"damar" - Translation from Turkish to Arabic

    • الوريد
        
    • وريد
        
    • الشريان
        
    • الأوعية
        
    • وعائي
        
    • الشرايين
        
    • أوعية
        
    • وريدي
        
    • العرق
        
    • عروق
        
    • شريان
        
    • القسطرة
        
    • عرق
        
    • الوريدي
        
    • الوعائي
        
    Beni sırt üstü yatır. damar bulmak daha kolay olur. Open Subtitles إستلقني على ظهري سيكون ذلك أسهل للعثور على الوريد المناسب
    Biraz epi al! damar yollarını açalım. Open Subtitles استدع كود، واعطه بعض الإبينفرين عبر الوريد.
    Kalp cerrahları, vücudun başka bir yerinden bir damar ya da arter alarak, tıkanıklık etrafındaki kan akışını yeniden dengeleyebilir. TED باستخدام قطعة من وريد أو شريان من جزء آخر من الجسم، يمكن للجرّاحين أن يعيدوا توصيل تدفق الدم حول الانسداد.
    Çünkü elden direk kalbe giden tek damar bu parmaktadır. Open Subtitles لأن الشريان من هذا الإصبع يقود مباشرة إلى القلب
    Kızarıklığı muhtemelen yayılmış damar içi koagülapatisinin neden olduğu purpuraydı. Open Subtitles لا بد أن طفحه من اعتلال خثري منتشر داخل الأوعية
    damar tıkanması süsü vermek için birisi şırıngayla bir şeyler vermiş. Open Subtitles لجعل الأمر يبدو كما لو كانت قدْ أُصيبت بإنصمام وعائي هوائي
    Tahkikat sonuçları damar sertliğinden öldüğünü gösteriyor bir atardamar hastalığı. Open Subtitles لقد ظهر فى التحقيق أنه قد مات من تصلب الشرايين مرض فى الشرايين التاجية
    Kafamın arkasındaki büyük damar patlamadan önce ikinizde gidip şu elbiseleri giyinin. Open Subtitles يجب أن ترتديا ملابسكما قبل أن ينفجر الوريد الكبير في رأسي
    Terk edilmiş, yeni doğmuş bir bebek Damardan sıcak serum verilmesi lazım ama damar bulamıyorum Önkoldaki arterden dener misin? Open Subtitles تحتاج الى تدفئة بالسوائل عن طريق الوريد ولكنني لم أعثر على وريد للحقنة . هل بأمكانك البحث ؟
    Denemeye değer. Haydi. Komplikasyonları, ana damar açmaktan daha az. Open Subtitles المضاعفات أقل خطور من عملية كشف الوريد نحتاج الى دقيقتين فقط
    Severide bir damar bul ve şu tuzlu suyu tak. Open Subtitles سيفيرايد , أعثر على وريد و أعطه هذا المحلول الملحي
    Bir damar bul, kurutana kadar, geriye hiçbir şey kalmayana dek kazıyarak çıkart. Open Subtitles قطع وريد , تنزف لالي ان تجف الي ان لا يبقى منك شئ
    Çünkü elden direk kalbe giden tek damar bu parmaktadır. Open Subtitles لأن الشريان من هذا الإصبع يقود مباشرة إلى القلب
    Bu sonuçta bir şeyi değiştirmez Bacaktaki o ana damar kesilirse, olay biter zaten. Open Subtitles اذا قطع الشريان الرئيسي في الساق ينتهي كل شئ
    Üçüncü zorluk ise damar yapıları, bu organları bir defa rejenere ettikten sonra onlara kan akımının ulaşmasını sağlayan yapılar. TED والتحدي الثالث هي الأوعية الدموية، أي إمداد العضو أو النسيج بالدم ليصبح في إمكانه الاستمرار بعدما نقوم بتجديده.
    Ama atardamar yırtılmaları ya da derialtında damar hasarları bulamadım. Open Subtitles الذي لم أجده تمزق شرياني أو تلف وعائي ضمني
    Harici damar cerrahisi. Kalpten çıkan atardamarların tamiri. Open Subtitles جراحة الأوعية الدموية، تصحيح الشرايين الخارجة من القلب
    Biyopsi damar çeperlerinde akvuvar bulunduğunu gösteriyor. Open Subtitles يظهر الفحص خلايا دم بيضاء بجدران أوعية الدم
    Pekâlâ, bu adama "X" işareti koyup bana geniş tüplü damar yolu hazırlayın. Open Subtitles قُم بفحص هذا الرجل وأعِد لى كيس وريدي كبير
    Kobalt Vadisindeki damar da inceliyor. Open Subtitles وذلك العرق اللذي في كوبلات يبدو أنه سينضب ايضا
    Bir beyefendi; bir madende çalışıp, yeni bir damar keşfedemez. Open Subtitles وسيد رفيع اشترىت منجما عاملاً للذهب وعثرت على عروق جديدة.
    Ama 2 hafta sonra, ilk başta beni korkutan bütün uygulamalar, tüp, sonda takmak, damar açmak, her şey yoluna girmeye başladı. Open Subtitles و مع ذلك, بعدها بإسبوعين الأشياء التى كانت تخيفنى فى البداية أنابيب القسطرة,أنابيب الصدر كل شىء بدأ يعمل بفاعلية
    Gözlerimi kapayıp düşündüğümde sadece büyük varisli bir damar görebiliyorum. Open Subtitles إن أغلقت عيناي وتخيلته ، فإن كل ما سأراه هو عرق دوالي كبير جداً
    Onu koluna damar yoluyla bir tüpten verilecek serumlarla beslemeyi de denedik. Open Subtitles لقد حاولنا تغذيته عن طريق التقطير الوريدي بأنبوب في ذراعه
    Pek fazla et yemiyor. Alkol tüketimine bağlı damar içi pıhtılaşma daha muhtemel. Open Subtitles تخثر الدم الوعائي إثر شرب الكحول أكثر رجحاناً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more