...senin bunun hastanenin reklamı için ne kadar iyi olabileceğini görebileceğini ve seni insan gibi davranmaya zorlamam gerekmediğini düşündü. | Open Subtitles | يظن أنك ربما ترى أخيراً كم يمكن أن تكون هذه الحالة ترويجاً رائعاً لهذا المشفى ولا تجعلني أجبرك على التصرف |
Ama sonra çok garip davranmaya başladı ve şimdi neye inanacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | وبعدها بدء في التصرف بشكل غريب والأن لا أعرف ما الذي أصدقه |
Işıkları gören bir çok insan var ve hayvanların acayip davranmaya başladığını söylüyorlar. | Open Subtitles | الكثير من الناس رأوا أضواءً و يشتكون من حيواتهم التي تتصرف بطرق غريبة |
En gözde modlardan biri, Sentetigini aciyi hisseder gibi davranmaya programlamak. | Open Subtitles | واحد من التعديلات المفضله هو برمجة نضامكِ ان يتصرف ويشعر بالألم |
Aptal gibi davranmaya başlamadan önce nerede olduğunun bi' hatırla. | Open Subtitles | تذكر أينَ أنت, يا صديقي, قبلَ أن تبدأ بالتصرف كأحمق |
Boşuna bir başkasıymışsın gibi davranmaya çalışma, kim olduğunu anlamadığımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | يمكنك التوقف عن التظاهر. كلما أريد. أعتقد أنك لا تعرف من أنت؟ |
Madem bu kadar inciniyorsun neden böyle davranmaya devam ettiğini anlayamıyorum. | Open Subtitles | إذا كان يؤلمك، فلا أفهم لماذا تتصرفين بالطريقة التي تتصرفين بها |
Garip davranmaya, tuhaf şeyler görmeye başlar... veya kaçmaya çalışırsam beni durdur. | Open Subtitles | إذا بدأت أتصرف بغرابة أو بدأت أحلام غريبة |
Evine uğradı ve sanki biraz babamsı davranmaya çalışıyor gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لم يزوركَ , وبدا أن كان يحاول التصرف بأبوية بعض الشيء |
Yaratıcı hoş ayrıntılarla bizi değişik davranmaya zorlar. | TED | الإغراء على التصرف بشكل مختلف مع لمسات إبداعية مبهجة |
Şimdi normal biri gibi davranmaya başladığına göre rica ediyorum. | Open Subtitles | ،ولكن يبدو أنكِ بدأتي في التصرف كالأشخاص الطبيعين لذا، سوف أطلُـب هذا منكِ |
Sessiz ol ve bağırmayı kes. Böyle davranmaya nasıl cüret edersin? | Open Subtitles | التزم الهدوء وأوقف الصراخ كيف تجرؤ على التصرف بهذا الشكل؟ |
Ama, bir gün dersten sonra, sürtük gibi davranmaya başladı. | Open Subtitles | ولكن في ذلك اليوم بدأت تتصرف بحقارة معي بعد الصف |
Bilmem farkında mısın, kız arkadaşın aradığında garip davranmaya başlıyorsun. | Open Subtitles | تتصرف كما لو انه من الغريب ان صديقتك تتصل بك |
Bilerek mi böyle ahmak gibi davranıyorsun ahmak gibi davranmaya hakkın olduğunu göstermek için mi bilmiyorum her halükarda ahmak gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | لاأعلم إن كنت تتصرف بحقارة عن قصد أو فقط لتُبين أنه من حقك أن تتصرف بحقارة في كلتا الحالتين فأنت تتصرف بحقارة |
Bu süre zarfında kötü davranmaya başlayan başka bir adam daha oldu. | TED | خلال ذلك الوقت، كان لدينا رجل آخر أصبح يتصرف بفظاظة. |
Seks çok iyi olduğundan çıldırmış gibi davranmaya başladın. | Open Subtitles | حيث الجنس هو عظيم حقا وتبدأ يتصرف مثل شخص مجنون. |
Aptal gibi davranmaya başlamadan önce nerede olduğunun bi' hatırla. | Open Subtitles | تذكر أينَ أنت, يا صديقي, قبلَ أن تبدأ بالتصرف كأحمق |
Bak, olgun davranmaya çalışıyordum ama ödümü patlatıyorlar, odamda istemiyorum onları. | Open Subtitles | حاولت التظاهر بالشجاعه ولكنهما يثيران فزعي بشده ولا أريدهما داخل غرفتي |
Uzun zamandır seni izlemeyi bırakmıştım, ama tuhaf davranmaya başlayınca ben de endişelendim. | Open Subtitles | لقد تخليّت عن مراقبتك منذ مدّة لكن عندما بدأتي تتصرفين بغرابة كنت قلقا |
Bilirsin uyum sağlamaya çalışıyordum. Normal bir çocuk gibi davranmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول أن أكون متلائمة مع المكان ، كما تعلم أتصرف مثل طفلة عادية |
O tür çocuklardan biri, bilirsin, kötü gibi davranmaya çalışan. | Open Subtitles | هو أحد أولئك الأطفال تعرف أنه يحاول التصرّف بكل سوء |
Eğer işler normale dönecekse o zaman normal davranmaya başlamalıyız. | Open Subtitles | لو أنّ الأمور ستعود لطبيعتها فعلينا أن نتصرف على طبيعتنا |
Ailesi dağılıyor kendisi üzerinde çok baskı hissediyor mükemmel davranmaya çalışarak sorunların çözülebileceğine inanıyor. | Open Subtitles | عائلته تتهدّم لذلك يُحمِّل نفسه عبئاً كبيراً أن يتصرّف بأحسن حال |
Yükselişteyken insanlara kötü davranmaya ne derler biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمون ما يقولون عن معاملة الناس بشدة على الطريقة التي يصل؟ |
Benim hasta olduğum, dedikodusunu yapmaktan ölmüşüm gibi davranmaya geçtiniz. | Open Subtitles | لقد انتقلتم من التكهن بأنني مريض للتصرف و كأنني ميت |
O kahrolası .mcık er ya da geç bizden biri gibi davranmaya başlayacak. | Open Subtitles | هرتى الحمقاء بدات فى التمثيل مثل احد الرجال عاجلا ام آجلا |
Bak, olgun davranmaya çalışıyorum, Addison. | Open Subtitles | شوفي، انا الحين قاعده اتصرف كانسانه عاقله |
O günden itibaren babam bana bir kadın gibi davranmaya başladı. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الوقت , والدي بدأ يعاملني مثل امرأة |