Bu şeyler hakkında konuşmak için ayağa kalktığımda yalnız değilim artık. | TED | لم أعد وحيداً ابداً ، عندما أتكلم عن هذه الاشياء . |
Tamam, şimdi, neden Bu şeyler kesik çimen gibi kokar, değil mi? | TED | حسنا، الآن. لماذا هذه الاشياء لها رائحة قطعة العشب، صحيح؟ |
Ve bütün Bu şeyler bana, heyecan, keyif ve merak veriyor. | TED | وكل هذه الأشياء بالنسبة لي تعطي نوعا من البهجة والإثارة والدهشة. |
Ve Bu şeyler ağırlık merkezinde kalmazlar, ama zamanla, oraya doğru çekilirler. | TED | ولكن هذه الأشياء لا تبقى في مركز الجذب، بل تنجذب لهذا المركز. |
Bence hepimiz yaşadığımız çok gelişmiş şehirler, reklam panoları, reklamlar ve kocaman araba parkları yüzünden duyarsızlaştık ve artık Bu şeyler yüzünden şikâyet bile etmiyoruz. | TED | أعتقد أننا أصبحنا جميعاً غير مبالين بسبب المدن المتطورة التي نعيش فيها، واللوحات الإعلانية والإعلانات، ومواقف السيارات العملاقة، ولا نشكو حتى من تلك الاشياء أبداً. |
Fakat Bu şeyler bir süre sonra yok olur, yanlışlıklar temizlenebilir. | TED | ولكن هذه الأمور تتلاشى بعد فترة. يمكن للحالات الشاذة أن تُمحى. |
Biliyor musun, Bu şeyler hakkında, sinir krizi geçirmeden konuşabilmenin iyi bir şey olduğunu düşünüyorum? | Open Subtitles | أظنه من الحسن ان نقدر على التحدث في هذه الاشياء دون ان ننهار ,أتدري؟ بالاضافه |
Chryse'ye dönsek bile Bu şeyler gelmeye devam edecek. | Open Subtitles | حتي اذا عدنا لكرايس، هذه الاشياء ستستمر في المجىء |
Çünkü kan davası yıllarca Ailem olmuştur yığma Bu şeyler . | Open Subtitles | عائلتي كانت تخزن هذه الاشياء لسنوات بسبب الخلاف |
Bu şeyler senin kontrolün dışında. Kontrol edebileceğin şeyler sadece kendi seçimlerindir. | Open Subtitles | هذه الاشياء خارجة عن سيطرتك الشيء الوحيد الذي تستطيع التحكم فيه هو اختياراتك |
Benimki nerede? Bu şeyler biraz tuzluya mal oldu. | Open Subtitles | تشارلي هذه الاشياء كلفتني الكثير من المال |
Sanırım Bu şeyler dönüşümün devam eden birer parçası. | Open Subtitles | اعتقد ان هذه قطعه من التحويل كل هذه الاشياء ذهبت |
Bu şeyler, beni bazı insanlar gibi rahatsız etmiyor. Seni? | Open Subtitles | هذه الأشياء لا تزعجني مثلما أزعجت بعض الناس وأنت ؟ |
Babam biz kadınların Bu şeyler hakkına fazla bilmediğimizi düşünür. | Open Subtitles | أبي يفكر أننا نحن النساء لا نكتشفن مثل هذه الأشياء |
Genelde bir dava çözüldüğü zaman, Bu şeyler taşraya gönderilir. | Open Subtitles | عادةً عندما تُحل هذه القضايا هذه الأشياء تُرّحل لشمال الولاية |
Bir hamburger ve sevdiğin Bu şeyler için de eksi 5.16 dolar. | Open Subtitles | من أجل الحمص والتبولة و البيرجر. وكل تلك الاشياء التي تحبينها |
Bilmiyorum, ben Bu şeyler hakkında çok şey biliyoruz demek | Open Subtitles | لا أعرف ، أعني أنك تعرف الكثير عن هذه الأمور |
Görünüşe göre, hayvanların Bu şeyler hakkında, 6. hisleri varmış. | Open Subtitles | على ما يبدو، حيوانات لَها إحساس سادس حول هذه الأشياءِ. |
Ama yuva dağıldığında, Bu şeyler de kişiler arasında dağıtılmalıdır... | Open Subtitles | لكن عندما ينقسم هذا الموطن فعلى تلك الأشياء أن توزّع |
Yanlış olduğunu biliyorum, ama Bu şeyler gitmek zorunda. | Open Subtitles | , أعلم أنّ الأمر قد يكون خاطئاً , لكن هذهِ الأشياء عليها أن ترحل |
Aşık olduğumuz kişiler, işimiz, kurduğumuz arkadaşlıklar kendi kararlarımız gibi gözüken bütün Bu şeyler aslında geçmişte başımıza gelen şeylerin bir ürünüydü. | Open Subtitles | الحب أو الوظيفة أو الأصدقاء الذين تختارهم و كل ما كان يبدو أنه قرارك حقيقته أنه نتيجة الأشياء التي حدثت في ماضيك |
Ya Bu şeyler New York'u da basarlarsa? | Open Subtitles | ماذا لو بدأت تلك المخلوقات في الركض في أنحاء نيويورك؟ |
Bu şeyler tarafından kontrol ediliyoruz. Ne olduklarını ya da nereden geldiklerini bilmiyorum ama onları durdurmamız gerek. | Open Subtitles | أقسم لكِ أننا تحت سيطرة هذه المخلوقات ولا أعرف ما هم ، ولا من أين أتوا ، يجب أن نوقفهم |
Bu şeyler, bana uyuşturucunun veremeyeceği kadar çok mutluluk veriyor. | Open Subtitles | هذا الأشياء أنعشتني أكثر مما فعلَت المخدرات |
Dikkatli olmak lazım, Bu şeyler seni öldürebilir. | Open Subtitles | عليك الإنتباه لحالك ، يُمكن لتلك الأشياء أن تتسبب في قتلك |
Bu şeyler, öylesine korkulu bir anlaşmazlığa düşmüşler ki, | Open Subtitles | وهذه الأمور تعتبر مرعبة .. لدرجة اني لاأستطيع |
Bu şeyler, bazılarımızı hayatlarında fedakârlık yapmaya veya kendilerini sevdiklerine adamaya veya sadece bir arkadaşla bağ kurmaya yönlendirebilir. | Open Subtitles | هذه أشياء يمكنها أن تُعطي شخص ما حافزاً لعيش حياة من التضحيات أو للإرتباط بشخص يحبه |
Bileğimdeki Bu şeyler ne? | Open Subtitles | ما هي تلك العلامات على معصميك؟ |