"acımasız" - Translation from Turkish to Arabic

    • يرحم
        
    • قاسياً
        
    • قاسٍ
        
    • القاسية
        
    • القسوة
        
    • وحشي
        
    • عديم الرحمة
        
    • القاسي
        
    • قاس
        
    • الوحشية
        
    • قسوة
        
    • رحمة
        
    • لئيمة
        
    • قساة
        
    • عديمة الرحمة
        
    Bu esnada bazı genç subaylar generalin çok acımasız olduğunu düşündü. Open Subtitles وفي ذات الوقت بعض من ضباطنا ظنوا بأن الجنرال لا يرحم
    Yapraklar ölürken sonbahar acımasız mı oluyor yoksa doğa böyle mi işliyor? Open Subtitles آمل أنك لم تكن قاسياً معها هل الخريف قاسياً لإسقاطه للورق ؟
    Çünkü bu acımasız ve seni etkileyecek, ve hiçbir şey değişmiyor gibi görünecek. Open Subtitles لأنّ هذا قاسٍ , و يؤثّر بك و يبدو كأنّ شيئاً لم يتغيّر
    Savaşın içerisindeki şartların bir kurbanıydı, zamanın acımasız şartları ona hücum etmişti. TED ضحية ظروف حبسته في الحرب، اصطدمت به بكل قسوة ظروف الزمن القاسية.
    Bunların kimisi acımasız, kimisi öfke doluyken; bazıları sevecen, bazıları da bilgedir. TED احيانا يعد من القسوة .., احيانا يعد من الاساسيات احيانا يعد من التسامح واحيانا من الذكاء
    Hayat için olan büyük saygım acımasız bir zorbayı güçlü tuttu... ve en iyi arkadaşımın idamına götürdü. Open Subtitles تقدير الحياة أبقى طاغية وحشي في السلطة والذي قاد لإعدام أفضل صديقاتي
    Görüyorum ki, o acımasız katliamdan kazandığın parayı bu gizli küçük sığınak için harcamışsın. Open Subtitles إذاً فالمال الذي أخذتِه من ذلك القاتل عديم الرحمة قبلعشرينعاماً.. غطى تكاليف مخبئك الصغير المشبوه هذا.
    Fakat bu acımasız disiplin bile Spartaküs'ün ruhunu esir alamamıştı. TED لكن حتى الانضباط القاسي لم يتمكن من كسر روح سبارتاكوس.
    İçimizi döktüğümüze göre ben yapayım. Q. Hakkında acımasız şeyler söyleyerek başlayabilirim. Open Subtitles بما أننا ننقي أنفسنا أعطني هذا يمكنني أن أبدأ بقول شيء قاس
    Malagasy'de iki yıl acımasız işkenceler, ve sonunda onun inanılmaz kaçışının zorlukları. Open Subtitles ثم عامين من المعاملة الوحشية في مدغشقر وأخيرا معاناة صعوبة هروبه المكلف
    Burası dünyanın en ölümcül yaratıklarıyla dolu acımasız bir mekân. Open Subtitles إنه مكان لا يرحم مليء بأكثر المخلوقات المميتة على الأرض
    Mezunlar diplomalarını almak için uzun, zor ve acımasız bir süreçten geçer. TED المتخرجين يتم تصفيتهم خلال ممر طول ضيق لا يرحم إلى الترخيص.
    Anlamadığım şey sevdiğin birine karşı neden bu kadar acımasız ve sert olduğun. Open Subtitles ما لا أفهمه هو كيف أمكنك ان تكون قاسياً ولئيماً تجاه شخص تحبه
    Bak acımasız olmak istemiyorum, ama Jerry'nin ofisinin yakınındayız. Open Subtitles لا أريد ان أبدو قاسياً و لكننا الان أمام مبنى جيرى
    - Bir de sana acımasız davranıyormuşum. - Hayır, acımasız değilsin. Open Subtitles وانت اعتقدتى اننى قاسٍ معك لا, انت لست قاسيا
    Ama olayların getirdiği acımasız noktada elimde çok daha fazla zaman vardı. Open Subtitles لكن فى بعض الخدع القاسية للأحداث لدى الآن وقتاً أكثر بين يدى
    Ama daha derin pişmanlıklara gelince bu daha acımasız ve düşünmeden söylenmiş bir tavsiye halini alıyor. TED لكن يبدو الأمر كأنه نوع من القسوة أو إقتراح عفوى عندما يأتي الأمر لندم أكثر شدة وعمق.
    Dördüncüde bir ritüel ya da mesaj yok. Sıradan acımasız bir cinayet. Open Subtitles الرابعة، بدون طقوس، بدون رسالة . فقط قتل وحشي
    Han'ın korumasından bekleneceği üzere sert ve acımasız. Open Subtitles عديم الرحمة قاسي، كما يمكن أن تَتوقّعُ، أنْ يَكُونَ حارسَ هان.
    Yüzlerce insan acımasız tasviri, yıkıcı sembolizmi ve karmaşık politik mesajı anlamaya çalışıyor. TED يجد المئات من المشاهدين صعوبة مع مجازها القاسي ورمزيتها الساحقة ورسائلها السياسية المعقدة.
    Bütün bu yaptıklarından sonra, dinozor katili Burton olarak hatırlanmak, hayli acımasız bir kader gibi görünüyor. Open Subtitles إنه لمصير قاس بأن يتم تذكرك بعد كل ما حققته بقاتل الديناصورات
    Gösteri dünyası, basit ve bazen de acımasız gerçeklerle süslenerek yaşayan insanlar. Open Subtitles رجال العروض الذين يعيشون على التأنق السهل و على الحقائق الوحشية احياناً
    Etki alanını genişletmek için gizli oyunlara sırt dayayan dünya çapında yekpare ve acımasız bir komplo bize karşı gelmektedir. Open Subtitles ما نتعرض له حول العالم من قبل مؤامرة متجانسة و بلا رحمة التي تعتمد في المقام الأول على وسائل سرية
    Miss Dobie Kuzen Joe her geldiğinde sinirli ve acımasız oluyor. Open Subtitles لأنه وبصراحة فإن آنسة دوبي تكون لئيمة ونزقة كل مرة يكون فيها ابن العم جو في المنزل
    acımasız, bencil insanlar var ve bize kötü davranıldığında sinirlenmek sadece doğru değil, aynı zamanda hakkımız. TED هنالك ناس قساة وأنانيين، وليس فقط من المقبول أن تغضب عندما يعاملك أحد بطريقة دونية، من حقك أن تغضب عندما تُعامل هكذا.
    Bir uyarı yapılmaksızın, acımasız bir fatih tarafından saldırıya uğradı. Open Subtitles تمت مهجامتها من غير أي تحذير من قبل قوة غازية عديمة الرحمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more