...- bunu söylemekten nefret ediyorum, Bunu söylemek büyük acı veriyor- evrimde baş döndürücü bir sıçramanın yapıldığı açık bazı durumlar vardır. | Open Subtitles | لكني في الحقيقة أكره قول ذلك فقول ذلك صعب علي هناك بعض الحالات من الواضح أنه حدثت فيها قفزات مذهلة في التطور |
Bunu söylemek zor, ama paraya da ihtiyacın var, değil mi? | Open Subtitles | إنه من الصعب قول ذلك ولكن أنت بحاجة للمال . صحيح |
Sana her zaman Bunu söylemek istemiştim ama hep çok utangaçtım. | Open Subtitles | إسمعي , أردت دائماً قول هذا , ولكن كنت محرجاً جداً |
Kendi annen hakkında Bunu söylemek garip geliyor ama o çok seksüeldi. | Open Subtitles | عجبًا. يبدو غريبًا قول هذا عن والدتك، ولكن لقد كانت شهوانيّة للغاية. |
Bunu söylemek çok utanç verici ama, işlerimiz pek yolunda gitmiyordu. | Open Subtitles | ستيوارت يُخجلني أن أقول هذا لكنك لم تولد في عائلة ثرية |
Bunu söylemek bana acı veriyor ama bence şimdilik o en iyi yerde. | Open Subtitles | ويزعجني أن أقول ذلك ولكن أعتقد أنه في أفضل مكان في الوقت الراهن |
Griffin, Bunu söylemek kolay değil ama bence uyuşturucu sorunun var. | Open Subtitles | لا يوجد طريقه سهله لقول هذا انت تعاني من مشكله مخدارات |
Bunu söylemek zorunda olduğum için üzgünüm ama Afganistan seçimlerine kadar raporunuzu bekleteceğiz. | Open Subtitles | أنا آسفة لقول ذلك يا جنرال لكننا سننظر في تقريرك بعد الانتخابات الأفغانية |
Üç, dört, beş yıl önce Bunu söylemek tartışmaya neden oluyordu. | TED | كان مثار الجدل قول ذلك قبل اربعة او خمسة سنوات |
Şu an Bunu söylemek istemem ama herkes sizin deli olduğunuzu biliyor. | Open Subtitles | لا أود قول ذلك الآن لكن الجميع يعرف أنك مجنون |
Hatta... şimdi Bunu söylemek yıkıcılık olmazsa... onu bugünkü haline ben getirdim. | Open Subtitles | إذا لم يكن قول ذلك مؤذيا نعم لقد صنعت ما هو عليه الآن |
Biliyorum Bunu söylemek için çok geç... ama kendi hayatınızı korumaya elbette ki hakkınız var. | Open Subtitles | .. أعرف أن الأوان قد فات على قول ذلك و لكن أنت لديك الحق في حماية حياتك الشخصية |
Bunu söylemek patavatsızlık olabilir ama Paris'i seviyorduk. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس من اللباقة قول ذلك و لكننا أحببنا باريس |
Bunu söylemek hiç hoşuma gitmiyor ama, bu dosya çıkmazlarla dolu. | Open Subtitles | أكره قول هذا لكن هذا الملف لا يودي بنا إلى شيء |
Ama Bunu söylemek yapmaktan daha kolay, özellikle de dünyanın en küçük ekonomilerinden biriyseniz. | TED | ولكن قول هذا أسهل من فعله، خاصة عندما تكون أحد أصغر اقتصادات العالم. |
Otopsi yapmadan Bunu söylemek profesyonelce olmaz, ama özel olarak, ...bu benim kendi teşhisim. | Open Subtitles | ليس أكيداً قول هذا قبل تشريح الجثة، لكن في عيادتي الخاصة، ذلك يمكن أن يكون التشخيص. |
Bunu söylemek çok garip ama Janice'le harika bir randevu geçirdim. | Open Subtitles | من الغريب قول هذا لكني امضيت موعدا رائعا من جانيس |
Biliyor musun, Bunu söylemek zorunda kalmamayı umuyordum ama, ...bana başka seçenek bırakmadın. | Open Subtitles | أوتعلمي، كنت آمل ألا أقول هذا لكن لا أظن أنك تعطيني خياراً آخر |
Hayır. Evimizin disiplinini korumak için Bunu söylemek zorundayım. | Open Subtitles | كلا، لا بد أن أقول ذلك لكي أحافظ على الاستقرار ببيتنا |
Daha önce kibarlık edip Bunu söylemek istememiştim ama beni gözetledin, peşime düştün, başımın etini yedin, üstüme çikolatalı süt döktün, elimi ezdin ve sonra bütün bunlar yetmezmiş gibi .gazete bayiimi yani ekmek teknemi yaktın! | Open Subtitles | أظنك الرجل العبقري كنت مهذب لقول هذا من قبل ثم تجسست علي , لاحقتنا , ضايقتني , سكبت علي |
Bunu söylemek bana düşmez ama muhtemelen aklındaki şey eğlenceli bir tatildir. | Open Subtitles | انه ليس المكان المناسب لقول ذلك لكن بداخلي انا اصدق ذلك فلنقضي أوقات مرحة مع بعضنا العض |
Bunu söylemek istemiyorum ama ben olsam bu güzel kıyafetlerle mahallede dolaşmazdım. | Open Subtitles | أكره ان اقول هذا لكن لن أتجول في الحي بهذه الأزياء الجميلة |
Sadece Bunu söylemek istedim. | Open Subtitles | الحفل أفضل بكثير من السنة الماضية فقط أردت أن أخبرك بهذا |
Bunu söylemek kolay değil ama ... kardeşlerinin öldüğünü söylemek istiyorum. | Open Subtitles | حسنا.. لاتوجد أيّ طريقه سهله لأقول هذا.. |
Bunu söylemek zor. | Open Subtitles | من الصعب تحديد ذلك بين الـ 5 و الـ 15 سنة |
Bunu söylemek zor ama yerinde olsam, bunu bilmek isterdim. | Open Subtitles | أشعر بالسوء لقول ذلك، لكن لو كنت في مكانك، لكنت أردت معرفة ذلك. |
Belki Bunu söylemek bana düşmez ama bilmek zorundasın. | Open Subtitles | وربما لستُ في موضعٍ يسمحُ لي بقول هذا لكن عليكِ أن تعلمي |
Uzun zaman Bunu söylemek istedim. Şimdi söyleyebilirim. | Open Subtitles | اردت ان اقول ذلك منذ وقت طويل الان يمكننى ان اقولها لك |
Bunu söylemek hoşuma gitmiyor ama Ryan'a karşı hissettiğin özel bağ var ya hani en iyi arkadaşsınız ya da onun akıl hocası gibisin. | Open Subtitles | أكره أن أقول لك هذا هذا الرابط المميز الذي تحس به بينك و بين رايان |
Bunu söylemek zorundayım, kusura bakmayın. | Open Subtitles | متأسفة , ولكن كان يجب أن أقولها , أنت تعلم |