"gördüğü" - Translation from Turkish to Arabic

    • رأته
        
    • يراه
        
    • رأى
        
    • يرى
        
    • رآها
        
    • تراه
        
    • رأت
        
    • رأه
        
    • شاهده
        
    • يراها
        
    • رأتها
        
    • رأها
        
    • رآه
        
    • شاهدها
        
    • شهدته
        
    Yemeğini bitireceksin garsona gördüğü en büyük bahşişi bırakacaksın ve kalkıp gideceksin. Open Subtitles وتتركين أكبر بقشيش للنادلة قد رأته في حياتها، وبعدها تنهضين وتغادرين ..
    Yılda 20 milyar dolar. Çoğu çocuğun gördüğü 10.000 reklam. TED عشرون بليون سنوياً , عشرة آلاف اعلان يراه غالب الأطفال
    Kimin neyi gördüğü, kimin ne yaptığı, kimin kimi yaptığı hiç umurumda değil! Open Subtitles لا أبالي بمن رأى ماذا أو من فعل ماذا أو من رأى من
    Gant bu karmaşayı gördüğü zaman senin yerinde olmak istemem. Open Subtitles لم ارد أن يكون انت عندما يرى جانت هذه الفوضى
    Chuck'ın gördüğü seri no'lar sahte bir kalıp paranın uzantısı. Open Subtitles الارقام التسلسلية التي رآها تشك هي لسلسلة عمليات تزوير لعملات
    Tyra büyük ihtimalle Gibbs'in onun görmesini istemediği bir şey gördüğü için öldürüldü. Open Subtitles لقد أطلق الرصاص على، تايرا لأنها رأت أمر ما لم يرغب بأن تراه
    IŞİD'e bakınca gördüğü buydu. TED هذا ما رأته في تنظيم الدولة الإسلامية في العراق والشام المسمى داعش.
    Benim küçük hapishaneme baktığında gördüğü şey bir laboratuvardı. TED هي رأت سجني الصغير وكل ما رأته هو مختبر
    Yatmadan önce gezegenlerin rotasını gözlemliyor ve şemasına danışıyor, daha önce gördüğü meteoru anlamlandırmaya çalışıyor. TED وقبل الخلود للنوم، تراقب مسارات الكواكب وتراجع مخططاتها البيانية تحاول فهم النيزك الذي رأته مسبقًا.
    Benim veya bir başkasının şimdiye dek gördüğü en saf meth'i pişiriyor. Open Subtitles يطبخ أنقى انواع الميث والذي لم أرهُ او يراه الآخرين من قبل.
    Saat sabahın altısı hasta uyanıyor ve gördüğü ilk şey- Open Subtitles اذن الساعة 6 صباحا المريض يستيقظ و اول ما يراه
    Kimin neyi gördüğü, kimin ne yaptığı, kimin kimi yaptığı hiç umurumda değil! Open Subtitles لا أبالي بمن رأى ماذا أو من فعل ماذا أو من رأى من
    Ortada bir bebek olmadığını gördüğü an beni yere fırlattı. Open Subtitles عندما رأى أنه لم يكن هناك طفل رماني على الأرض
    Etrafında parıldayan bir şeyler gördüğü an, onun olsun istiyor. Open Subtitles هو يرى شيئا لامعاً بقربه , وهو نوعاً ما يريده
    Kapısını açtığında ilk gördüğü şey, bendim. TED أول شيء يرى أنه عندما قال أنه يفتح باب منزله، أنها لي.
    Gözetmenin şimdiye kadar gördüğü en iyi sürüş olduğundan bahsetmiş miydim? Open Subtitles هل قلت أن الممتحِن قال أنها أفضل قيادة رآها في حياته
    Bir deniz dolusu kadar çizgi roman, gözlerinin gördüğü her yer. Open Subtitles مجرد بحر من القصص المصورة يصل إلى نهاية ما تراه عيناكِ
    Pişman mısın? Onu buna maruz bıraktığın, öbür yanını gördüğü için? Open Subtitles هل تأسف لذلك لتعريضها إلى ذلك وانها رأت ذلك الجانب منك
    İlk bir iki gün aynaya baktı ve gördüğü şey çok hoşuna gitti. Open Subtitles و أول أو ثاني يوم نظر في المرآة كان سعيدًا جدًا بما رأه
    Benimle konuştu ve gördüğü ihtişamı anlattı. Open Subtitles وتحدث لي وأخبرني كم كان فخوراً مما شاهده
    Glenn'e hapishaneyi uygun gördüğü şekilde yönetmesi için izin verdiniz. Open Subtitles لقد سمحت لجلين أن يدير السجن بالطريقة التى يراها مناسبة
    Şu anda ise, bu ihtiyar gözlerin gördüğü en güzel geline bakıyorum. Open Subtitles وفى هذه اللحظة فأنا أنظر إلى أجمل عروس رأتها عيناى على الإطلاق
    Evet, onu gördüğü ilk dakikadan itibaren yazarın, aradığı kadın olduğunu biliyordu. Open Subtitles أجل من اللحظة التي رأها عرف أنها السيدة المدخنةالتي كان يبحث عنها
    Ben tanıyorum. gördüğü şeyin gerçek olduğunu bilmek itibarının geri gelmesine yardımcı olabilir. Open Subtitles إذا علم أنه ما رآه كان حقيقياً، فقد يساعده ذلك على إستعادة كرامته.
    Daha önce herkesin gördüğü şeyleri görmek, ama sadece görmekle kalmayıp bunlar hakkında daha önce kimsenin düşünmediği şekilde düşünmekle ilgili. TED الأمر كله عن رؤية الأشياء التي شاهدها الجميع من قبل لكن التفكير بها بطرق لم يتطرق إليها أحد من قبل.
    Ama benim gözümün gördüğü adam çok da büyük değildi. Open Subtitles لكن الرجل الذي شهدته عيني لم يكن كبيراً بما يكفي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more