"bulaşıcı" - Translation from Turkish to Arabic

    • معدي
        
    • معدٍ
        
    • معد
        
    • مُعدي
        
    • العدوى
        
    • المعدية
        
    • مُعدٍ
        
    • معديا
        
    • مُعدياً
        
    • معدى
        
    • الأمراض
        
    • تلوث
        
    • مُعدية
        
    • ينتقل
        
    • معديه
        
    Albay, Başrahibimizin bulaşıcı kolera hastalığı yüzünden öldüğünü size söylemek benim görevim. Open Subtitles عقيد, هو واجبي لإعْلامك مسبّقنا أخذوا منّا من قبل مرض معدي, كوليرا
    Bilmiyorum... artık geri döndüm ama sanki bulaşıcı bir hastalığım var gibi. Open Subtitles لا أعرف، الآن بما إنّني عُدت، الأمر مثل إن عندي مرض معدي.
    bulaşıcı hastalığa kapıldığı halde kendini iyi hisseden, bir uçağa binmiş ya da bir markete gitmiş insanlardan virüsü kapabilirsiniz. TED يمكن أن يكون الفرد مصاباً بـفيروس معدٍ لكنه يشعر بحالة جيدة تمكنه من ركوب الطائرة أو الذهاب إلى السوق.
    Bir balonun içinde tıkılı duruyor. bulaşıcı bir hastalığa yakalandı. Open Subtitles إنها عالقة في فقاعة , لأنها تعاني من مرض معد
    Konforlu seyahat için para ödeyenlerin arasında bulaşıcı hastalık çıkması çok ufak bir risk. Open Subtitles هُناك خطر ضئيل جداً بأن يتواجد هُناك شيء مُعدي حقاً قد يأتي من الأشخاص الذين يستطيعوا الدفع مُقابل رحلة مُريحة
    Sentetik biyolojiyi kullanarak bulaşıcı ve öldürücü virüsler yaratma gücünü elde edebiliriz. TED فعلم الأحياء الصنعي قد يمنحنا القدرة على تشكيل فيروسات لا مثيل لها في العدوى والفتك.
    Bizler, kanseri bir bulaşıcı hastalık gibi tedavi ediyoruz. TED نحن نعامل السرطان تقريبا كأنه مرض معدي.
    Ve tıpkı Tazmanya canavarı kanseri gibi canlı kanser hücreleri boyunca yaylan bulaşıcı bir kanser, yani bu köpek kanseri. TED ﻭ كما أن ﺳﺮﻃﺎﻥ ﺍﻟﻌﻔﺮﻳﺖ ﺍﻟﺘﺎﺳﻤﺎﻧﻲ معدي عن طريق انتشار الخلايا السرطان عند هذا الكلب ايضا كذلك
    Burada, bir tatil bölgesinden diğerine sıçrayan bulaşıcı bir salgına benzeyen bir işleyiş var. Open Subtitles وثمة نمط واضح هنا يشير إلى تناظر لإنتشار عملية مرض معدي ينتقل من منطقة لأخرى في المنتجع
    Yıldız Geçidinden son derece bulaşıcı bir hastalık getirmişiz. Open Subtitles يبدو اننا احضرنا مرض معدي خطير جدا من خلال البوابة
    Hiçbiriniz fen dersini hatılamadığına göre, size hatırlatayım bir sıvı çok bulaşıcı olduğu zaman, Open Subtitles تتذكر علم المادة ، دعنى أذكرك أذا كان هذا السائل معدي إلي حد كبير
    Adamda çok bulaşıcı bir hastalık var ve hastalık sana da bulaşabilir. Open Subtitles لأن الرجل معدي جداً، عدوته يمكن أن تتنقل إليك،
    Sizi içeri davet ederdim, ama bulaşıcı. Salgın istemeyiz. Open Subtitles كنتُ لأدعوك لكنّ هذا معدٍ لا تريد أن يصيبك وباء
    bulaşıcı olabilir. Salgın haline gelebilir. Open Subtitles إنه محق، يمكنه أن يكون معدٍ قد يتحول إلى وباء
    Bebeği besleyeceksin banyosunu yaptıracaksın ve kızamıkçık ya da başka bir bulaşıcı hastalık geçirirken gece kalkıp ona bakacaksın. Open Subtitles سوف تطعم الطفل وتحممه وتعتني به في منتصف الليل عندما يكون لديه الحصبة الالمانية او اي شيئ اخر معد
    Bu bulaşıcı bir hastalıksa, karantinada kalması gerekiyor. Open Subtitles ان كانت تعاني من مرض معد فيجب ان تبقى في الحجر الصحي.
    Saygının güzel tarafı ise bulaşıcı olmasıdır. TED والشيء الجيد عن الإحترام هو أنه مُعدي.
    Bundan kaçınan insanlar yüzde 30 daha az bulaşıcı hastalık veya benzer bir şeye yakalanıyorlar. TED والأشخاص الذين يتفادون المصافحة يقل لديهم إنتقال العدوى بنسبة 30 بالمئة أو شيء من هذا القبيل.
    bulaşıcı hastalıklar tüm dünyada hâlâ acı ve ölümün temel sebebi. TED الأمراض المعدية لا تزال السبب الرئيسي لمعاناة وموت البشر حول العالم
    Otobüsten inmelisiniz. bulaşıcı bir hastalıkla temasa geçmişsiniz ve bulaştırma ihtimaliniz çok yüksek. Open Subtitles أريدُكَ أن تخرج من الحافلة حقاً من المُحتمل أنّكَ تواصلتَ مع مرض مُعدٍ...
    Bir kere anlık olana "evet" dendi mi evetleme bulaşıcı olmaya başlar. Open Subtitles و ما إن تقل نعم للحظة يكون التوكيد معديا
    Delilik bulaşıcı değildir, öyleyse bile bunu kanıtlayamayız. Open Subtitles ربما هذا يساعد الرجل ، أليس كذلك ؟ الجنون ليس مُعدياً على الأقل لا يُمكننا إثبات ذلك
    Ayrıca bulaşıcı yani öldürmek için bu yöntemi seçmesi kendi için çok tehlikeli. Open Subtitles و هو ايضا معدى مما يشكل خطر كبير عليه لأختياره هذه الطريقة للقتل
    Fakat günümüzde hâlâ bazı bulaşıcı hastalıklar ve kanserin farkına varma ve teşhis koyma aşamalarında büyük zorluklar ile karşılaşıyoruz. TED لكننا ما زلنا نواجه اليوم تحديات كثيرة في كشف وتشخيص العديد من الأمراض التي تهدد الحياة مثل الأمراض المُعدية والسرطان
    BİYOLOJİK GÜVENLİK DERECESİ 2 Orta derecede biyolojik zarar bulaşıcı etkenler: Open Subtitles منطقة خطرة مستوى الأمان 2 وكالة تلوث الكبد
    Birliğim hayatımı birkaç bulaşıcı ibne için riske atmak zorunda olmadığımı söylüyor. Open Subtitles نقابتي تقول أنه لا يجب أن أخاطر بحياتي. من أجل حكاية مُعدية.
    Veteriner bulaşıcı zührevi tümör teşhisi koydu, köpekleri etkileyen cinsel yolla bulaşan bir kanser. TED ﺷﺨﺺ ﺍﻟﻄﺒﻴﺐ ﻫﺬﺍ ﻋﻠﻲ ﺍﻧﻪ ﻭﺭﻡ ﺗﻨﺎﺳﻠﻲ ينتقل بالاتصال الجنسي يصيب الكلاب
    Ölüm sonrası semptomatik hâle gelmiş ve yüksek derece bulaşıcı. Open Subtitles حسناً لقد ظهرت عليها الاعراض وأصبحت معديه جداً بعد الوفاة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more