o beni gölgelerin olduğu ağaçların yanına götürmek istiyor, ancak izin vermem. | Open Subtitles | يريد سحبي إلى الغابة حيث الظلال في كل مكان، لكني لن أتركه. |
Biri bir ceylanı yaralamış, zavallı şey yaralı haliyle ağaçların arkasına kaçmış. | Open Subtitles | شخص ما صدم غزالاً وذلك المسكين فر هارباً نحو الغابة وهو مجروح |
En matıklı konum atışlarımızı şu ağaçların hizasından yapmak olacak. | Open Subtitles | الموقع الأكثر منطقية سيكون اطلاق النار من خلال خطوط الاشجار |
Şu ağaçların arasında direkt kaleye çıkan bir patika var. | Open Subtitles | خلف تلك الاشجار , يوجد مسار يؤدي مباشرة الى القصر |
Çok geçmeden, ağaçların bir düzlük üzerinde gittikçe genişleyerek uzandığını görüyorsunuz. | TED | وكذلك الأشجار تميل إلى التوسع إلى مساحات تشبه المنصات في القمة. |
Tıpkı ağaçların hareket ettiğini gördüğümde, ağaçların hışırtı sesi çıkardığını hayal etmem gibi. | TED | بنفس الطريقة عندما أرى شجرة تتحرك، عندها أتخيل أن الشجرة تصدر صوت الحفيف. |
Uzun ağaçların yüksekteki dallarında büyürler ve hayatlarının tamamını ışığın tadını çıkararak geçirirler. | Open Subtitles | تنمو على فروع عالية من أشجار طويلة وتقضي كلّ حياتها وهي تنعم بالضوء |
Ormanda yere yatar ve ağaçların tepelerine dikkatle bakardım. | TED | كنتُ معتادة على التمدد على أرضية الغابة، والتحديق نحو قمم الشجر. |
Kosta Rika'daki 30 metrelik dev ağaçların altında bir başka anne, yavruları için sağlayabileceği en iyi koşulları sağlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | هنا، ثلاثون متراً أسفل ظلّة الغابة الكوستاريكية، أمّ مخلصة أخرى تتأكّد أن لدى صغارها أيضاً أفضل بداية ممكنة في الحياة |
ağaçların arkasında saklanacağız. Kızgın orman cadıları gibi feryat edeceğiz. | Open Subtitles | سوف نبقى مختبئين في الأشجار، وسوف نعوي كساحرات الغابة الغاضبة |
ağaçların arasından çıkan altı goblin, hançerlerini çekmiş size doğru koşuyor. | Open Subtitles | هناك 6 عفاريت تجري بإتجاهكم قادمين من الغابة و مسلحين بالخناجر |
Köye gittiğinde ağaçların içinde... kör bir nokta inşa etmiş. | Open Subtitles | حين وصل إلى القرية بنا لنفسه كوخاً عند أقاصي الغابة |
Bollywood artık ağaçların etrafında değil de tuvaletlerin etrafında mı dönüyor? | Open Subtitles | هل بوليوود تتغير من الجرى حول الاشجار الى الجري لقضاء الحاجة |
Ayakta durma, konuşma gibi şeyler, türümüzü ağaçların içinden alışveriş mağazalarına soktu. | TED | إن هذه الخاصية كما الإبهام والوقوف منتصبين و اللغة التي اخرجت سلالتنا من الاشجار إلى مجمعات التسوق. |
Şu anda kendi sorunlarımız var. Çocukları ağaçların oraya getir. | Open Subtitles | الان لدينا مشاكلنا خبئ الاولاد في الاشجار |
Mikorizal ağlar ile mantarlar kaynakları ve ağaçların arasındaki sinyal veren molekülleri geçebilirler. | TED | وعبر هذه الشبكات، تستطيع الفطريات أن تمرّر موارد الغذاء وجزيئات الإشارة بين الأشجار |
- Şu ağaçların orada birşey var. - Bir sincap. Konuştuklarımız onu uyandırdı. | Open Subtitles | ـ هناك شيء ما في تلك الأشجار ـ إنه سنجاب ، حديثنا أيقظه |
Diğer piçler gibi o da bir gece ağaçların altında mı peydahlandı? | Open Subtitles | حيث يمكنك رؤية الدموع تُذرف ليلاً بين هذه الأشجار مثل بقيّة لأوغاد؟ |
Bazıları ağaçların bulunduğu sınır bölgesinde, tekrar yağmurun yağdığını söylüyorlar. | Open Subtitles | بعض الناس يقولون أن فوق خطّ الشجرة أنّها تُمطر ثانيةً. |
ağaçların arasından süzülen ve High Line'nın zemininden 8 fit yukarıda olduğunuz bu üst geçit benim favori yerlerimden bir diğeri. | TED | هذه إحدا الميزات المفضلة لدي، هذا الجسر حيث تكون على بعد ثمانية أقدام من سطح الهايلاين، تسير عبر مظلة أشجار. |
ağaçların arkasında bir şey parlıyordu. Ne olduğunu bilmiyorduk- | Open Subtitles | لقد كان هنالك توهج خلف الشجر ولم تكن لدينا فكرة عما يكون |
Ben ağaçların arasından çıktığımda gitmişlerdi ben de geri döndüm. | Open Subtitles | ولكنهم استمرو بعبور الغابه . لذا قررت إن أعود |
Onları ağaçların arasında kaybedeceğiz! Sen deli misin? | Open Subtitles | سنهرب منهم في اشجار النخيل هل انت مجنون ؟ |
Ne yazık ki, ağaçların yok olması nedeniyle ortaya çıkan küresel karbon salınımları küresel ulaşım sektörüyle yarışır hale geldi. | TED | للأسف، إنباعثات الكربون العالمية الناتجة عن إزالة الغابات تساوي الآن قطاع النقل العالمي. |
ağaçların arasından geçip vadiye doğru esen rüzgarı dinlemek falan. | Open Subtitles | أستمعْ إلى الريحِ بينما تَمْرُّ من خلالِ الغابةِ فوق الوادي. |
Sokağın yakınında yeşeren ağaçların altında da, ...koyu yeşil renkte bir dere akmaktaydı. | Open Subtitles | تحت الأشجارِ التي كانت تنمو قرب الشارع كان هناك جدول من ماءٍ أخضرٍِ غامقِ. |
ağaçların arasında, bir patika üzerinde durmuş olmalılar. | Open Subtitles | لا بد بأنّهم قد إلتفّوا على خط سكة الحديد عبر الأخشاب |
Bunlar, genlerin, ana ağaçların, mikoriza ağlarının zengin kaynak havuzlarıdır. | TED | يوجد هناك مخزون من الجينات والأشجار الأم وشبكات الفطريات الجذرية. |
Eğer bu sarı noktaları görebiliyorsanız, bunlar ana ağaçların ağı içerisinde yetişmiş genç filizlerdir. | TED | وإذ يمكنكم رؤية هذه النقاط الصفراء، تلك هي الشتلات الصغيرة التي غُرست داخل الشبكة للأشجار الام القديمة. |
Ne olmuş izliyorsa? Ya ağaçların içindeyse ve şu an bizi izliyorsa? | Open Subtitles | حتّى لو كان يراقبنا، ماذا لو أنه بالأشجار يراقبنا الآن؟ |