Bu demek oluyor ki film endüstrisinin elinde eşitlikle alakalı hikayeleri bütün dünyaya yaymak için inanılmaz bir güç var. | TED | وهذا يعني أن صناعة السينما لديها وصول غير مسبوق لتكون قادرة على توزيع قصص عن المساواة في جميع أنحاء العالم. |
Ancak Bu demek ki Londra'da herkes için yer var. | Open Subtitles | وهذا يعني أن أيّ أحد يمكن أن يجد لنفسه مكانا |
Yani Bu demek oluyorki bana bir şans daha veriyorsun? | Open Subtitles | إذن هذا يعني أنكِ مستعدة أن تعطيني محاولة أخرى؟ |
Sanırım Bu demek oluyor ki özel davalardayım artık. | Open Subtitles | أعتقد ان هذا يعنى أنى فى فترة تدريب خاصة الان |
Yani Bu demek oluyor ki sıradan insanlara ait tonlarca bilgiye gayet düşük bir bütçeyle erişmek mümkün. | TED | وما يعنيه ذلك هو أن لدينا هذه المعلومات عن أشخاص عاديين متاحة بتكلفة منخفضة. |
Amerika Bu demek. | Open Subtitles | إذًا هذه أميركا |
Johnny Storm. Bana anlattığın beş para etmez Toyota Bu demek. | Open Subtitles | جوني ستورم, إذاً هذه هي تراهات تويوتا التي كنت تتحدث عنها |
Bu demek oluyor ki başka biri Gideon'u öldürmek için Stephanie'nin gitarını kullanmış. | Open Subtitles | وهو ما يعني أن شخص آخر يستخدم الغيتار ستيفاني لقتل جدعون. |
Bu demek ki, girişimde ben bulundum, kendi kaynaklarımdan yararlandım. | Open Subtitles | هذا معناه أن أتخذ المبادرة وأبحث عن مصادر خاصة |
Bu demek oluyor ki, beyin faaliyetlerinin haritasını çıkarabiliriz. | TED | وهذا يعني امكانية رسم خريطة تفاعلية للدماغ |
Bu demek oluyor ki yaklaşık 6 milyon yıl önce yaşamış olan evrimsel bir büyükanne. | TED | وهذا يعني اننا نتشارك الأب الواحد .. أي ان اجدادنا في سلم التطور مشتركون والذين كانوا يعيشون منذ 6 ملاين عام |
Ve Bu demek oluyor ki sessiz, göze çarpmayan ve abartısız olanlara dikkatimizi vermemiz daha zor. | TED | وهذا يعني انه اصبح من الصعب ايضاً التركيز على الهدوء والاستقرار والفهم |
Bu demek oluyordu ki kitap okumak, yazı yazmak, oyun oynamak, çalışmak, e-mail göndermek, koşmak, alkol almak, kafein almak yok. | TED | وهذا يعني لي، لا قراءة .. لا كتابة .. لا ألعاب فيديو لا عمل .. لا بريد إلكتروني .. لا كحول.. لا كافيين |
Yani Bu demek ki, anne ve babamız aynı. | Open Subtitles | إذن هذا يعني أننا نمتلك نفس الآباء |
Evden kovulup hayatının perişan olmasına verdiğin tepki Bu demek. | Open Subtitles | إنّ الهولنديين في أمستردام القديــــمة يفعـــــــــلون ذلك إذن هذا هو الرد على طردك من منزلك وتحويل حياتك إلى حالة من الفوضى؟ |
Sanırım Bu demek oluyor ki sen seçici, ben de aday olduğuma göre, biz... | Open Subtitles | أعتقد ان هذا يعنى أنك مختار وانا مختيرة ولن نستطيع |
Yani Bu demek oluyor ki onun Londra'ya Oscar'ını almak için döndüğünden ve günlerinin çoğunu Hampstead Heath'de film çekmekle geçirdiğinden etkilenmeyeceksin. | Open Subtitles | هذا يعنى أنك لن تنسى أنها لازلت فى لندن تنتظر الأوسكار وهى تصور حالياً أكثر الأيامِ، على مرج هامبستيد |
Bu demek oluyor ki "Friends" hala yayınlanıyor olsaydı Joey ve belki bir de Phoebe oy vermeye gitmiş olacaktı. | TED | وما يعنيه هذا، هو لو أن مسلسل "فريندز" لا يزال يعرض جوي وفيبي ربما، هم فقط من سيدلي بصوته. |
- Jules. - Jules Bu demek. | Open Subtitles | جولز - إذًا هذه جولز - |
Bahsettiğin o önemli belediye işi Bu demek. | Open Subtitles | إذاً هذه هى الوظيفة الكبيرة التى كنتى تتحدثين عنها ؟ |
Bu demek oluyor ki, yapı, saldırıya uğrar ve enerji kaybederse kapı aşağı doğru sürgülenir ve kilitlenir. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنّه إذا كان المجمّع يتعرّض لهجوم، فيفقد الطاقة ويغلق آلياً |
Bu demek oluyor ki gelecek birkaç hafta çok yoğun olacağız. | Open Subtitles | هذا معناه اننا سنكون مشغولين للإسابيع القادمة |
Bütün sorun Bu demek. Bob ve Lee ile yarışıyorsun. | Open Subtitles | إذن هذه هي حقيقة الموضوع أنت تتنافسين مع بوب و لي |
Açmamamız gereken kutumuz Bu demek. | Open Subtitles | -ثمّة حديثٍ لا يعيّن أنّ نتطرّق إليه الآن |
Bu demek oluyor ki geleneksel metotlardan 100 gün önce kanseri tespit edebildik. | TED | هذا يعني أننا اكتشفنا هذا السرطان مبكراً بحوالي 100 يوم عن الطرق التقليدية. |
Yani Bu demek oluyor ki, eğer bazı insanlar senin çekici olduğunu düşünüyorsa, ve diğerleri koca bir çirkin düşünüyorsa, aslında daha iyi durumdasın. | TED | ما يعنيه ذلك هو أنه إن كان بعض الناس يعتقدون بأنك جذاب فإنه من الأفضل لك أن يعتقد جانب آخر من الناس بأنك قبيح للغاية. |