"bırakmaya" - Translation from Turkish to Arabic

    • ترك
        
    • تترك
        
    • أترك
        
    • الإقلاع
        
    • لترك
        
    • نترك
        
    • تركه
        
    • بترك
        
    • التوقف عن
        
    • أتركها
        
    • التخلي
        
    • للتخلي عن
        
    • تركهم
        
    • تركي
        
    • لتركها
        
    Böylece son olarak metroda bir zarfın içinde bırakmaya karar verdim. TED حتى في نهاية المطاف، قررت فقط أن ترك الخمس دولارات في مغلف في مترو الإنفاق.
    Yok, not bırakmaya çalışırken beni uyandırdı, hepsi bu. Open Subtitles كلا، كان يحاول ترك رسالة وايقظني، هذا كل شيء
    Parmak izini barın üzerine mi bırakmaya çalışıyorsun? Daha yumuşak tutun. Open Subtitles أنت تحاول أن تترك بصمات أصابعك على العارضة ، أمسك بها برفق
    Özgürlüğümün ve eğlencemin, izlerini, kelimenin tam anlamıyla, yavaş yavaş bırakmaya başlayınca, insanların şaşırmış ve alakadar tepkilerini görmek oldukça heyecan vericiydi. TED عندما بدأت حرفياً أترك آثاراً لمرحي وحريتي، كان من المثير أن أرى ردود أفعال الناس التي يملؤها الإهتمام والإندهاش
    Tıpkı benim, kendimi nefesime dikkat etmeye zorlamayı denemem gibi; onlar da kendilerini sigarayı bırakmaya zorlamayı deneyebilirlerdi. TED الآن، تماماً مثل محاولتي لإجبار نفسي لمراقبة أنفاسي، يُمكن للمدخنين محاولة إرغام أنفسهم إلى الإقلاع عن التدخين.
    Fayza, sekiz yaşında evlendiğinde okulu bırakmaya zorlanmış. TED اضطرت فايزة لترك المدرسة بعمر 8 سنوات لأنها تزوجت
    Bartleby, Loki'yi işini bırakmaya ikna etti ve kesimden anlamayan birini yerine işe aldı. Open Subtitles أقنع بارتبلى لوكى على ترك ما يفعله وأن لا يذبح أحداً ولا يقضى على أحد
    Ben de kardeşinin, buraya geldikten sonra ona bir miktar para bırakmaya karar verdiğini düşündüm. Open Subtitles أعتقد أن أخوها قرر ترك مبلغ لها بعد أن جاء لزيارتها
    Endonezya'da yapıyorlar.Sigarayı bırakmaya çalışan insanlar kullanıyor. Open Subtitles يستخدمونها الناس في اندونيسيا لمحاولة ترك التدخين
    Randy Catalinayı ayak masajına motor baska bir kermese goturdu boleliekle sigarayı bırakmaya odaklanmak icin zamanım oldu'. Open Subtitles راندي أخذ كاتالينا الى ساحة بيع أخرى للبحث عن سيارة لمدلك قدمها لذا كان يجب علي التركيز في ترك التدخين
    Sonunda onlar bile avlarını bırakmaya zorlanırlar. Open Subtitles برغم كل ذلك، سوف تترك فرائسها مجبرةً في النهاية.
    İki küçük çocuğu analarının kanından oluşan bir kan gölünün ortasında bırakmaya mecbur muydun? Open Subtitles أكان عليك أن تترك صبيين صغيرين يسبحان في بركة من دماء أمّهما؟
    İşte o zaman ben idealistliğimi kaybettim ve işimi bırakmaya karar verdim, ve de internetin demokrasiye nasıl sekte vurduğu konusunda araştırmalarıma başladım. TED إذاً كان هذا عندما تركت مثاليتي و قررت أن أترك وظيفة المنظمة الطوعية، وأدرس كيف يمكن أن تعرقل الإنترنت الديموقراطية.
    Size bir not bırakmaya çalıştım. La Paz'a gidiyorum. Open Subtitles لقد حاولت أن أترك لك رسالة، أنني في طريقة إلي لاباز
    bırakmaya çalışıyor. Open Subtitles إنه يحاول الإقلاع عن المخدرات محطة رقم4.
    bırakmaya çalışırken ona yardımcı filan oldun, değil mi? Open Subtitles بما أنك اعتنيتِ به حينما أراد الإقلاع عن المخدرات لقد كان ذلك عملاً.
    Bir şeye daha ihtiyacınız var: Bunu bırakmaya ve bittiğini kabul etmeye istekli olmalısınız. TED وتحتاجون لشيء آخر كذلك: يجب أن تكون لديكم الرغبة لترك الأمر، وتقبل بأنه انتهى.
    Halıyı otelde bırakmaya ve eve döndüğümüzde gönderilmesine karar verdik. Open Subtitles لذا قررنا أن نترك السجادة في الفندق وننتظر أن يرسلوها لنا عندما نصل إلى منزلنا
    Amigo kızlığı sevdiğini söylemiştin. Nefret ediyormuş, bırakmaya korkmuş. Open Subtitles قلت أنها كانت تحب التشجيع، لقد كرهته، لكنها خشيت تركه
    Öyleyse geride birkaç insan bırakmaya ne dersin, Gonta? Sanırım başka seçeneğimiz yok. Open Subtitles اذا ما رأيكم بترك القليل من البشر هنا, جونتا؟
    Sigarayı bırakmaya çalıştı ve bir süreliğine bunu başardı da. Open Subtitles لقد حاولت التوقف عن التدخين لفترة بسيطة، هذا ما قالته.
    Ama, onu serbest bırakmaya karar verdim. Open Subtitles وبعد هذا القول، بأنني قررت أن أتركها تذهب
    Ve birisi ölüleri arkamızda bırakmaya karar verdi. Open Subtitles حدث ذلك عندما قرر أحدهم التخلي عن الموتى
    Ama Sankara gücünü bırakmaya henüz niyetli değildi. TED لكن لم يكن سانكارا مستعدًا للتخلي عن حكمه.
    Hepsi ezberimde olsa da burada bırakmaya gönlüm elvermedi. Open Subtitles دفترملاحظاتومسوداتي.. إني أعرفهم جميعاً ولا أريد تركهم هُنا.
    Düşünme işini bana bırakmaya ne dersin böylece önünde ne varsa ona odaklanabilirsin? Open Subtitles ماذا عن تركي أقم أنا بالتفكير حتّى تستطيعين التركيز أمامك؟
    Bazen bizi birbirimize bağlayan şeyler bırakmaya hazır olmadığımız şeylerdir. Open Subtitles أحياناً الأشياء التي تربطنا معاً هي أشياء لسنا مستعدين لتركها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more