"gördüğüm" - Translation from Turkish to Arabic

    • رأيته
        
    • رأيتها
        
    • أرى
        
    • رأيت
        
    • رأيتك
        
    • أراها
        
    • شاهدته
        
    • رايته
        
    • اراه
        
    • رأيتهم
        
    • رايتها
        
    • قابلته
        
    • رأيتكِ
        
    • رَأيتُ
        
    • رأيتُه
        
    gördüğüm şeyi gerçekten hatırlamanın yolu gerçekte gördüğüm gibi kayıt etmekti. TED الطريق إلى تذكر ما رأيت حقا كان تسجيله كما رأيته فعلا.
    gördüğüm en son şey olan o... bize saldıran alçak kapşonlu adamla dövüştü. Open Subtitles لقد كانت آخر شيء رأيته كانت تقاتل الرجل الجبان ذا العباءة الذي هاجمنا
    Harika bir tenisçisin ve de hayatımda gördüğüm en kötü sürücüsün. Open Subtitles إنك لاعبة تنس ماهرة إنك أسوأ سائقة سيارة رأيتها في حياتي
    Bütün ayrıntılarıyla hatırlıyorum... ama ondan önce gördüğüm hiçbir gündoğumunu hatırlamıyorum. Open Subtitles اتذكره تماما لم أستطيع نسيانه أبدا فلم أرى أي شروق بعده
    Sonra bu düğmeleri buldum ve düğmeleri kazağın üstünde gördüğüm an ona bayıldım. TED ثم رأيت هذه الأزرار، وفي اللحظة التي كانت فيها الأزرار على السترة، أحببتها
    Senin böyle olduğunu biliyordum. Yanımda durduğunu gördüğüm an bunu biliyordum. Open Subtitles علمت انك ستكون هكذا منذ اللحظة التى رأيتك فيها تقف بجوارى
    Annene Kramer'ın yerinde ilk baktığımda o hayatımda gördüğüm en muhteşem şeydi. Open Subtitles عندما قابلت امك عند كرامر انها كانت اجمل شئ علي الاطلاق رأيته
    Er Lee Lemon gördüğüm en iyi acemi asker olabilir. Open Subtitles لي ليمون قد يكون أفضل مجند رأيته طوال سنوات خدمتي
    Kafaları uçurulmuş insanlar gördüm savaşlarda. Fakat bu gördüğüm insan değildi. Open Subtitles رأيت رجالا تقطع رؤوسهم في الحرب ما رأيته لم يكن بشريًا
    Bu kadar yetenekli olan, şimdiye kadar gördüğüm ikinci kişi. Open Subtitles أنه ثاني شخص رأيته في حياتي يمتلك مثل هذه المهارات
    Ancak gözlerindeki hüzün tüm gördüğüm fotoğraf bundan başkası değildi. Open Subtitles و لكن الحزن في عينيه انها صورة كل ما رأيته
    Çok ilginç. En az bugün gördüğüm resimler kadar ilginç. Open Subtitles أنا مهتم تقريبا كما أهتم ببعض الصور التى رأيتها اليوم
    Tamam, son meteor yağmuru sırasında gördüğüm uzay gemisini hatırlıyor musun? Open Subtitles حسناً، حسنا، تعرف تلك المركبة الفضائية التي رأيتها خلال السقوط الأخير؟
    Rahmetli annen, şimdiye kadar gördüğüm en büyük popoya sahipti! Open Subtitles أمك رحمها الله كانت لها أسمن مؤخرة رأيتها في حياتي
    Bütün ayrıntılarıyla hatırlıyorum... ama ondan önce gördüğüm hiçbir gündoğumunu hatırlamıyorum. Open Subtitles اتذكره تماما لم أستطيع نسيانه أبدا فلم أرى أي شروق بعده
    gördüğüm kadarıyla, her fırlatmayı izleyen bir tek ben değilmişim. Open Subtitles أرى بأني لستُ الوحيد الذي ينظر للسماء عندما يحدث إطلاق
    Pekala, onu uydurdum ama bu, gördüğüm şeylere inanman içindi. Open Subtitles حسنا .. أنا صنعت ذلك بأعلى لكي تصدقيني فيما رأيت
    Bebeğim, Bunu biliyorum. Düştüğünü gördüğüm anda.. Silahı şakağıma dayar.. Open Subtitles حين رأيتك تسقطين كدت أضع المسدس في فمي وأسحب الزناد
    Ama ikinci bir şansı gördüğüm zaman anlayacak kadar zekiyim. Open Subtitles لكني ذكي بما فيه الكفاية لأعرف الفرصة الثانية عندما أراها
    Görünüşe göre gördüğüm en iyi avukat falan değilmişsin sen. Open Subtitles اتضح لي بعد كل شيء بأنك لست أفضل محامي شاهدته
    Onu gördüğüm son ana götürebilir misin beni, rica etsem? Open Subtitles هل يمكنك أن تأخذني الى أخر مرة رايته فيها أرجوك
    Tek gördüğüm; adamı Jelly ve kimsenin tanımadığı itin teki. Open Subtitles كل ما اراه هو رجله جيللي ونكرة اخر غير معروف
    Ortam kontrolü için hava geçirmez conta. Bu katta gördüğüm en güvenli şey. Open Subtitles أجَل، ستائِر هواء للتحكم في الجو، أكثَر رجال أمن رأيتهم في هذا الطابِق.
    Akıllı, seksi. Keşfedilmemiş. Deli dolu, karmaşık, gördüğüm en güzel şey. Open Subtitles انها منفتحة, تلقائية و صعبة انها اجمل امرأة رايتها فى حياتى
    Şimdiye kadar gördüğüm ve duyduğum kadarıyla en çok acıya maruz kalan insan. Open Subtitles لقد مر بتجربه من الألم والعذاب أكثر من أى شخص قابلته فى حياتى
    Seni ilk kez din kültürü dersinde gördüğüm andan beri çok değer veriyorum. Open Subtitles وقد عرفت ذلك منذ المرة الأولى التي رأيتكِ فيها في فصل دراسة التوراة
    Bu sabah aynaya baktığımda gördüğüm o kadar çok hoşuma gitti ki, öpmeden edemedim. Open Subtitles هذا الصباحِ، نَظْر في المرآةِ، تَمتّعتُ بما رَأيتُ كثيراً , أنا لا أَستطيعُ أَنْ أُمزّقَ نفسي بعيداً.
    gördüğüm kaşıdığın ve kangrenli bir hâle getirdiğin kötüleşmiş, irinli bir yara. Open Subtitles لا، ما رأيتُه هو جرحٌ متقيّح قمتَ بحكّه وشوّهته إلى درجةٍ فظيعة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more