"beni ikna" - Translation from Turkish to Arabic

    • تقنعني
        
    • أقنعتني
        
    • أقنعني
        
    • إقناعي
        
    • تحضرني إلى هنا
        
    • تقنعيني
        
    • لإقناعي
        
    • تُقنعني
        
    • تقنعنى
        
    • سيقنعني
        
    • أقنعتيني
        
    • يريد خداعى
        
    • لتقنعني
        
    • أقناعي
        
    • اقناعي
        
    Çoktan yaptığın bir şey için beni ikna etmeye mi çalışıyorsun? Open Subtitles هل تـحاول أن تقنعني بفعـل شيئاً فعلته أنت أصلاً مسبقاً ؟
    Bir daha onu yola çıkarmam konusunda beni ikna etmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح لك بأن تقنعني أبداً بأن أصطحبها إلى الطريق مرة أخرى
    beni ikna etmene sevindim. Tam da buna ihtiyacım vardı. Open Subtitles أنا مسرورة بأنك أقنعتني لقد كان ذلك ما أحتاجه فعلًا
    Onu ölmek üzereyken buraya getirdiklerinde bir kadın polis doğru olan şeyi yapmam konusunda beni ikna etti. Open Subtitles لذلك , عندما أتى إلى هنا كان هناك الكثير من القتلى ومن على قيد الحياة هذه شرطية أقنعتني أن تفعل الشيء الإئق
    Geçen yıl biri çiftlik almam için beni ikna etti, ben de ödünç para aldım. Open Subtitles السنة الماضية شخص ما أقنعني بشراء مزرعة في الوادي لذا إقترضت المال من المصرف لكي أدفع ثمن المزرعة
    Baş editör bana uzun bir konuşma yaptı, içimde, yüzücü hayatımla ilgili bir kitap olduğuna beni ikna etmeye çalıştı. TED جلس معي رئيس التحرير وقام بالتحدث معي لمدة طويلة، محاولاً إقناعي أن هناك كتاباً في داخلي. عن حياتي كسباحة.
    "...senin beni ikna etmen gerekiyor" Open Subtitles سواء قلت نعم أو لا" " يجب أن تحضرني إلى هنا."
    Beş tane gördüğüne beni ikna etmeyi mi, yoksa gerçekten beş tane gördüğünü mü? Open Subtitles أن تقنعني بانك ترى خمسه, او ان تراهم حقيقة؟
    Nefret ettirdi. Satıcı kızın beni ikna etmesine izin vermemeliydim. Open Subtitles أكره هذه الأحذية، لم يجب علي أن أدع تلك البائعة تقنعني بها
    Kennedy-İsa karışımı beyaz çocuk olduğuna beni ikna etmek için. Open Subtitles لكي تقنعني أنك ذلك الفارس الأبيض جالب العدالة للسود
    Fark etmez, bunu yaparak yine de beni ikna edemeyeceksin. Open Subtitles لن تقنعني بفعل هذا انا لست الرجل الذي تظنّه
    - Jon Donelly'nin cinayetiyle alakanilgin olmadığına dair beni ikna etmeni. Open Subtitles اريدك انت تقنعني ان ليس لديك اي علاقة بمقتل "جون دونلي".
    Bak annen bütün dünyayı tecrübe etmen gerektiği konusunda beni ikna etti sadece bu çiftliği değil. Open Subtitles أنظر أمك أقنعتني أنك تحتاج لمواجهة العالم بأكمله ليس فقط هذه المزرعة
    Hastalığını araştırırken en ufak şeyin bile önemli olduğuna beni ikna ettin. Open Subtitles و أثناء تحريك لمرضها أقنعتني أن كل شئ مهم
    Sonra Deborah bunun pek efendice olmadığı konusunda beni ikna etti. Ben de topu yuvarlamaya başladım. Open Subtitles بعد ذلك أقنعتني ديبرا أن هذا ليس محترماً ,فبدأت بالكرة
    Kardeşim, medeni insanların sakin oldukları ve mantıklı davrandıkları sürece, her şeyi konuşarak halledebileceklerine beni ikna etti. Open Subtitles فنصفه يرجع لأخي، أقنعني أن الشخص المتحضر بامكانه حل اي شيء طالما تصرف بهدوء وعقلانية
    Hatırlıyorum, bir kez gidip onun yanında araba yıkamamın özel bir doğum günü armağanı olduğuna beni ikna etti. Open Subtitles أتذكّر مرّة أنه أقنعني بأنّه كان عيد ميلاد خاص وممتع للذهاب معه للعمل وأساعده بتنظيف السيارات
    Başta Bayan Sumiko bile beni ikna etmek için para vermişti. Open Subtitles حتى السيدة سوميكو حاولت في البداية إقناعي بالمال
    "...senin beni ikna etmen gerekiyor" Open Subtitles سواء قلت نعم أو لا" " يجب أن تحضرني إلى هنا."
    beni ikna edebilirsen, inandıkların birden daha gerçek olacak, değil mi? Open Subtitles لإنك لو تستطيعين ان تقنعيني عندئذ فجأة اعتقادتك تصبح حقيقية اكثر .. صحيح ؟
    Devletlerin sivilleri uzaktan kumandayla öldürmemeleri gerektiğine beni ikna etmene lüzum yok. Open Subtitles لست بحاجة لإقناعي ان الحكومة لا يجب ان تقتل المواطنين عن بعد
    Başka bir teşkilatın cinayet soruşturmasına müdahale etmem için beni ikna etmene izin verdiğime inanamıyorum. Open Subtitles لا أصدّق أنّي جعلتُك تُقنعني في التورّط بالتحقيق بجريمة قتل خاصّة بإدارة أخرى.
    Hastaneye kapatılmanız için beni ikna etmeye çalışıyor. Bugün yatış belgelerini hazırladı. Open Subtitles أنها تحاول أن تقنعنى بإيداعك هنا لقد وقعت اليوم على أوراق الإيداع
    beni ikna edebilmek için yapabileceğin ya da söyleyebileceğin bir şey yok. Open Subtitles و لا شيء مما تقوله أو تفعله سيقنعني بالتراجع.
    Bunu buraya koymam için beni ikna ettiğine inanamıyorum. Open Subtitles لا أصدق أنكِ أقنعتيني بوضع هذه هنا.
    Dalkavukluk yapan bir domuzun beni ikna etmesini dinlemek istemiyorum. Ne yapıyor? Open Subtitles لا أريد الحديث مع خنزير حقير يريد خداعى ماذا يفعل؟
    beni ikna etmek zorunda değilsin, fakat jüriye başka bir hikayeyle gitmelisin. Open Subtitles لست مضطرا لتقنعني لكن هيئة المحلفين أمر مختلف تماما
    Bu illüzyonun amacı bir parçanın hâlâ insan olduğuna beni ikna etmek içinse baştan söyleyeyim işe yaramayacak. Open Subtitles إن كان مغزى هذه الخدع هو أقناعي ذلك الجزء منك لا زال أنسانياً أضمن لك بأنها ستنجح
    Turistler için kutu yaparak mutlu olacağına beni ikna edemezsin. Open Subtitles لا يمكنك اقناعي أنك ستكون سعيداً ببناء هذه الصناديق للسياح.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more