| Bu dosyayı aldığın yere geri koy. Sana söylüyorum, bu dava eskidi. | Open Subtitles | أعد هذا الملف من حيث أخذته قلت لك, لقد اُغلقت القضية |
| Evet babamın evinden aldığın saati de.. taşımazsın değil mi? | Open Subtitles | ألا تحمل ساعة مثل التي أخذتها من منزل أبي ؟ |
| Bize silahı aldığın tefeci söyledi. | Open Subtitles | سمسار الرهونات الذي اشتريته منه اخبرنا بذلك |
| 18 yaşındayken hani annenin hayat sigortasından aldığın para. | Open Subtitles | الأموال التي حصلت عليها و أنت سنك 18 عام من تأمين حياة أمك |
| Yani aldığın bu dağıtım gerçekse orada yaşam yoktur. | TED | هذا هو التوزيع الذي سوف تحصل عليه اذا لم تكن هناك حياة. |
| Şöyle bir şey var evimden aldığın kurabiyeler esrarla doluydu. | Open Subtitles | إليك الأمر الكعك الذي أخذتيه من منزلي كان مليئًا بالخمر |
| Bu lanet şehrin bizim ısdırabımızla aldığın bu şehrin yandığını görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أرى كل هذه المدينة، هذه المدينة التي اشتريتها بتعاستنا، تحترق |
| Nişa, arabadan aldığın kaseti nereye koydun? | Open Subtitles | نيشا، أين وَضعَتي ذلك الشريط الذي أخذته مِنْ سيارتِي؟ |
| Başkanın kızından aldığın aletten Gary. | Open Subtitles | الترانسموكر الذى أخذته من ابنة الرئيس ، غاري |
| Daha önce aldığın bir Papaz evi kağıdının üzerine, değişik bir el yazısı ve değişik bir mürekkeple bir şeyler yazdın. | Open Subtitles | خطوط يد مختلفة وأحبار مختلفة على ورق ملاحظات بيت الكاهن والذي كنت قد أخذته بوقت سابق |
| Aile kurmak için... aldığın mükâfatı kullandın. | Open Subtitles | استخدمت المكافأة التي أخذتها للبدء في انشاء عائلة |
| Senin aldığın çeyrek milyondan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن ربع مليون دولار التي أخذتها |
| Aile kurmak için, aldığın mükafatı kullandın. | Open Subtitles | استخدمت المكافأة التي أخذتها للبدء في إنشاء عائلة |
| O zaman, aldığın şeyi geri götürmelisin. | Open Subtitles | إذاً، أقترح أن تُعيد الذي اشتريته وتستعد الأموال |
| Git aldığın yere değiştir onu. | Open Subtitles | استبدله من المحل الذي اشتريته يوجد مشكله بالشاشه |
| Dışarı çıktığımdan beri aldığın en iyi tavsiye. | Open Subtitles | أفضل من أي نصائح قانونية حصلت عليها من قبل |
| aldığın iyi eğitim için, başının üstündeki çatı için, yaptığım herşey için. | Open Subtitles | لغرامة التعليم الذي تحصل عليه ، سقف فوق رأسك ، كل شيء فعلته. |
| Daha önce benden aldığın sandalyeyi aldım ama senin sandalyeni almadım. | Open Subtitles | لقد أعدت المقعد الذي أخذتيه مني لكن لم أخذ مقعدك |
| X-ışını gözlükleri yanımda değil, ama sanırım bu, yeni satın aldığın arabanın faturası. | Open Subtitles | ليست معي عدسات اشعة اكس لكن , اظن انها فاتورة السيارة الجديدة التي اشتريتها |
| Baba, bunu aldığın yerde hiç güzel havuz yok muydu? | Open Subtitles | ألم يكن لديهم بركات جيدة عندما إشتريت هذه؟ |
| Mektup açacağını aldığın antika mağzasının sahibi. | Open Subtitles | صاحبة المخزن الأثري ..التي أخذتي منها فتاحة الرسائل |
| Bu küpeleri,aldığın zamanı, yeri ve senin için ne kadar çok anlamları olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | هذه الحلقان ، أستطيع أن أخبرك من أين حصلتي عليها ومتى حصلتي عليها ، ولماذا تعني لك الكثير |
| Teklifimin, aldığın paralarla kıyaslanamayacağını biliyorum. | Open Subtitles | اسمع، أعرف أن عرضي لك لن يعوضك عمّا تأخذه من عملك الآخر |
| Neden umrumda olduğunu bilmiyorum ama biraz önce aldığın cevaplar yanlıştı. | Open Subtitles | بصفتي عدوّ مبين، أجهل لماذا أكترث لأمرك، لكن المعلومات التي تلقيتها للتو عن التاريخ هي خاطئة |
| Bence aynı üç gün önce aldığın çifte benziyorlar. Artık gidebilir miyiz? | Open Subtitles | اعتقدت أنه يبدو كالحذاء الذي اشتريتيه منذ ثلاثة أيام. |
| - Şu çiftçiden aldığın silahı. | Open Subtitles | لماذا لا تعطيني المسدس الذي اخذته من الريفي؟ |
| O aldığın kedi, komada olduğun için şanslı yoksa şimdiye dek öldürmüştün. | Open Subtitles | القط الذي أحضرته إنه محظوظ لأنك هنا أو لكنت قتلته خلال هذه الفترة |