفعه
        
    • سداد
        
    • لسداد
        
    Gitsen iyi olur yoksa cenaze masrafını ben ödemek zorunda kalabilirim. Open Subtitles من الأفضل أن تمضي أو قد اضطر إلى دفع ثمن جنازتك
    10 Dolar ceza mı ödemek istersiniz, 10 gün hapse girmek mi? Open Subtitles هل تفضّل دفع 10 دولارات كغرامة أم قضاء 10 أيام في السجن؟
    Ve eğer hesabı ödemek isterse tanrı aşkına, tartışma çıkarma. Open Subtitles ولو عرضت أن تدفع الحساب من أجل الرب، لا تجادليها
    O da onun ahirette bunun için ödemek zorunda anlamına mı geliyor? Open Subtitles هل هذا يعني أن عليه أن يدفع الثمن بعد موته أيضاً ؟
    Gerçekten böyle bir aktivitenin parçası olmam için para ödemek istiyor musun? Open Subtitles أنت في الواقع تريد الدفع لي لتجعلني أشترك بهذا النوع من النشاطات
    Hiç almadığın bir şey için vergi ödemek ister misin? Open Subtitles هل ترغب في دفع ضرائب عن شيء أنك لم تتلق؟
    Güçlerini toplamak için verdiği zararı geri ödemek için ne öneriyor? Open Subtitles ما الذي يعرضه الآن لإعادة دفع الضرار التي سببها تنامي قواته
    Biraz maddi güvence, ve hukuk fakültesini ödemek için yardımcı olabilecek. Open Subtitles بعض الأمن المالي ويمكن أن يساعد على دفع ثمن كلية الحقوق
    Daha fazla paraya ihtiyaçları var, kira ödemek için olamaz. Open Subtitles إنهما يحتاجان إلى مبلغ إضافي وإنه ليس لأجل دفع الإيجار
    Aspirini ezip size silah niyetine satanlara milyonlarca dolar mı ödemek istersiniz? Open Subtitles انت تفضل دفع عدة ملايين من الدولارات بشئ , على حد علمك,
    Saat 23:00'ten sonra çalışıyorsam, devlet şehirde konaklama için para ödemek zorunda. Open Subtitles عندما كنت أعمل في احداث 11سبتمبر ، كانت الحكومة تدفع ثمن الاقامه
    Erkekler bölümünde sipariş vermek, ödemek ve yemek zorundaydım. TED اي عليك ان تطلب .. تدفع .. وتأكل في قسم الذكور
    Eğer yoksulsan ve göndermek için sadece 200 doların varsa 30 dolar ücret ödemek zorundasın. TED إذا كنت فقيرًا وتريد إرسال 200 دولار فقط عليك أن تدفع 30 دولار كعمولة
    Bu yüzden babam vergiyi ödemek için yüksek faizle borçlandı. Open Subtitles لِهذا هو قام بِأقتراض مالً بِفائدة عالية لكي يدفع ضرائبه
    Bu departman onun günahlarinin bedelini ödemek zorunda değil, ...o yüzden tekrar soruyorum. Open Subtitles هذا القسم لا يستحق أن يدفع ثمن مخالفاته، لذا فأنا أطلب منكَ مجدداً
    insanlar rahatsız oluyor. O serseriler için vergi ödemek istemiyorlar. Open Subtitles قلقون، خائفون، وقد اكتفوا من الدفع لأجل هذا الحي القذر
    Evet, okul aidatını ödemek zorundayım.... ..ve pazara gitmem gerekiyor. Open Subtitles نعم. وعليّ ان ادفع رسوم المدرسة والذهاب الى السوق
    Ama seninle daima kalacak tek şey buradaki ve kanımızı satmamız gerekse senin okul harcını ödemek için satarız. TED لكن الشيء الذي يبقى دائـــــما معك ما هو موجود هنا فإذا كنا مضطرين لبيع دمنا حتى ندفع رسوم المدرسه فسنفعل
    Birkaç insan bu hikayeyi duydu ve 2.500 doları ödemek istedikleri için benimle irtibat kurdular. TED سمع أناس كثر عن هذه القصة، و لذا اتصلوا بي لأنهم أرادوا أن يدفعوا قرض الـ 2,500 دولار.
    Ve eğer bu işte olmak istiyor isen, kiranı ödemek zorundasın. Open Subtitles وإذا أردت أن تكون فى هذا العمل يجب عليك تسديد إيجارك
    Bilirsin, tamamen kira kontrollü, Iki odalı... .. ben kolaylıkla karşılarım ödemek zorunda değilsin. Open Subtitles إنه إيجار معقول غرفتين نوم أستطيع تحمل تكلفتها بسهولة لست بحاجة لأن تدفعي
    Fahişelere ödemek için paraya ihtiyacımız var tamam mı? O yüzden alamazsınız. Open Subtitles نحتاج الى المال للدفع الى العاهرات حسنًا لذا لا تستطيعون الحصول عليها
    Yani yüzlerce dolar ödemek zorunda kalırdım. TED وبالتالي قد ينتهي بي الأمر بدفع مئات الدولارات.
    ödemek için elimi cebime attım. Aşağı baktım. Open Subtitles وضعت يدي في جيبي لأدفع ثمنها، فنظرت لأسفل
    Biz simyacıların Silentium dediği maddeyi kırdığım için nasıl bir bedel ödemek zorunda olduğumu bilmiyorum. Open Subtitles لست أدري ما هو الثمن الواجب دفعه لكسر ما نحن الكيميائيون نسميه الصمت
    Son istediğim sen evlenmeden önce bir şeyler yapabilmek böylece krediyi ödemek. Open Subtitles كان منتهى أملي أن أحصل مالاً من زواجك حتى أتمكن من سداد القرض
    Çünkü belli bir noktadan sonra bütün bunları finanse eden öğrenci kredilerini kendin ödemek zorunda kalacaksın. Open Subtitles في مرحلة ما لديك لسداد القروض لتمويل كل هذا. لن يكون هناك البراغماتية الليلة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more