Bu deneyimin sizi nasıl hissettirdiğini sanki gerçekten anlamış gibi. | TED | إنها حقاً كما لو أنك فهمت بم جعلتك تلك التجربة تشعر. |
Ummadığımız şey bu deneyimin bizi ne kadar etkileyeceğiydi. | TED | الآن، الذي لا نستطيع توقعه هو كيف ستكون هذه التجربة |
Gerçekten yıllardır sahip olduğum veriler sadece bir deneyimin en mükemmele yakın olduğunu gösterir. | TED | في الواقع, في السنة التي قمت فيها بتجميع المعلومات, طابقت تجربة واحدة فقط الشكل المطلوب لتصبح أفضل تجربة. |
Sahiden neye ihtiyacın olduğunu kavramak için 10 yıllık deneyimin oldu. | Open Subtitles | لديك الآن عشرة سنوات من الخبرة ولاكتشاف ما الذي تحتاجه فعلاً. |
Bendeki diğer herkesin yüzü tanıdık, kimse de senin deneyimin yok. | Open Subtitles | كل الرجال الآخرين في مخفري معروفين,لا يوجد أحد منهم لديه خبرتك |
Yani takımınız her zaman veya hiç kazanmasa da bu deneyimin gerçekten yararı vardır. | TED | و بالتالي حتى و إن لم يكن فريقك يفوز دائماً أو مطلقاً، فهناك فائدة من تجربتك. |
Amigdala, hipokampınızı strese neden olan deneyimin bir bellekle birleşmesi için harekete geçirir. | TED | عندها تَحُثّ اللوزة الحُصين على دمج التجربة المجهدة إلى ذكرى |
Sanat okulunda, tasarımın görünüşten ve bir şeyi hissetmekten daha fazlası olduğunu öğrenirsiniz, bu deneyimin tamamımıdır. | TED | في كليّة التصميم تتعلّم بأن التصميم هو أكثر من مجرّد المظهر الخارجيّ المتعلق بشيء ما، بل يتعلق بكامل تفاصيل التجربة. |
Stüdyoya döndüğümde hem deneyimin zihnimde bıraktıklarından, hem de fotoğraflardan genişliği bazen 3 metrenin üzerinde, çok büyük kompozisyonlar yaratmak için çalışırım. | TED | و في الورشة، أعمل استنادا إلى ذاكرتي عن التجربة و الصور لخلق لوحات كبيرة الحجم، بعضها يفوق عرضه العشرة أقدام. |
Paylaşma eylemi, birden deneyimin kendisinden daha önemli hâle geldi. | TED | القيام بالمشاركة أصبح فجأةَ أكثر أهمية من التجربة نفسها. |
Benim meselem: Genç bir kadın iken neden bu bana, insani ikilem ve deneyimin mükemmel örneği olarak öğretilmişti. | TED | سؤالي هو: لم علموني وأنا يافعة أن هذا هو المثال للمعضلة البشرية و التجربة البشرية؟ |
Ciddiyim, çünkü aslında bir deneyimin yazarın ifadesinin içselleştirilmesinden ilk elden yaşanmasına sıçrayış yapması için ilk araç. | TED | أعني هذا لأنه الوسط الأول الذي صنع القفزة من أخذ خبرة أحد المؤلفين عن تجربة ما، إلى تجربتنا لذلك الشيءفي البداية. |
Bu çocukların beyinleri hâlâ gelişiyor, bu yüzden her deneyimin süresini maksimum iki dakikayla sınırladık. | TED | نظرًا لأن أدمغة هؤلاء الطلاب لا تزال تتطور، حددنا إنهاء كل تجربة في غضون دقيقتين بحد أقصى. |
Fotoğrafçılık güzel bir deneyimin parçası olabilir. | TED | يمكن للتصوير أن يكون جزءاً من تجربة جميلة. |
İnsanlaştırılmış teknoloji, insan-teknoloji deneyimin de zaten doğal olanı alıyor ve teknolojiyi arka arkaya sonsuz bir şekilde geliştiriyor. | TED | التكنولوجيا البشرية تدور حول ما هو طبيعي في الخبرة البشرية التكنولوجيا وبناء تكنولوجيا تسير معها وبسلاسة. |
deneyimin meyvesi güzelliktir ama sadece usta bir zanaatkar böylesine bir güzellik yaratabilir. | Open Subtitles | إن الجمال هو ثمرة الخبرة نعم، لا يصنع مثل هذه الأشياء الجميلة سوى معلم بارع |
Kısıtlı askeri deneyimin vardığın sonucu desteklemiyor. | Open Subtitles | خبرتك العسكرية المحدودة لا تشجع على ثقة في توقعاتك.. |
ve lezbiyen deneyimin için... | Open Subtitles | مازال بأمكانكِ الرسم و بقدر بعد تجربتك السحاقية .. ِ |
Peki ölülerle ne kadar deneyimin oldu? | Open Subtitles | كم لديك من الخبره من اشخاص ماتوا امامك ؟ ؟ |
Çünkü çok fazla kavga deneyimin yok. | Open Subtitles | لانك ليس لديك خبره كثيره فى القتال. |
O bu deneyimin bir parçasıydı. Bize düşman olacak. | Open Subtitles | ـ لقد كانت جزء من تجربته ـ لم أسأل ماذا تكون |
Ama bunun dışında, seni bu göreve hazırlayacak başka bir deneyimin olmuş olabilir mi? | Open Subtitles | ولكن بعيداً عن هذا هل لديك أى خبرات أخرى مع النساء قد تؤهلك للعمل بهذه الوظيفة ؟ |
deneyimin amacı insanların öldürülmesine engel olmaktı, banka soymalarını kolaylaştırmak değil. | Open Subtitles | تجربتي تتعلّق بإيقاف النّاس من أن يُقتَلوا، وليس من أن يسرقوا المصارف. |
Genç Robin'i, kötülüğümün zirvede olduğu yıllarda, ...en büyük deneyimin bir parçası olarak kullandım. | Open Subtitles | لأسابيع كان (روبن) الشاب تحت رعايتي أستخدمته كموضوع لتجربتي العظمى |
Peki, restoran deneyimin var mı? | Open Subtitles | حسنا , هل لديك أي خبرة بعمل المطاعم ؟ |
Böyleleriyle deneyimin olduğunu söylemiştin. Oldu. | Open Subtitles | ظننت أن قلت أن لديك خبرة مع شباب من هذا النوع |