"öte" - Translation from Turkish to Arabic

    • أكثر من
        
    • اكثر من
        
    • يتجاوز
        
    • الآخر من
        
    • أعمل مع
        
    • يفوق
        
    • من الناحية
        
    • وفوق
        
    • من مجرد
        
    • سرًا أعمل
        
    • الآخرى
        
    • الأخرى من
        
    • الأهم من
        
    • إنه أكثر
        
    • بل أكثر
        
    "Sinyora, kızınızı o adamla evlendirmekle hatadan da öte, suç işliyorsunuz. Open Subtitles سيدتي بالسماح لاببنتك وخطيبها بالزواج ترتكبين أكثر من خطأ ترتكبين جريمة
    İyi bir aşçıdan da öte. Siz bilmiyorsunuz. Bırak öyle kalsın. Open Subtitles هو أكثر من طباخ جيّد.فليس لديك فكرة.دعك منه الآن أيها النقيب
    Genç avcı için, avdan ona düşen pay yiyecekten daha öte birşey. Open Subtitles بالنسبة للصياد الشاب , كان نصيبه من اللحم أكثر من مجرد طعام
    - Bundan öte bir şey olmalı. - Bakın göstereyim. Open Subtitles انا أشك ان الأمر اكثر من هذا دعنى أعرض عليك,
    O insanlardan öte amaçlarımız önemli. Open Subtitles مغزى أهدافنا يتجاوز هذه الأهداف بحد ذاتها.
    Ona söyle, derenin öte tarafında kamp kuracağız ve yarın konuşacağız. Open Subtitles أخبره أننا سنعسكر على الجانب الآخر من الجدول و سنكمل حديثنا غدا
    Bir dizi dava sıralamış ve hepsi de para cezasından öte, Ray. Open Subtitles لقد أقام دعوة قضائية و هي أكثر من مجرد غرامة يا راي
    ! Bir futbol kampında sana arkadaştan daha öte olmak istediğimizi söylemiştim. Open Subtitles أثناء مخيّم كرة القدم أخبرتك أنني أريد أن أصبح أكثر من صديق
    Beni ilgilendirmez ama ortağım onunla arkadaştan öte olabileceğinizi düşünmüş. Open Subtitles ليس هذا من شأني لكنه يظن أنه أكثر من صديق
    Sanno yakuzadan öte bir şey. Artık politikaya müdahale ediyorsunuz. Open Subtitles عائلة سانو الآن أكثر من مجرد ياكوزا, بغزوها عالم السياسة
    Yani bilirsin, o oynaşmalardan sonra eminim mutludan da öte olacaktır. Open Subtitles لذا كما تعلمين, حالما يتجاوزان الفضيحة، سوف تغدو أكثر من سعيدة.
    O senin ağabeyin. Korra'ya arkadaşlıktan öte bir şey hissediyor olabilir mi? Open Subtitles ولكنه أخيك ، هل تعتقد بأنه يحب كورا أكثر من كونهم أصدقاء
    CA: Terörizmle savaştan öte daha derin amaçlar olduğunu düşünüyor musun? TED كريس: عذرًا, هل تعتقد أن هنالك حافز أعمق بالنسبة لهم اكثر من الحرب ضد الإرهاب؟
    Bunun bana ne kadar acı verdiğini bilemezsin, ama görevim kan bağından çok öte. Open Subtitles لا تعرفين كم أتألم لكن واجبي يتجاوز رابطة الدم
    Yıldız kümesinin öte yanından çıkıp makine gezegeninin yerçekimi alanına kapılmış olmalı. Open Subtitles من المؤكد أنها ظهرت في الطرف الآخر من الكون و سقطت في مجال جاذبية كوكب الآلات
    Ama öte yanda, şehrimi uzaylılardan ve zarar verebilecek kişilerden korumak için üvey ablamla DEO için çalışıyorum. Open Subtitles لكن سرًا، أعمل مع أختي بالتبني في إدارة عمليات الخوارق لحماية مدينتي من الفضائيين وأي شخص آخر يقصد أذىً
    Birazdan bizden çok öte zeki bir varlıkla tanışmak üzereyiz. Open Subtitles نحن على وشك أن نلتقي كائنًا بذكاء يفوق بكثير قدراتنا
    öte yandan, eğer çok zayıf ve çok olumsuz imajı olan bir ülkeyseniz, her şey zordur, her şey pahalıdır. TED من الناحية الآخرى، إذا كانت الدولة تملك صورة ضعيفة أو سلبية، كل شيء سيكون صعبا ومكلفا.
    Her şeyden öte, izcilerin ayağı yere basar, bu demektir ki bir birey olarak kişisel değerleri bir konu hakkında nasıl haklı ya da haksız oldukları ile alakalı değildir. TED وفوق هذا، الكشافة أصوليون، ما يعني أن قيمتهم كأشخاص ليست متعلقة بموقفهم حيال موضوع معين.
    Ama öte yandan, şehrimi uzaylılardan ve zarar verebilecek kişilerden korumak için üvey ablamla DEO için çalışıyorum. Open Subtitles ولكن سرًا أعمل مع شقيقتي بالتبني لصالح إدارة مكافحة الخوارق لحماية مدينتي من أي تهديد فضائي وأي أحد آخر ينوي لها الأذى
    öte yandan, Ferrous Corp tarafında olursak diğer şirketler yenildikten sonra peşimizden gelmelerinin an meselesi olduğunu biliyoruz... Open Subtitles من الناحية الآخرى , إن أعدنا الشركة الحديدة فأن الشركات الأخرى سوف تنهزم نحن نعرف , إنها مجرد مسألة وقت
    Ve diğer kişilerde öte yana ayrılacak. Bankanın öbür tarafına geçin. Open Subtitles والآخرون جميعهم بالمجموعة الأخرى، ادفعوهم للجهة الأخرى من المصرف
    Ama hepsinden öte, teşekkür ederim anne. Open Subtitles ولكن الأهم من ذلك كله أريد أن أشكرك يا أمي
    Söyledikleri iddiadan öte bir şey. Open Subtitles إنه أكثر من مجرد إدعاء ، الرجل الذى أنقذه
    Sperminin iyi olduğundan eminim, hayır, iyiden de öte muhteşemdir. Open Subtitles أنا واثقة أن سائلك المنوي جيد بل أكثر من جيد، رائع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more