"az bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • أقل من
        
    • ضئيلة
        
    • بأقل
        
    • اقل من
        
    • الأقل واحد
        
    • صغير
        
    • لأقل
        
    • لا يقل عن
        
    • صغيرة من
        
    • بأقلية أساسيه
        
    • في أقل
        
    • قليل
        
    • لمدة تقل
        
    • الأقل واحدة
        
    • الأقلّ
        
    Bir yıldan daha az bir sürede 65.000 km uçuyorlar. TED فهي تطير مسافة 65000 كيلومترا في أقل من عام واحد
    Bu da bir sabah ben, 18 kiloluk sırt çantasıyla 12 kilometre doğa yürüyüşü yapmıştık, iki saatten daha az bir sürede. TED هذا أنا في صباح ذات يوم، عندما قطعنا مسافة سبعة أميال ونصف حاملين حقيبة ظهر وزنها 40 رطلا في أقل من ساعتين.
    Mağara yapıları bazan yüzeye çıkar. az bir şans gerçi. Open Subtitles اسمعن ، أحياناً يحصل انهيار في الكهوف إنها فرصة ضئيلة
    Sürücülerimin dikkatlerini kaybetmesine izin vermiyorum, mükemmellikten daha az bir şeyi kabul etmiyorum. TED ولذلك لا أسمح للسائقين عندي أن يفقدوا التركيز، ولا أقبل بأقل من الإتقان الكامل منهم.
    Spor merkezi kompleksinin açılmasına altı saatten daha az bir vakit kaldı. Open Subtitles علي الذهاب الى افتتاح المجمع الرياضي سيكون خلال اقل من ست ساعات
    Her grupta en az bir yetişkin olsun. Open Subtitles رجاء .. على الأقل واحد من الكبار في كل مجموعة.
    Kalkanlara güç aktarmış olsam da gemiyi korumakta çok az bir etkisi var. Open Subtitles بالرغم من أنّني رفعت الطاقة إلى دروعنا لديها تأثير صغير على حماية السفينة
    10 saatten az bir süre önce hastanede olduğu bir gerçek. Open Subtitles بل حقيقة أنّه كان في المستشفى لأقل من عشر ساعات تقريباً
    Ben bir geyiğin derisini on dakikadan az bir sürede yüzebilirim. Open Subtitles إذا كان بإمكاني سلخ بغل الأيل في أقل من عشر دقائق
    Aracımız dünyayı bir saatten az bir süre içinde dolaşmalı. Open Subtitles لدينا طائرة نسافر بها حول العالم في أقل من ساعة
    Dört günden az bir sürede hazırlamam gereken bir defile var. Open Subtitles لدي خط أزياء عليّ أن أجهزة فى أقل من أربعة أيام.
    Bir saatten az bir süre için 10 binden söz ediyoruz. Open Subtitles إنّك سوف تتكلم أقل من سّاعة مُقابل تلقيك 10 آلاف دولار.
    Yani anomali 12 saatten daha az bir süre açık kalacak öyle mi? Open Subtitles يعني يحتاجون للعبور من الهلالات ليصلوا اليه ستكون مفتوحة أقل من 12 ساعة؟
    Ama gerçekten de 48 saatten az bir sürede bir fahişeden, senin eş koltuğunu paylaşan kişi olmayı başardı. Open Subtitles لكنها تمكنت بالفعل من الانتقال من كونها فاسقة إلى كل إمرأة إلى الزوجة الشقيقة في أقل من 48 ساعة
    Pekala, çok az bir oranının yoktur. TED حسن ، يوجد نسبة ضئيلة من الفيروسات ليس لديها حمض نووي.
    Yılda 100 bin dolardan az bir parayla geçinen birinden etkileneceklerdir. Open Subtitles إنهم يفتتون بأي شخص يمكنه العيش بأقل من مئة ألف دولار في العام
    Altı saatten daha az bir sürede Beyoncé'den tam bir canavara dönüştün. Open Subtitles لقد ذهبتي من بيونسيه حتي بيجفوت في اقل من ست ساعات لعينه
    Pencap'ta her anne en az bir oğlunu askere gönderir. Open Subtitles فى البنجاب كل أم ترسل على الأقل واحد من أبنائها للجيش
    Bu kilisemde gönüllü gençlik danışmanlığı yaparak öğrendiğim az bir şey. Open Subtitles إنه شيء صغير تعلمته من خلال التطوع كمستشار للشباب في الكنيسة
    Dokunun durumuna dayanarak söylersek, ayak 24 saatten daha az bir zamandır suda. Open Subtitles بناء على حالة النسيج، فإن القدم كانت في الماء لأقل من 24 ساعة
    En az bir milyon ton balık, bata çıka sudan çıkar - Open Subtitles ما لا يقل عن مليون طن من الأسماك تتخبط خارج المياه
    Beyne az bir miktar voltaj veriyorsunuz, o kadar az ki hissetmiyorsunuz bile ama gözlemlenebilen bir etkisi var. TED يتم إدخال كمية صغيرة من الجهد الكهربي إلى المخ، صغيرة جدًّا بحيث لا تشعر بها عادةً، ولكن لها تأثير جدير بالاعتبار.
    Demek istediğim...misyonu olan bir şirket, gerçek...az bir girişimle, ...bir kadın ve yetkisi rengarenk insanlardan oluşan. Open Subtitles شركة لها هدف بأقلية أساسيه بإمرأه واناس متقلبين في درجات السلطه
    - Küçük bir boynuzlu iblis, daha az bir balçık şeytan. Open Subtitles هذا ليس صحيحا شيطان قليل الشأن ، شرير تافه عديم القيمة
    Herneyse, 10 saatten az bir kullanımla 2 adam, biri bilateral, TED على كل حال، مع استخدام لمدة تقل عن العشر ساعات، شخصين، أحدهما كان فاقداً لكلا ذراعيه،
    İdeal gelecekte hepimizi farklı kimliklerle hayal ediyorum, bu kimliklerden en az bir tanesi sanatçı olacak. TED المستقبل المثالي الذي أتخيله هو حيث جميعنا نملك هويات متعددة، على الأقل واحدة منها هو الفنان.
    12 kişiden hepsinin en az bir adet cinayeti var. Open Subtitles ثمّة جريمة قتل واحدة على الأقلّ بسجلاّت كلّ من الـ12

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more