Bana göre, o gemi çoktan limanı terketti, benim için çok geç artık. | TED | وأعتقد تلك السفينة قد أبحرت، إنها متأخرا جدا بالنسبة لي. |
Bunlar yüzünden benim için çok özelsin ve sana aşağıda ne söylediğini veya yaptığını umursamıyorum. | Open Subtitles | كل ذلك جعلك عزيزا جدا بالنسبة لي وانا لا اهتم لما فعله او قاله لك في الأسفل |
Yardım için geri dönmen benim için çok değerli. Bunu bil. | Open Subtitles | أريدُ أن أخبركِ أن قدومكِ للمساعدة في الأستوديو يعني الكثير لي. |
Bu anı paylaş, bu arada benim için çok şey ifade ediyor, gerçekten. | Open Subtitles | علي الاقل نحن هنا نشترك فى هذه اللحظة الذي يعني الكثير بالنسبة لي |
Buradaki işimi öylece bırakıp gidemem. Bu iş benim için çok önemli. | Open Subtitles | لا يُمكنني الهرب وحسب من عملي هُنا، فهذه الوظيفة مُهمّة جداً لي. |
Bugün, aslında benim için çok önemli bir gün. Çünkü doğum günüm. | TED | اليوم، في الواقع هو يوم خاص جداً بالنسبة لي لأنه عيد ميلادي |
Ama biliyor musun, bu benim için çok eğitici oldu: | Open Subtitles | ولكن، كما تعلمون، هذا وقد تم التعليمي للغاية بالنسبة لي. |
Dalga geçsen de bu benim için çok önemli bir olay. | Open Subtitles | اسخري رياضيا ,و لكن هذا الأمر مهم جدا بالنسبة لي |
Burada benim için çok önemli olan bir şey var... ve onu bırakıp gidebileceğimden emin değilim. | Open Subtitles | هناك شيء مهم جدا بالنسبة لي هنا وأنا لست متأكدة أنني أستطيع تركه خلفي |
Phoebe'yi onlardan uzak tutmak benim için çok önemli. | Open Subtitles | من المهم جدا بالنسبة لي للحفاظ على فيبي بعيدا عنهم. |
Hala bunları hissedebilmemiz benim için çok önemli. | Open Subtitles | أن هذا يعني الكثير لي مازال يمكننا أن نشعر بهذا كثيراً |
Hala bunları hissedebilmemiz benim için çok önemli. | Open Subtitles | أن هذا يعني الكثير لي مازال يمكننا أن نشعر بهذا كثيراً |
Aslında öyleyim, o yüzden benim için çok şey ifade ediyordu. | Open Subtitles | كذلك أنا ، لذلك هذا يعني الكثير بالنسبة لي |
Senin için eğlenceli olabilir, ama o köpek benim için çok değerli. | Open Subtitles | حَسناً، قَدْ يَكُون ذلك مضحكَ إليك. لكن ذلك الكلبِ يَعْني الكثير بالنسبة لي. |
Ve eğer sana söylersem, gene beni öldüreceksin... bir Tanrı olup dünya da terör estireceksin. Bu yüzden, her iki yolda da, benim için çok küçük kişisel kazanç var. | Open Subtitles | وتصبحين إلهة وتسببين الرعب للعالم لذلك في كلتا الحالتين، هناك مكسب قليل جداً لي |
Onu bırakamam, o benim için çok değerli. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ تَرْكها تذْهبُ تلك الحقيبةِ ثمينةُ جداً لي. |
Diğer taraftansa her şey benim için çok hızlı ilerliyor. | Open Subtitles | و لكن من جهة أخرى هذا سريع جداً بالنسبة لي |
Ve bu iş benim için çok önemli, ve ben... | Open Subtitles | و هذه الوظيفة مهمة للغاية بالنسبة لي , و أنا فحسب |
Bu gece baban ve benim için çok önemli. | Open Subtitles | حسناً، هذا المساء مهماً جداً بالنسبة لى أنا ووالدكِ |
Çok teşekkür ederim. Bu benim için çok önemli. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً لكما هذا يعنى الكثير لى حقاً |
Bu şovun başarısı benim için çok önemli biliyorsun, değil mi | Open Subtitles | انتي تعلمين ان نجاح هذا البرنامج مهم جدا لي اليس كذلك |
Evi de satabilirim. Artık benim için çok büyük. | Open Subtitles | فكرت حتى ببيع المنزل فهو كبير جداً علي الآن |
Bu hafta sonu benim için çok güzeldi, Darla. | Open Subtitles | لا استطيع ان اخبرك كم هذا الاسبوع الاخير عنى لي الكثير دارلا. |
Bu benim için çok önemli bir hafta. Sana burada ihtiyacım var. | Open Subtitles | هذا الاسبوع هام بالنسبه لي و احتاج اليك هنا |
benim için çok iyi. Eric ile çok iyi geçiniyorlar. | Open Subtitles | جيدة حقا بالنسبة لي انها تتأقلم مع اريك جيدا حقا |
Ama benim için çok yaşlı ve ben ona asla çok ilgi göstermedim. | Open Subtitles | لكنه كبير السن جدا علي لذا فلم يثير انتباهي كثيرا |
Aslında bu benim için çok kolay bir soru. | TED | وفي الواقع هذا سؤال إجابته سهلة جداً بالنسبة إلي. |