"eşlik" - Translation from Turkish to Arabic

    • مرافقة
        
    • ترافقني
        
    • ترافق
        
    • مرافقتي
        
    • مرافقتك
        
    • صحبة
        
    • الصحبة
        
    • الإنضمام
        
    • رفقة
        
    • الرفقة
        
    • الانضمام
        
    • أرافقك
        
    • بصحبة
        
    • برفقة
        
    • أنضم
        
    Dönüşümde herkesin toplanarak yapacağı ahır için sana eşlik etmeyi umuyordum. Open Subtitles نعم، وكنت أمل أن مرافقة لك إلى حظيرة الوعي لدى عودتي.
    bana eşlik etmek için, küçük bir kızı öldürebileceğin anlamına gelmiyor Open Subtitles من أجل أن ترافقني أنت لم تعفو حتى عن طفلة صغيرة
    Ve buna eşlik eden sosyal baskılar acımasız. TED و الضغوط الاجتماعية التي ترافق هذا قاسية
    Hazır fırsatım varken sormak isterim. Öğleden sonra doğa aktivitesinde bana eşlik etmek ister misin? Open Subtitles أريد اغتنام هذه الفرصة لأسألك إن أردت مرافقتي لتأمّل الطبيعة عصر اليوم.
    Evet, kısa bir süre için sana eşlik edemeyeceğim, anlamaya çalış. Open Subtitles نعم ، لفترة قصيرة لا يمكنني مرافقتك للهو ، حاولي أن تتفهمي.
    Neyse, dediğim gibi, bana eşlik eden çok insan vardı. Open Subtitles على أيّ حال ، مثلما قلت كان لديّ صحبة كبيرة
    Diğer konukları ihmal ediyorum. Genç bayanlar size eşlik etmeye hazır. Open Subtitles أنا أهمل ضيوفي الأخرين ستجد أن الشابات يثيرن الصحبة
    Siz ve misafirleriniz bu gece yemekte bize eşlik etmek ister misiniz? Open Subtitles لقد كنت أتسائل إن كان بإمكانك و ضيوفك الإنضمام إلينا على العشاء الليلة
    Kendimi ve Rahibe Luke'ü birbirimize eşlik... etmek istediğimiz için kusurumuzu beyan ediyorum. Open Subtitles أعلن عن نفسي و الأخت لووك .. إلتماسنا رفقة بعضنا البعض.
    eşlik ettiğiniz için sağ olun. Open Subtitles حسناً ، هذا يكفي شكراً على الرفقة المسلية
    Yanına git ve ona eşlik etmek istediğini söyle, o kadar. Open Subtitles إذهبي إلى الرجل، واسألي إذا كنتي تستطعين الانضمام إليه
    Ben de sizi tanımıyorum. İzin verin de evinize kadar size eşlik edeyim. Open Subtitles . أنا لا أعرفكِ ايضاً . هل تسمحين لي أن أرافقك
    İçimden gelerek söylüyorum, bana eşlik etmenizden hiç bu kadar zevk almamıştım. Open Subtitles التى لم أكن لأتوقعها أشعر بأننى لم أستمتع بصحبة مثل هذه أبداً
    Durum çok ciddi. Bu ihtiyara eşlik etmek zorundayım. Open Subtitles انظرو يا رفاق لدي حالة خطيرة هنا كنت أحاول مرافقة هذا الرجل
    Bütün kararları O verir. Ben sadece eşlik ediyorum. Open Subtitles إنها من تتخذ كل القرارات أنا مجرد مرافقة
    Yani yiyecekler, içecekler. Bana eşlik edebilirsin. Open Subtitles أعني , أن تحظى بدعوات لتناول الطعام يمكنني أن أجعلك ترافقني
    Biraz önce bu konuyu tartışmıştık ama... acaba Rose ve Rose şirketi eczaneye kadar... yaşlı kadına eşlik edebilir mi diye merak ediyordum. Open Subtitles أعرف بأنّنااجرينا للتو تلك المناقشة لكنّي كنت أتسائل إذا شركة روز وروز يمكن أن ترافق سيدة كبيرة إلى الصيدلية
    Ben yemek için bir şeyler alacağım; İstersen bana eşlik edebilirsin Open Subtitles أنا ذاهب لأحصل على بعض الطعام، بمكنك مرافقتي إن أردت.
    Bruce Nigel konserinde bana eşlik etmene ihtiyacım var. Open Subtitles احتاج مرافقتك الي حفل بروس نيجل الموسيقي
    Buradan geçiyordum, Elizabeth'in birkaç saat bana eşlik etmesini rica edeyim dedim. Open Subtitles كنت ماراً و تسائلت لو أمكنني رجاء معروف صحبة إليزابيث لبضع ساعات؟
    Ne zaman yemen gerekse biz sana eşlik edebiliriz. Open Subtitles حسناً، سنمنحك الصحبة متى ما تعين عليك تناول الطعام
    Kaydı Anita Orduno adına yapılmış, onu Flamingo moteline kadar izledik, daha sonra yanına Kafkas bir bayan katıldı, ah, 20'li yaşlarda, 25, 29 falan, ve 3.5 saat otelde ona eşlik etti. Open Subtitles الهدف تم تتبعه إلى فندق لودج فلامنجو حيث أنها مسجلة تحت إسم أنيتا أوردونا وتم الإنضمام للهدف من قبل إمرأة قوقازية
    Silahlı olarak burada bulunma hakkınız yok. Size geminize kadar eşlik edeceğiz. Open Subtitles إنكم ليس لديكم الحق في أن تكونوا هنا في حماية السلاح إنني سوف أرسلكم ثانية إلى سفينتكم في رفقة صحبة مسلحة
    eşlik edenlerden pek hoşlanmaz. Tek başına gitmek zorundasın. Open Subtitles هي لا تحب الرفقة تماماً يجب ان تذهبي وحدك
    Ve eğer senin için sakıncası yoksa yemekte bize eşlik edecek. Open Subtitles واذا كان الامر كله معك حق، وانه ستعمل الانضمام إلينا لتناول العشاء.
    Bana verilen emir, sınıra kadar size eşlik etmek... ve öteki tarafa geçtiğinizden emin olmak. Open Subtitles الأوامر كانت أن أرافقك إلى الحدود وأراك سليم عبر الحدود
    Eğer tek bir kadınsanız, içeri almıyorlar. Bir erkek tarafından eşlik edilmeniz gerekiyor. TED فهم لن يسمحون لكي بالدخول إن كنت بمفردك، يجب عليك أن تكوني بصحبة رجل.
    Büyük baloda, kraliçe ile birlikte gireceksin ama devlet yemeğinde eşlik edilmeden gireceksin. Open Subtitles في الإحتفالات الكبيرة .. تدخلين برفقة الملكة ولكن في حفلات العشاء بالإمارة ..
    Ah, sanırım sana eşlik etmek için planlarımı iptal edebilirim. Open Subtitles إلويذراعي،و .. ربما سألغي خططي و أنضم إليك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more