"gördüğümüz" - Translation from Turkish to Arabic

    • رأيناه
        
    • نراه
        
    • رأيناها
        
    • رأينا
        
    • نرى
        
    • نراها
        
    • شاهدناه
        
    • رايناه
        
    • ننظر
        
    • نراهم
        
    • نشهده
        
    • شهدناه
        
    • رَأينَا
        
    • رؤيتنا
        
    • نشاهدها
        
    Video kayıtlarında gördüğümüz her kim ise, üstündeki giysiler etrafa atılmış. Open Subtitles أيّن كان من رأيناه بشرائط الفيديو, ملابسه مبعثرة في أرجاء المكان.
    Rusi'nin resifinde gördüğümüz siltasyon bir sonraki soruyu sormamıza neden oldu Open Subtitles الغرين الذي رأيناه في شعبة روسي المرجانية دعانا إلى السؤال القادم
    Şimdi gördüğümüz her şey yapay zekânın evriminde anlık bir görüntüdür. TED كل الذي نراه الآن هي مجرد لقطة في تطوير الذكاء الإصطناعي.
    Düşen birlik nakliye uçağının enkazını kontrol ederken gördüğümüz uçak olabilir. Open Subtitles يمكن ان تكون الطائرة التي رأيناها عندما كنا نتفقّد القوات المحطمة
    Çarptığını gördünüz mü? Aslında kuyruğunu da kullanıyor. Tıpkı laboratuvarda gördüğümüz gibi. TED هل رأيتم الإرتطام؟ إنه يستخدم ذيله كذلك تماما كما رأينا في المختبر
    Şimdiye kadar gördüğümüz veya duyduğumuz bu. Hiç kimse nedenini bilmiyor gibi. Open Subtitles إن هذا كل ما نرى ونسمع منه الآن لا أحد يعرف السبب
    Sinirbilimciler bize, gördüğümüz bütün biçimleri, nesneleri, renkleri ve hareketleri onların oluşturduğunu söylüyor. TED يقول علماء الأعصاب بأنها تخلق بشكل آني جميع الأشكال والألوان والحركات التي نراها
    Çocuk demişken, o gün vitrinde gördüğümüz karyolayı hatırlıyor musun? Open Subtitles بالحديث عن هذا ، أتذكرين المهد الذي رأيناه في المعرض؟
    gördüğümüz şeylerin büyük çoğunluğu dijital saçmalıklar, fakat sonra bunu fark ettim. Open Subtitles معظم ما رأيناه كان مجرد هراء رقمى ولكنى بعد ذلك لاحظت هذا
    Ultrasonun olabileceğinden daha canlıydı. Böbreğin içinde gördüğümüz TED فهي أكثر دقة من صورة الأشعة فوق الصوتية . ما رأيناه في تلك الكلية
    Bizim burada gördüğümüz Engelli Hakları Sözleşmesi. TED وما رأيناه يُدعى معاهدة حقوق للأشخاص ذوي الاحتياجات الخاصة.
    gördüğümüz şeyi bizim oluşturduğumuza dair oldukça ikna edici kanıtlar var. TED ولكن هناك بعض الأشياء التي تفرض نفسها بأننا ننشئ ما نراه
    ama bizim gerçekte gördüğümüz böyle devam etmesinden daha da ileri gidileceği. TED و لكن ما نراه حقيقة نحن في الحقيقة نفعل أكثر من المجاراة.
    Tanrı denizcileri görünce zevke gelir... çünkü biz gördüğümüz her şeyi öldürürüz! Open Subtitles إن الله يبارك قوات سلاح البحرية لأننا نقتل كل شيءٍ نراه أمامنا
    Tuhaf ama, restoranda gördüğümüz en garip doğum bu değil. Open Subtitles من الغريب ان هذه ليست اغرب ولادة رأيناها في المطعم
    Az önce gördüğümüz müzik, ızgaralardakı notalar rasgeleden çok çok uzak. TED هذه الموسيقى التي رأيناها سابقًا، هذه النجوم على الشبكة، بعيدة تمامًا عن العشوائية.
    O gece, birbirimizi gördüğümüz son andı ona dedim ki : Open Subtitles في تلك الليلة رأينا بعضنا البعض لآخر مرة . .. أخبرتها
    ve hatırlayın, işte bu zaman sözde kullanıma hazır kötü amaçlı yazılımları ilk kez gördüğümüz zamandır. TED و تذكروا، كان هذا الوقت عندما رأينا للمرة الأولى ما يسمى بهذه البرامج الخبيثة الجاهزة.
    Biz kendimiz burayı soymaya başlayabiliriz, ve sonra soyguncuları gördüğümüz zaman Open Subtitles نستطيع أن نبدأ بسرقة المكان أنفسنا و عندما نرى اللصوص سنكون
    Kolayına kaçmadan, gerçekten gözlüklerle gördüğümüz dünyayı deneyimlemeyi simule etmeye çalışıyoruz. TED نريد محاكاة التجربة الواقعية التي نراها عبر النظارة، بدون أي خدع.
    Dil, çok erken gelişen etkilere de neden oluyor, renk örneğinde gördüğümüz gibi. TED من الممكن أن يكون للغة تأثير مبكر جداً، ما شاهدناه في موضوع الألوان.
    Bence, burada gördüğümüz kadarıyla bu gece içkiyi biraz fazla kaçırmışsınız. Open Subtitles اظن بما رايناه الان لدي تاكيد قوي بانك كنت مخمورا الليلة
    gördüğümüz gibi; bu en büyük yanlılıktır. TED الآن بإمكاننا أن ننظر إلى هذا كأكبر إنحياز
    Bunlar merhum Nelson Mandela, bugün Afrika'da gördüğümüz liderlerin çoğu ve Paul Kagame gibi insanlar. TED وهم من أمثال الراحل نيلسون مانديلا ومعظم القادة الأفارقة اللذين نراهم اليوم، مثل بول كاغامي وغيره.
    Bu gördüğümüz Hindistanlı bir anne, ve o, yeni keşfedilen bir dil olan Koroca konuşuyor. TED وما نشهده هنا صورة لأم في الهند, وهي تتحدث لغة الكورو, وهي عبارة عن لغة مكتشفة حديثاً.
    Aksine, gördüğümüz birçok insanın birazcık hile yaptığıydı. TED بل عوضاً عن ذلك، ما شهدناه هو أن الكثير من الناس قاموا بالغش قليلاً.
    Özel yardım olmadan... gördüğümüz her şey kapanacak. Open Subtitles بدون إعانة خاصةِ كُلّ شيء رَأينَا سَيُغلقُ
    Bu fotoğrafları gördüğümüz için, bizi bozuk para gibi harcarlar. Open Subtitles هل تعتقدين أنه بعد رؤيتنا لهذه الصور لن يهتموا بنا
    Hollywood'dakilerin, filmlerde gördüğümüz fantastik yüzey şekillerini yaparken kullandığı araçları kullandık. TED استخدمنا الأدوات التي تستعمل في هوليوود لعمل هذه المناظر الطبيعية الخيالية التي نشاهدها في الأفلام.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more