"durumlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحالات
        
    • الظروف
        
    • المواقف
        
    • حالات
        
    • لحالات
        
    • مواقف
        
    • للحالات
        
    • تسير الأمور
        
    • هي الأمور
        
    • الأوضاع
        
    • تجري الأمور
        
    • المناسبات
        
    • وضعيات
        
    • لحالة
        
    • ظروف
        
    Tabi, onun için orada. Acil durumlar ve sahte ajanslar için. Open Subtitles بالطبع ، لقد صُنع لهذا الحالات الطارئة و المتظاهرين بأنهم وكلاء
    ...- bunu söylemekten nefret ediyorum, bunu söylemek büyük acı veriyor- evrimde baş döndürücü bir sıçramanın yapıldığı açık bazı durumlar vardır. Open Subtitles لكني في الحقيقة أكره قول ذلك فقول ذلك صعب علي هناك بعض الحالات من الواضح أنه حدثت فيها قفزات مذهلة في التطور
    Şu durumlar altında anlayacağını düşünüyorum, neden kendi adamlarımla kalmayı tercih ettiğimi. Open Subtitles تحت هذه الظروف , أعتقد أنك تتفهم لم أفضل التمسك بجماعتي الخاصه
    -Biliyoruz ki böyle durumlar da insanların sinirleri dağılır. -Sinir mi? Open Subtitles وكلانا يعلم أن مثل هذه المواقف تعتمد على قوة أعصاب الأشخاص
    Ve bu insan deneyimleri spektrumundaki her şey nihayetinde bir spektrum boyu farklı durumlar üstlenen beyin sistemleri tarafından üretilir. TED وكل شيء في تلك السلسلة من التجارب البشرية تحدثُ أساسًا عن طريق أنظمة الدماغ التي تعتبر السلسلة من حالات مختلفة.
    Bu sistem, Suriye'de gördüğümüz olaylara benzer durumlar için oluşturuldu. TED لقد أنشئت على وجه التحديد لحالات مثل الوضع الذي نراه في سوريا اليوم،
    Tıpkı bunun gibi durumlar için eklediğim küçük bir özellik. Open Subtitles إنه شيء ضئيل أضفته من أجل مواقف تمامًا مثل هذه
    Bu durumlar, çoğunlukla hayatın ikinci on yılına kadar kendilerini belli etmiyorlar. TED تلك الحالات لا تحدد نفسها حتى العقد الثاني من الحياة
    Bizim için böylesi ender ve istenmeyen, normalde karşılaşılmayan durumlar, daha çok standart olaylar olur. TED بالنسةِ لنا، الحالات الهامشيّة هذه الحالات النادرة الغير محتملة الحدوث، تحدث بشكل اعتيادي.
    İlk kısımda çok iyi gelişme katettik ve evrim kanunları hakkında en uç durumlar hariç her koşul için bilgiye sahibiz. TED لقد قطعنا شوطا كبيرا في الجزء الأول وأصبح لدينا العلم والمعرفة بقوانين التطور عموما إلا في بعض الحالات الشاذة.
    Peki şimdi giderek daha fazla yüz yüze geldiğimiz daha dinamik ve öngörülemez durumlar? TED ولكن ماذا عن تلك الحالات الأكثر حيوية وغير المتوقعة التي نواجهها الآن يوما بعد يوم؟
    Koşullardaki bir takım durumlar özel bir tarzda vahşiler yaratmaya başladı. Open Subtitles وبعض الظروف غير العادية هي من تصنع هذا النوع من الهمج
    Karşı konulmaz zorluklar ve en umutsuz durumlar karşısında bile. TED حتى في مواجهة الصعوبات الشاقة الطاغية وفي أحلك الظروف.
    Hipotez ve durumlar hakkında hiç bir bilgileri yok. TED وكانوا المبرمجين جاهلين تماما للفرضية، ويجهلون الظروف.
    Mesela bir yaz kampındaki sosyal etkileşim yaşanacak durumlar gibi. Open Subtitles التعقيدات في المنام التفاعلات الإجتماعية في المواقف مثل المخيم الصيفي
    Erkekler ve kızlar aynı çatı altında olduğu zaman garip durumlar ortaya çıkabiliyor. Open Subtitles عندما يعيشون الفتيات و الأولاد في نفس المنزل بعض المواقف المحرجة قد تحدث
    Böyle bir düşünce şeklinin uygulanabildiği belli başlı durumlar olsa da yine de esneyebilir ve uzatılabilirler. TED حتى وإن كانت هناك حالات إفتراضية يمكن ان تطبق عليها واحدة من هذه العقليات، يمكن أن تُمدد وتُوسع.
    Ayrıca ailesinin hayatını iyileştirmek için, acil durumlar için ya da işlerini büyütmek için kullanacağı tasarruf edebileceği bir geliri yok. TED وليس لديها دخل فائض لتقوم بتحسين ظروف معيشة عائلتها، أو لحالات الطوارئ، أو للاستثمار في تنمية مشروعها التجاري.
    Yüksek stresli durumlar başladığında dikkatlerini ölçüyoruz. İki ay sonra bir daha ölçerek bir değişim olup olmadığını kontrol ediyoruz. TED ونراقب انتباهم في مواقف الضغط الشديد ثم نتابعهم مرة أخرى بعد شهرين وأردنا اكتشاف لو حدث اختلاف.
    Ancak daha ciddi durumlar, tüm solunum sürecini devralan bir cihaz gerektirir. TED لكن بالنسبة للحالات المقعدة، فذلك يتطلب جهازًا يسيطر على عملية التنفس بالكامل.
    - Evet. Stüdyo Orkestrası'yla durumlar nasıl peki? Open Subtitles إذاً، كيف تسير الأمور مع فرقة الأستوديو؟
    - Dört gün geç kaldınız ama onlar bunu bilmiyor. Evde durumlar nasıl? Open Subtitles أنت أربعة أيام في الوقت متأخر، لكنهم لا يعرفون ذلك, كيف هي الأمور في البيت؟
    Öyle durumlar yaratiyorsun ki agzindan en kötü sözler çikiyor, seni tehdit ediyor. Open Subtitles تخلقين تلك الأوضاع التي تظهر أسوأ ما فيه ثم يعاملك هو بطريقة سيئة
    Bir de sosyal hizmetlerden birileri ufak bir konuşma yapıp durumlar nasıl diye bakmak için uğrayabilir. Open Subtitles وقد تمر عليكم الأخصائية الإجتماعية لتتحدث معكم وترى كيف تجري الأمور
    Tabii ki bunu zor olduğu durumlar da var, öncelikli olarak, biliyorsunuz, hayat zor. TED بالطبع، هناك بعض المناسبات حيث يصبح من الصعب جداً ماذا تضع أولاً، لكن، أنت تعلم، الحياة صعبةٌ جداً.
    Gerçek kişiler, gerçek durumlar, gerçek seks asgari düzeyde montaj. Open Subtitles أشخاص حقيقيون, وضعيات حقيقية جنس حقيقي... حد أدنى من التعديل.
    - Amcam acil durumlar için şapkasında daima marmelatlı sandviç saklardı. Open Subtitles المربى؟ لطالما عمي أبقى شطيرة مربى في قبعته، تحسباً لحالة طوارئ
    Mahkumlarla aileleri arasındaki konuşmalar hapishane yönetimi tarafından dinlenir bazı özel durumlar dışında. Open Subtitles المحادثة بين أفراد الأسرة والمدانين تخضع لمراقبة السجن إلا في ظل ظروف معينة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more