Dr. Hersch'in aldığı lomber ponksiyondan omurilik sıvısındaki kırmızı kan hücrelerinde bir fazlalık olduğu görülüyor. | Open Subtitles | والبزل القطني الذي أخذه الطبيب هيرش أظهر فائض زائد من خلايا كريات الدم الحمراء في السائل المخي النخاعي |
- Noel için ona aldığı iç çamaşırından tanımış. - Hayır! | Open Subtitles | تعرّف على الملابس الداخلية الجميلة التي اشتراها لها في عيد الميلاد |
Polisin Yedinci sokaktaki Gable apartmanından aldığı... bazı kişisel şeyler. | Open Subtitles | بعض الأشياء الشخصيه التي أخذها الشرطه من شقق غيبل في الشارع السابع |
Bunu sadece sana şu antika robot oyuncağı aldığı için söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت تقول هذا فقط لأنه اشترى لك تلك اللعبة الروبوتية العتيقة |
- Neden? CIA'den aldığı geri kalan belgelere bakmam gerek. | Open Subtitles | علي رؤية بقية المواد التي حصل عليها من وكالة الاستخبارات |
Böylece Ian ve ben ailemin bizim için aldığı eve taşındık | Open Subtitles | اذن ، انتقلت انا و ايان للمنزل الذي اشتراه لنا والداي |
Ya bu olacak ya da annemin 2009'da aldığı balıkçı yaka. | Open Subtitles | اما هذا او بلوزة العنق التي اشترتها امي في العام 2009 |
Evet. 385 Kuzey'den aldığı kız yani. | Open Subtitles | نعم، الفتاة التي أحضرها مرتن في 385 نورث؟ |
Sen bir annesin, onu senden aldığı için Emily parmaklıklar ardında olmalı. | Open Subtitles | أنتِ أم وإيميلي عليها أن تكون خلف القضبان على ما أخذته منكِ |
Annemin aldığı ayakkabılar içerisinde ayaklarım ileri geri sallandı, şu soru yankılandı: Kalıyor muyuz, yoksa kaçmak daha mı güvenli? | TED | شعرت بقدمي تهتزان جيئةً وذهابًأ على الكعب الذي اشترته أمي، وقد توسلت سائلة: هل سنبقى أم من الأأمن أن نسافر؟ |
Dağda Musa'nın 10 Emir'i aldığı yere paket tur olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | يقولون أن هناك رحلة الى الجبل حيث تلقى موسى الوصايا العشرة |
Kurbanın, yolcularından aldığı her kuruşun, gemi inşaatında kullanıIdığını gösteren faturalar var. | Open Subtitles | تقريباً كل دولار أخذه ضحيتنا من ركابه محسوب هنا كإيصالات لمستلزمات لصنع السفينة |
Ve arabanın bizlere son armağanı olarak, onun geri kalanından aldığı para iki gecelik bar harcamalarımızı karşıladı. | Open Subtitles | وبما أن تلك السيارة كانت بمثابة الهدية لنا المال الذي أخذه بالمقابل دفع به قيمة ليلتين متتاليتين في الحانه |
Bir gün, müşterilerden biri atölyesine gelmiş ve kendisinden aldığı bir saati temizletmek istemiş. | TED | وذات يوم واحد من زبائنه قدم الى محله وطلب منه ان يقوم بتنظيف ساعة كان قد اشتراها منه فيما سبق |
Chandler'ın suçundan dolayı aldığı bu eşyaları geri veriyorum. | Open Subtitles | ارجع كل الاشياء التى اشتراها تشاندلر للتكفير عن خطأه |
aldığı yadigarlardan, kağıt kalplerden ne haber? | Open Subtitles | وماذا عن التذكارات التى أخذها, القلوب القماشية؟ |
Chouji'nin aldığı hap bir çeşit koz gibi görünüyordu. | Open Subtitles | تلك الحبة التي أخذها تشوجي تبدو كما لو كانت الحلّ الأخير |
Eğer bilseydi o bilgiyi de atlası aldığı şekilde polise verirdi. | Open Subtitles | لكان قال هذه المعلومة للشرطة لقد اشترى هذه الخرائط بشكل مجهول |
Albayın '14 savaşı sıradında Fransa'da aldığı madalyalardı bunlar. | Open Subtitles | الأوسمه التى حصل عليها كولونيل أرمسترونج قبل سنوات فى فرنسا |
Elvis'in aldığı Los Angeles'taki evde karısı Cindy'yle mutlu bir şekilde yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش سيندي بسعادة مع زوجته في لوس انجليس في منزل اشتراه ألفيس. |
Geri kalanı, Emma'nın mezat gününde ödül parasıyla aldığı atların bakımını karşılamak için. | Open Subtitles | والباقي منه يغطي المصاريف الخاصة بالخيول التي اشترتها إيما بالمزاد بواسطة الجائزة المالية |
Bu, ben doğduğumda babamın bana aldığı battaniye. | Open Subtitles | أنها بطانيّه الأطفال التي أحضرها لي والدي يوم ولادتي |
Benden aldığı büyü gücü, yapmasını umduğum şeyi yaptı. | Open Subtitles | إنه .. السحر الذي أخذته مني لقد فعل ما آملت أن يفعل |
Ölen Binbaşı Voss ile Amanda Reed arasında bir bağlantı buldum. Yeni aldığı evle ilgili araştırma yaptım. | Open Subtitles | العلاقة بين القائد فوس وأماندا ريد لقد أجريت بحثا عن المنزل الذي اشترته |
Bunu kimse bilmiyor ama iş arkadaşları karısından aldığı özel bir belgeden sonra son birkaç gündür çok gizli kapaklı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لا يبدو أن أحداً يعلم ذلك، لكن زملائه يقولون أنه كان يتصرف بسرية اليومين الماضيين، منذ أن تلقى بلاغاً سرياً من زوجته |
Ve ona, o gün aldığı en büyük bahşişi bıraktım. | Open Subtitles | في الحقيقة، أعطيته البقشيش الأكبر الذي حصل عليه ذاك اليوم |
Onca konuşmadan, bize aldığı onca şeylerden sonra, sonu böyle oluyor. | Open Subtitles | بعد كل الكلام و ما إشتراه لنا أن ينتهي بهذه الطريقة؟ |
aldığı oyuncakçıya geri götürdü | Open Subtitles | وعاد إلى مخزن الألعاب حيث كان قد إشتراها |
Morgan'ın Buford'dan aldığı listeyle merkezden çıkardığımız listeyi karşılaştırdım. | Open Subtitles | و الآخرون يثورون لقد قارنت لائحة الأولاد المميزين من المركز مع لائحة الضحايا التي جلبها مورغان من بيوفورد |