Ama umarım Yankiler barışı korumamıza izin verir. - Ama, Ashley... | Open Subtitles | لكني مثل أبي أتمنى أن يدعنا الشماليون ننفصل عن الإتحاد في سلام |
Düşündüm ki artık dünya barışı bulduğuna göre ben de bulmalıydım. | Open Subtitles | فكــرت في هــذا أن العــالم في سلام الآن ربمــا يجـدر بي الحصــول علــى بعض منــه |
Yaşamın değerini ve iç barışı uygulama sanatını öğrenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | وأحاول أن أتعلم كيف أقدَر الحياة وأمارس فن السلام الداخلي |
Falan filan. Yani, barışı düşünüyordum, ve birden, peki barışın başlangıç noktası ne? | TED | لذا كنت افكر بالسلام وبعدها امعنت التفكير حول أين يمكن أن تكمن بداية السلام؟ |
Ama diğer dokuz maddeyi, barışı sağlamak ve korumak adına onaylayacağım. | Open Subtitles | لكنني سأوافق على البنود التسعة الأخرى إحقاقـًا للسلام |
Sana garanti ederim barışı korumak için yapılan birşey, sorun yaratmaz. | Open Subtitles | أطمأن إذا أي شئ يساعد فى العيش بسلام لا يزعج. |
Görüşmeyi kabul etti ama Yahudileri değil sadece barışı ele alacak. | Open Subtitles | سيوافق على الإجتماع، لكن سيأبى الحديث عن اليهود، فقط عن السّلام |
insanlar barışı çılgınca istediklerinde ve Devletler bunu insanlara vermek zorunda kaldıklarında, | Open Subtitles | وسيكون هناك سلام عندما ناس العالم أرده لذا بشكل سيئ |
Herşeyi yapabilecek gücüm olduğunda, barışı sağlarım, açlığı kaldırırım yağmur ormanları için çalışırım. | Open Subtitles | لو أصبحت ذو سُلطة ليوم واحد سأطلب سلام شامل لا مزيد من المجاعات وأطلب مساعدة الغابات المطيرة |
Sadece dünya barışı olmaz. Bunu yapamam. | Open Subtitles | عدا أمنية سلام العالم فلا يمكنني تحقيقها |
Bizler barışı korumak üzere buradayız, barış kurmak için değil. | Open Subtitles | نحن هنا كجنود حفظ سلام ليس كصانعي السلام |
Biliyorsun ki barışı bu şekilde bulamayız. Ne düşündüğünüz önemli değil. | Open Subtitles | لن يوجد سلام بعد كل ما يحدث الان و مهما كان رايك المعارض لي,انت تعلم انها الحقيقة |
Ayrıca tecrübeyle söyleyebiliriz ki onun askerleri ve idarecileri barışı korumak için şarttır. | Open Subtitles | و الخبرة تؤكد أن قواته و سيادته ضرورية جدا لتحقيق الأمن و السلام |
Bu açlığın sonu dünya barışı Falan demek, doğru mu? | Open Subtitles | من ثم القضاء على الجوع وإحلال السلام في العالم, صحيح؟ |
Tabii ki gelir dünya barışı,mekansız aşk ve pahalı aknelere sahip bir arkadaş. | Open Subtitles | بالتأكيد معا السلام العالمى والحب غير المشروط وصديقك الصغير ذو حبْ الشباب الغالى |
Bu ismi bölgede ve gezegende barışı yüceltmek için kullandık. | TED | ونحن نستخدم الأسم للإحتفاء بالسلام في المنطقة وفي الكوكب. |
Yazar, bir İngiliz yayımcının dünya barışı ile ilgili görüşlerinden ilham almış. | Open Subtitles | المؤلف استوحى بعض الاراء الخاصه من ناشر بريطانى تتعلق بالسلام العالمى |
Suçla savaşır, masumları korur... dünya barışı için çalışırım. | Open Subtitles | أحارب الجريمة .. وأحمي الأبرياء أعمل للسلام العالمي |
Donny'le sen kiliseden çıktığınızda barışı simgeleyen bir düzine kuş havaya bırakılıp gökyüzüne doğru süzülecekler. | Open Subtitles | عندما تغادرين أنت ودوني الكنيسة أثنا عشر طائر أبيض للسلام سيتم إطلاقهم وسيطيرون في الجو |
Yaşamaktan korkuyorsun, barışı konuşmaktan korkuyorsun bu iş boka dönmeyecekti de ne olacaktı. | Open Subtitles | تخشى أن تعيش تخشى أن تتحدث بسلام حسنا ماذا كانت ستصير أولستر لو لم تتحول إلى فضلات |
Öldürmemeye and içmiştir ve insanlığa barışı getirmeye | Open Subtitles | يتعهّد ألا يقتل و لجلب السّلام إلى البشريّة |
Bir imparatorlugu savaşın içindeyken buldum ve barışı getirdim. | Open Subtitles | وجدتُ امبراطورية في حالة حرب وجلبتُ سلاماً. |
İşte bu, son Romalıların burada, Britanya'da nasıl bir yuva bulduklarının... ve yıllarca süren kargaşadan sonra barışı getirmelerinin hikayesi. | Open Subtitles | وهذه كان آخر الرومان قد وجدوا لهم موطنا هنا فى بريطانيا وكيف بعد أعوام من الاضطرابات جَلبوا السلامَ |
Dünya barışı için sağlayacağı faydalara rağmen. | Open Subtitles | على الرغم مِنْ النتائجِ إلى السلامِ العالميِ. |
ABD hükümeti tam bir sosyalist... rejim sahibi olmadan özgür dünyanın dürüst lideri olamaz... ve bu yüzden kalıcı bir dünya barışı sağlayamaz. | Open Subtitles | هل الحكومة الاتحادية تعلن الطوارى لزعيم الاخلاقية للعالم الحر هذه سيؤدي لسلام دائم |
Uluslararası ilişkiler dalında çalışan bilim insanlarının görüş birliği ise küreselleşmenin karşılıklı bağımlılığı, onun da birlik ve barışı getirdiği yönünde. | TED | المتفق عليه بين علماء العلاقات الدولية هو أن العولمة تجلب الترابط، الشيء الذي يجلب بدوره التعاون والسلام. |