Nasıl bu kadar büyük birşey okyanuslarımızda yaşar da şimdiye dek kaydedilmemiş olabilir? | TED | كيف يمكن لشيء بهذا الكبر أن يعيش في محيطنا ولم يصوّر حتى الآن؟ |
Ve aslında, şekildeki beyin kurdelasının dışında kalan bu kırmızı bölgeler tamamen kapanana dek giderek daha da mavileşiyor. | TED | و بالفعل، ما نراه هو أن هذه المناطق باللون الأحمر حول الشريط الخارجي للدماغ تزرق تدريجياً حتى تنطفئ تماماً |
Bugüne dek, 17 eyalet evlilik eşitliğini sağlayan yasa çıkardı. | TED | حتى اليوم، ١٧ ولاية أصدرت قوانين موافقة على زواج المثليية. |
Sadece çatışmaktan çok korkuyordu, ta ki sessiz kalmaktan daha çok korkana dek. | TED | لكنه كان خائفا جدًا من المواجهة، إلى أن أصبح أخيرًا خائفًا من الصمت. |
Ama tam doruğa ulaştığında, kaya aşağı yuvarlanıyordu ve Sisifos yeniden başlamak zorunda kalıyordu. Ve yeniden, yeniden, sonsuza dek. | TED | ولكن، بمجرد الوصول إلى القمة، تتدحرج الصخرة إلى أسفل التلة، ما يجبره على البدء مرة أخرى وأخرى، وأخرى، إلى الأبد. |
Ve bütün bu deneyleri tekniğimizin sınırlarını anlayana dek çözümledik, çünkü bu sınırları anlayınca, nereye kadar zorlayabileceğimizi öğreniriz. | TED | وقمنا بتحليل كل هذه التجارب حتى فهمنا فعلا حدود تقنياتنا وما أن فهمنا هذه الحدود فقد عرفنا كيف نوسعها |
O zamana dek, hiç ara vermeyeceğim sizin bana verdiğiniz ara hariç. | TED | حتى ذلك الحين، لا أشغل أي مساحة لكن المساحة التي تعطيها لي. |
Parçalı, geçici görüntüleri bir araya getiriyordum, bilinçli olarak ipuçlarını inceliyor, hiçbir şey görmeyene dek, dağınık dürbünün içerisinde bir mantık arıyordum. | TED | جمعت صورا مبعثرة ، صورا عابرة، حللت الدلائل بوعي بحثت عن بعض المنطق في مشهدي المتداعي حتى لم أعد أرى شيئا أبداً. |
SD: Geçen haftaya dek bir kara delik görüntüsü hakkında hiç fikrimiz yoktu. | TED | ش.د: حتى الأسبوع الماضي، لم تكن لدينا أي فكرة حول شكل الثقب الأسود. |
Ancak öğrendiklerimin temelinde şu var, şu ana dek, depresyon ve anksiyetenin dokuz farklı nedenine ilişkin bilimsel kanıtımız var. | TED | ولكنني أعتقد أن أهم ما تعلمته هو أن لدينا أدلة علمية على تسعة مُسببات مختلفة للإصابة بالاكتئاب والقلق حتى الآن. |
Yakın zaman dek, aslında bir aşının nasıl çalıştığını bilmemiz gerekmiyordu. | TED | حتى مؤخرا, لم نكن في حاجة لمعرفة كيف بالضبط يعمل اللقاح. |
Atalarımızın inancına, kutsal inanca sizlere sadık kalacağız ölene dek... | Open Subtitles | إيمان آباؤنا الإيمان المقدس سوف نكون صادقين معك حتى الموت |
Kazancı gittikçe büyüdü, büyüdü ta ki mühimmat fabrikası havaya uçana dek. | Open Subtitles | ، أمواله نمت و نمت حتى اليوم الذي إنفجر فيه مصنع العتاد |
Ama ayrılman gerektiğini anlayana dek bizimle beraber burada kalabilirsin. | Open Subtitles | و لكن يمكنك البقاء معنا حتى تشعرين برغبتك فى الذهاب |
KızıI Haç'ın bir daha gelene dek elimizde kalan son çayı. | Open Subtitles | أخر ما تبقى من الشاى حتى يعبر الصليب الأحمر مرة آخرى |
Kolu geri çekmemiş olanlar ise sonsuza dek çoklu evrende kaybolacak. | TED | أي شخص لم يسحب الرافعة سيُفقد في الكون المتعدد إلى الأبد. |
Beni dinle. Şu ana dek yanlış bir şey yapmadın. | Open Subtitles | اسمعني ، إلى الآن أنت لم تفعل أي شيء خاطئ |
Bu delik, şimdiye dek kimsenin kaçamadığı bir cehenneme açılıyor. | Open Subtitles | هذه الفتحة تؤدي إلى الجحيم لم يهرب منها أحد أبداً |
Sahilde bekleyen bir kadırgası vardı. Mısır'a dek yeterli erzağı olduğunu söylediler. Mısır. | Open Subtitles | يقال ان لديه سفينة تنتظره على الشاطى محملة بالمؤن لرحلة طويلة الى مصر |
Hayır, hayır, ben parayı görene dek aygıt falan yok. | Open Subtitles | لا، لا، لا، لن ترى الغرض حتّى أرى المال، مفهوم؟ |
Ben dönene dek onları gözle ve gerekirse önce keskin nişancıyı indir. | Open Subtitles | , راقبهم حتي اعود ..واذا اظطر الامر الي . فكون القناص اولا |
Haftaya seçim var ve şimdiye dek Bill Parker rakipsizdi. | Open Subtitles | هناك انتخابات الاسبوع المقبل، وحتى الآن بيل باركر يستخدم بالتزكية. |
Cevap geliyor: 3 Cevap geliyor: 2 Cevap geliyor: 1 Körü körüne farklı kombinasyonlar denemek sonsuza dek sürer. | TED | الإجابة بعد: 3 الإجابة بعد: 2 الإجابة بعد: 1 سيستغرق الأمر للأبد إن حاولت تجربة تركيبات مختلفة للأرقام عشوائيًا. |
Paskalya'ya dek 10.000 libre değil, 12.000 libre ağır su istiyoruz. | Open Subtitles | بحلول عيد الفصح لن يكون لدينا 10000 باوند من الماء الثقيل و لكن 12000 من الماء الثقيل |
Tüm arkadaşlarının hayatları benim olacak, ve sonsuza dek genç ve güzel olacağım. | Open Subtitles | قريبا حياة كل الأطفال ستكون ملكى وسأكون جميلة وشابة مرى أخرى وإلى الأبد |
Önemli biri olmak için neden büyüyene dek bekleyelim ki? | TED | اذ لما يجب علينا الانتظار لحين نكبر لنصبح مؤثرين؟ |
Bu çiftlikten gitmenin yolunu bulana dek kitaplarla idare etmeliyim. | Open Subtitles | ريثما أجد سبيلًا للإنصراف عن هذه المزرعة، فأرضى بعالم الكتب. |
Şimdiye dek, hayatımı mahvetmene izin verdim ama bunu mahvetmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لقد تركتك تعبثين بحياتى لأقصى مدى لكنى لن أدعك تواصلين ذلك العبث |
Öğrencilerimin daha vicdanlı olmalarını beklerdim ama şu ana dek öne çıkan olmadı. | Open Subtitles | تمنيت أن يكون لطلابي ضمير جيد لكن لحد الآن لم يأتي أحد بالمقدمة |
Arabanın tekerlekleri iyice aşınana... ve dünyanın sonuna varana dek. | Open Subtitles | لغاية ما كاوتش السيارة يدوب وقتها هكون وصلت لنهاية العالم |
Şu ana dek hiçbir düşman benim nöbetimde buraya gizlice giremedi. | Open Subtitles | لم يسبق أن دخل عدو أثناء حراستي . حتى هذا اليوم |