"duymak" - Translation from Turkish to Arabic

• سماعه
• أسمع
• تسمع
• اسمع
• لسماع
• بسماع
• أسمعه
• معرفة
• تسمعي
• أسمعك
• تسمعه
• أسمعها
• السماع
• نسمع
• سماعك

İşte bütün duymak istediğim buydu. Bu şey mükemmel işe yarıyor.
هذا كل ما أحتاج سماعه ياولد، هذا الشئ يعمل بشكل ممتاز

Size paramı çalan ve duymak istediklerimi söylemeyen... orospulara ne olur gösterecem..
سأريك مالذي يحدث لمن يسرق مالي ولا تخبرني ما لا أريد سماعه

Senin hikayeni duymak istemediğimi, söylemiştim. Ancak bazı bilgilere ihtiyacım var.
أسمع، لا أريد أن أسمع قُصتك و أنما بحاجة لبعض المعلومات

Onu durdurmak istedim, bir şeyler söylemek istedim, bir şeyler duymak istedim ondan.
أردت أن أوقفه، لأقول له شيئا ما ا أردت أن أسمع منه شيئا

Son anınızda neler duymak istiyor ve bunları kimden duymak istiyorsunuz?
ماذا تريد أن تسمع في النهاية، وممن تريد أن تسمع ذلك؟

Bir daha, bu sabahki gibi bir gösteri duymak istemiyorum.
فلا اريد ان اسمع منها مثل ما سمعته هذا الصباح

Ama eminim bunu duymak senin için sıkıntı verici olmalı.
.لا، لا لكن لا بدَّ وأنّكَ قلقتَ لسماع هذا الكلام

Sana duymak istediğini söyledim. Bunun dışında beni yoketmek istemiştin?
أخبرتك بما تود سماعه ثم ما الذي كنت ستفعله، تدمرني؟

duymak isteyecekleri son şey... psişik birinin yardımına muhtaç olduğumuz.
اَخر شيء يريدون سماعه أننا نستجدي بروحي للمساعدة في تحقيقنا

Onunla ilgili bilmem gereken bir şey varsa, şimdi duymak istiyorum, lütfen.
إذا كان هناك شيء بشأنه ويجب عليّ معرفته، فأود سماعه الآن، رجاء

Yine de, televizyonda kendi hakkında söylenenleri duymak berbat bir duygudur.
ولو، بمجرد سماعه من أفواههم، على التلفاز، في شخصك تشعر بالاشمئزاز

Söylediğim ya da anımsadığım şeyleri duymak istemiyorum. Beni yalnız bırak.
لا أريد أسمع أي شئ قلته أو تذكرته أتركني فقط لوحدي

Haberleri bazı kelimelerin bir araya gelmesini duymak için dinledim ama gelmediler.
راقبت الأخبار منتظرا أن أسمع مجموعة معينة من الكلمات, لكنها لم تأتي

Ugşşşşşşşşşş. O adamın ağzından çıkmış herhangi bir şeyi duymak istemiyorum;
لا أريد أن أسمع أي شيء خرج من فم ذلك الرجل

Servis size seçenekler sunar diğer taraftan duymak istediklerinizle ilgili.
ولذلك يعطونك الخيار ماذا تريد ان تسمع على الطرف الاخر

Bir grup genç gelmiş olmalı. Kahkaha sesi duymak, güzel bir değişiklik oldu.
مجموعة من الأطفال وصلوا للتو إنه لأمر حسن أن تسمع ضحكة للشعور بالتغيير

Sıçtığımın Korelileri hakkında tek bir kelime daha duymak istemiyorum!
. لا اريد أن اسمع شيئا اخر عن الكورييون اللعينون

Ve diğer insanların tecrübelerini dinlemeye çabalamaya başladım çünkü alsa yaşayamayacağım hayatlar olduğundan çok kıskançtım, ve kaçırdığım her şey ile ilgili şeyleri duymak istiyordum.
وأصبحت أتلهّف لسماع تجارب الآخرين؛ لأنني شعرت بالغيرة من وجود حيوات كاملة لن أعيشها أبدًا. وأردت أن أعرف كل ما يفوتني.

Bunu duymak güzel. Çünkü biraz önce "Reader's Digest" ile görüştüm.
سعيدٌ بسماع ذلك، لأني أغلقت لتوي السماعة مع مجلة ريدرز دايجست

Söz veriyorum, bilirsin, sadece duymak istediğimi duymayacağım, tamam mı?
و أعدك, لن أسمع فقط ما أريد ان أسمعه, موافق؟

Bence oğlunuz duymak istediklerinizi bilme konusunda kendini çok geliştirmiş.
أظن أن ابنكما تحسن كثيراً في معرفة ما تريدان سماعه

JN: Yani herşeyi duymak istemiyorsun?
ج.ن : إذا كنت لا تريدين أن تسمعي كل ما هو في الخارج؟

Onlarin kim olduklaríní biliyorum, sadece nasíl sarki söyledigini duymak istedim.
لا شيء أعرف من هما، و لكني أردت أن أسمعك تقولينها

Bunlar bir kızın bir erkekten duymak istediği şeyler değil midir?
أليس هذا ما تريده كل فتاة أن تسمعه من رجل ؟

Yazdılar. Atladığınız bir şey vardır belki diye duymak istedim.
نعم فعلوا, أحب أن أسمعها منك في حالة نسوا شيئاً

Yine de duymak başka şey kendi gözlerinle görmek başka.
لكنْ شتّان ما بين السماع عنه و رؤيته بأمّ العين

Bu hikâyeleri anlatırken, ne gibi fikirleriniz var, duymak isteriz.
نريد أن نسمع ما لديك من أفكار لرواية هذه القصص.

Bunu senden ilk kez duydum. Sadece tekrar duymak istedim.
لقد سمعتك من المرة الأولى، ولكني أردت سماعك مرة أخرى.